Arkamızdan bir ses gelmişti .
Cellat ölmemişti !
Ayağa kalkmış ve eline çakısını almıştı . Bartu'nun arkasından koşarak gelmiş ve koluna çakısını saplamıştı . Bartu acı içerisinde kolunu tutarak yere eğilmişti .
" Ağğhh !!" diye bağırdı .
" Bartu iyi misin ? " diyerek onun yanına eğildik . Kolu kanıyordu hemde çok...
" Ne yaptığını sanıyorsun sen lan ? " diyerek ayağa kalktı Ali, ve Cellat'ın üzerine yürümeye başladı . O sırada Cellat elindeki çakıyı bu sefer de Ali'ye doğru savurdu . Ben de hemen ayağa kalkarak Ali'yi kendime doğru çektim .
" Hayır, Ali yapma sakın ! Geri çekil ! " Eda, Bartu'yu ayağa kaldırdı ve yanımıza doğru gelmesine yardımcı oldu . Bense üstümdeki gömleğin kolunu yırtarak, Bartu'nun koluna sımsıkı sardım ve bağladım . Bu kan kaybını engeller ve mikrop kapmamasını sağlar .
Şuan da dördümüz omuz omuzaydık ve karşımız da ise o vardı...
Elindeki çakı da Bartu'nun kanı vardı, o kanı gömleğine sildi ve ardından çakısını bize doğru sallamaya başladı . Üzerimize adım adım geliyordu .
" Demek beni öldürebileceğini sandın ha, küçük çocuk ? "
1.Adım
" Sana benim 9 canlı olduğumu söylemediler mi ? " dedi ve kahkaha attı .
2.Adım
" Bak dirildim, kaldı sekiz canım . "
3.Adım
"Ama bakıyorum da senin pek bir canın kalmamış . "
4.Adım
" Sen beni öldüremezsin ! Benim adım Cellat ! Ben insanların canını alırım ve diğer zavallılar ise ölür ! " Bartu sinirleniyordu ve elini yumruk halinde sıkıyordu . Bense onu sıkı sıkı tutuyordum.
5.Adım
" Buraya teke tek dövüşmeye geldik ama belli ki sen öldüğümü düşününce küçük bir velet gibi korkarak, arkadaşlarını çağırdın . Ne kadar da zavallısın... "
Aşağılayıcı bakışları bizim üzerimizde gezerken adım atmayı bırakmıştı .
" Ama tabi bu sizin geniniz de var . Mesela, Mert'te öleceğini anlayınca geri çekilmek istemişti ama ne oldu... Benden kaçış yok ! Büyük balık daima küçük balığı yer ! İkinizde zavallısınız ve ikinizin de sonu ben olacağım ! Biri gitti, diğeri ise gitmek üzere . Hemde bu sefer bir taş ile dört kuş vuracağım . Bu zevki bana yaşatacağın için teşekkürler, zavallı velet ! "
" Kes sesini ! "
Bartu öyle bir bağırmıştı ki, sesi tüm fabrika da yankılanmıştı .
" Sana erkek gibi silahsız , bıçaksız , yumruklarımız ile teke tek dövüşelim , dedim ama sen bir korkak gibi çakını yanında getirmişsin ! Asıl zavallı sensin ! "
"Ben çakımı hep yanımda taşırım . Ama bu kişisel bir zevk . Ben kurbanlarımın can çekişmesini isterim . Mesela Mert..."
" Yeter ! Yeter artık, beni Mert'ten vurmaktan vazgeç ! Onun adını bir daha ağızına alırsan seni..."
" Ne yapabilirsin ki, he ? Mert'i gözlerinin önünde öldürdüm, söyle ne yaptın ? Hiç birşey... ne vefalı birr dost ama öyle değil mi ? " derken gayet keyifliydi .
Bartu birşey diyemedi . Başını önüne eğdi . Mert gerçekten onun için apayrı bir konuydu . Konu Mert olunca bambaşka bir Bartu görüyordum resmen...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum Değiliz
Genç KurguHerkesin bir sırrı vardır fakat bazılarımızın ki derin ve ıssızdır . Masum değiliz , hemde hiçbirimiz ! Bu hayatımızın sonuna kadar böyle kalacak . Biz kötü hayatlara sahip olan ama , masumiyete sahip olmayan insanlarız ! Peki biz kötü insanlar mıyı...