Mesajı attıktan sonra direkt uygulamadan çıktım ve kendimi uykuya teslim ettim .
Uyandığımda çoktan sabah olmuştu , saatler 06.30'u gösteriyordu . Kalktım ve hazırlandım . Garip , Bartu veya Ali uyandırmadan uyanabilmiştim . Evin içi baya sessiz gibiydi , öldü mü lan bunlar , niye hiç ses yok bu evde ?
Tamamen hazırlanmıştım . Odamdan çıkıp çocukların odalarına gittim . Ali odasında yoktu , acaba o Bartu ile birlikte beni beklemeden çıktılar mı ? Bartu'nun odasına baktığımda o da odasında yoktu . Vay adiler , bi kere şu çocuğu da uyandıralım dememişler mi ?Ama daha saat erken , neden şimdi çıksınlar ki ?Mutfağa gidip kendime bir sandwiç yaptım ve yemeye başladım. Ardından telefonumu elime aldım ve nerede olduklarını sormak için Bartu'yu aradım ve ardından telefonun evin içerisinde çalmaya başladığını duyduğum an telefonu kapattım . Ve sesin geldiği yere yani salona ilerledim . Salona girdiğimde ufak çaplı bir şok geçirdim . Bartu ile Eda kanepe de sarılarak uyuyorlardı . Bartu'nun telefonu ise yerdeydi . Bu ikisinin arasında birşeylerin olduğunu zaten bir süredir düşünüyordum fakat bu gün tescilledim . Telefonumu alıp bir fotoğraflarını çektim . Onları şimdi uyandırmaya kıyamadığım için öylece arkamı dönüp çıktım salondan ve kapıyı kapadım . Ayakkabılarımı ayağıma geçirip evden de çıktım . Kulaklığımı kulağıma takıp müzik dinleyerek okula doğru yürümeye başladım .
Sena Şener - Teni Tenime
"Elleri gider ellerime hep
Canımı yakar beni severek
Bir bakar gözlerime
Aklımı yıkan hislerime
Sen korkma benden sadece
Dinle, derdimi anla
Ben karanlıktayım
Ben korkmam senden sadece
Her şey çok uzak gelir
Ben hep yalnızdım
Ama bu sefer
Teni tenime teni tenime ah
Ten dokunur ruh denene
Beni bir öper hissederek
Aklımı yıkıp dans ederek
Teni tenime teni tenime ah
Ten dokunur ruh denene
Belimi sarar hissederek
Yüreğimi tam hapsedere"
Okula vardığım da aklıma Ali'nin niye benden önce çıktığı ve neden bana hiç haber vermediği geldi çünkü normalde Ali bana haber verirdi . Neyse sınıfa çıktığımda sorarım düşüncesi ile sınıfa gittim . Sınıfa girdiğim de Ali sınıfta yoktu . Nerde lan bu çocuk ? diye düşünürken belki lavabodadır diye çantamı sırama bırakıp lavabo'ya gittim orada da yoktu . Allah Allah...
Telefonumu çıkartıp aradım ikinci çalışta açtı . Ve "kanka iki dakikaya okuldayım" diyerek suratıma kapattı . Neye uğradığıma şaşırdım ve sınıfa geri döndüm . Sınıfa girdiğimde Bartu ile Eda da gelmişlerdi ve şuan sıralarına oturuyorlardı . Ben de sırama ilerledim . Yazgı çoktan oturmuş ve telefonuna dalmıştı . Başında kalkması için birsüre durdum ama beni fark etmedi bile , neye bu kadar o telefonda ?
Merakıma yenik düşüp eğildim ve telefona bakmaya çalıştım ama Yazgı anında telefonunu kapattı ve sıranın altına koydu . Beni görünce ise zoraki bir gülümseme ile "Merhaba!" dedi .
Sanki birşeyi gizlemeye çalışır gibi bir hali vardı ."Sana da merhaba." dedim ve ona değmemeye çalışarak sıramdaki kendi köşeme geçtim . Ben tüm eğitim hayatım boyunca hep cam kenarı , duvar dibi öğrencisiydim . Oturduktan sonra sınıfa okul müdür yardımcımız Murat hoca girdi . Kendisini severim daha önce ki yıllarda edebiyat öğretmenliğimizi de yapmıştı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum Değiliz
Teen FictionHerkesin bir sırrı vardır fakat bazılarımızın ki derin ve ıssızdır . Masum değiliz , hemde hiçbirimiz ! Bu hayatımızın sonuna kadar böyle kalacak . Biz kötü hayatlara sahip olan ama , masumiyete sahip olmayan insanlarız ! Peki biz kötü insanlar mıyı...