9.BÖLÜM

10 2 47
                                    

Yine bir sabah... Ve yine günün bir türlü aymadığı o an . Gerçekten hayat yüzümüze gülmüyordu ve biz onun bize sırıtmasına bile muhtaçtık . Sanki gülüyor gibi oluyor arada ama orada da yüzümüze değil, halimize gülüyor olduğunu anladığımız an, yine tüm moraller sıfıra iniyordu . Ama artık birşeyleri akışına bırakmak istiyordum . Sonuçta hayat ipleri kolaylıkla eline alabileceğin bir uçurtma değil . Bırak öylece süzülsün . Kim bilir, belki de yolunu bulur .

Gözlerimi ovuşturarak yatakta doğrulup oturdum . Bartu, hala uyuyordu . Onu uyandırmak istedim ama bir türlü elim ona gitmedi . Bende çareyi, başka bir yola başvurmakta buldum . Yataktan çıkıp giysi dolabının önüne geldim ve kapağını açıp sertçe geri kapadım . Ve tahmin ettiğim gibi Bartu anında uyandı . Tamam, bu kesinlikle yanlış bir insan uyandırma tekniğiydi ama her daim çalışırdı . Diğer türlü naz yapıp uyanmayabilirdi fakat bu sese uyanmasında göreyim onu . 

" Noluyo lan ? " diye kalın ve uyku mahmuru sesi ile konuşmaya başladığı an, bir süredir göremedim ve görmeyi çok özlediğim bir Bartu vardı karşımda . Öfkeli ve sevimli...

" Aaa günaydın . Uyandın mı, ya sen ? " yalan dolu bir şaşkınlıkla ona döndüm ve yavaşlatılmış gibi olan kalkışını izledim . Etrafa bir göz gezdirdi ve derin bir iç çekti . 

" Bugün okula gitmesem ? Evde yatsam, olmaz mı ? Hiç halim yok . " yatağın üzerinde tüm vücudunu esnetmişti resmen, uykulu olduğu her halinden belliydi . Dün gece ağladığı için ekstra bir yorgunluğu da vardır tabi . Ama malesef ki, devamsızlığımız sınırlar dolaşırken okula gitmemezlik olmazdı . Aslında, devamsızlık falan bahane . Ben onu evde tek bırakmak istemiyordum ve okulda olursa kafası daha çok dağılır biraz toparlar en azından diye gelmesini sağlamak istiyordum . 

" Olmaz ! Geleceksin.." vee yine oflamaya başlamıştı . 

Bartu'nun okul üniformasını yatağa bırakıp odadan çıktım . Ali'nin odasına girdim ve onu da uyandırdım . Ardından mutfağa gidip kahvaltı hazırladım . Öyle aham şaham birşey olmadı elbet ama idare ederdi işte . 

Odama gidip okul kıyafetlerimi giydim ve tekrar mutfağa gittim . İkiside henüz mutfağa gelmemişlerdi . Bende cebimden telefonumu çıkartıp Eda'yı aradım .

" Eda uyanmıştın değil mi ? "

" Evet, evet ben uyandım hatta birazdan evden çıkacağım . Siz yeni mi uyandınız ? "

" Yani sayılır . Giyindik ve kahvaltı edeceğiz . "

" Tamam çabuk olun . "

" Tamam bay bay . "

" Karen ! "

" Efendim ? "

" Şeyy... Bartu nasıl ? "

" Dün gece biraz konuştuk, içini açtı . Sonra biraz ağladık . "

" Ağladınız mı ? "

" Evet bu sefer de biz sümüklü olmayı seçtik . Ne o erkek adam ağlamaz mı ? "

Kinaye yaparak sormuştum bunu . O da bunu bildiğinden sadece gülmüştü .

" Merak etme Bartu iyi . He beni sorarsan eğer ilk bulduğum uçurumdan muhtemelen atlarım . "

" Yani her zaman ki gibisin ! " dedi ve ikimizde gülmeye başladık .

" Hadi bay bay Karamel ! "

 " Sana da bay bay Cadaloz ! "

Ali mutfağa girdi .

" Eda ile mi konuşuyordun ? "

" Evet öyle uyandımı falan diye .  Hadi otur yemeye başla, bende Bartu paşamızı alıp geleyim ! "

Masum DeğilizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin