5.BÖLÜM

280 75 93
                                    

Bartu acilen gelmemi söyleyerek bana bir konum atmıştı . Bende şuan o adrese doğru gidiyorum. Varacağım adrese 45 dakikalık bir mesafem kalmıştı . Bartu'nun bu kadar uzakta ne işi var ? Taksideydim ve telefondan Ali'yi aradım . 

"Alo Ali sana bir adres atacağım acilen oraya gel ! " dedim .

"Tamam da ne oldu ? Sen iyi misin ? " dedi sesi telaşlandığını belli ediyordu .

"Benim değil ama Bartu'nun başı galiba dertte..!" dediğim an Eda'nın sesini duydum .

"Ne oluyor lan ?! Ne Bartusu...? " ahh Eda'nın orada ne işi var ? Hani o Yazgı'laydı... Onun buraya gelmemesi gerek çünkü olası bir tehlike de onun orada olması güvenli olmaz !

"Bak Eda , biz Ali ile gidip ne olduğunu çözelim . Sana haber vereceğim , tamam mı ?" Eda'nın burnundan verdiği solukları duyabiliyordum . Öfkelenmişti .

"Tamam değil ! Tabi ki de geleceğim . " dedi ve telefonu suratıma kapadı .

Ben neredeyse adresin işaret ettiği noktaya ulaşmak üzereydim . Umarım kötü bir şey yoktur . 

Kalbim şuanda kulaklarımda atıyordu . Kendimi en son ne zaman bu kadar korkmuş bir halde bulduğumu hatırlamıyorum .


Artık gelmiştim . Taksiye parasını ödeyip indim . Burası Eyüp Sultan'daki eski bir sanayi fabrikasıydı . Etrafı inceleyerek ilerlemeye başladım . Pek işlek olmayan bir yerdi burası anlaşılan etrafta ne bir bina nede bir dükkan vardı .Yavaş adımlar ile fabrikanın içine girdim . Kapkaranlık ve kocamandı . İlerledikçe kendimi daha da gergin hissetmeye başladım . Sanki koskoca bu fabrikayı ölüme terk etmişler gibiydi . Ölüm sessizliği vardı . Sanki koskoca semtte burası kimsesiz kalmıştı .Daha fazla bu karanlıkta yalnız kalmak istemediğim için " Bartu!! " diye seslendim . Cevap yoktu . Telefonumu çıkarttım cebimden fenerini açtım ve etrafa tuttum . Duvarlar küf tutmuştu . Tavana yakın kısımlar rutubetliydi , felaket bir koku ve havasızlık vardı fabrikanın içinde . 

O sırada bir duvarın köşesinde oturmuş boşluğu seyreden Bartu'yu gördüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O sırada bir duvarın köşesinde oturmuş boşluğu seyreden Bartu'yu gördüm. Hemen yanına gittim ve ona sarıldım , ama o bir tepki vermedi . Ondan ayrıldım ve suratını ellerimin arasına alarak bana bakmasını sağlamaya çalıştım ama o hala tepkisiz bir şekilde boşluğa bakıyordu . 

"Bana bak ! " dedim ona , beni takmadı bile . 

"Bana bak Bartu ! " diye kükredim resmen bu sefer . İsmini söylerken sesim titredi resmen . Benim kardeşime ne oldu böyle , ne onu bu hale getirdi ? Kim yaptı benim Barutuma bunu, kim ?

Bu sefer bana baktı . Ama o nasıl bir bakış... insan bir derdi olduğunu ancak böyle bir bakışla anlatabilirdi , konuşmadan . 

Gözleri doldu ve çenesi titremeye başladı . Anladım ki , kendini ağlamamak için zor tutuyordu . Kafasını göğüsüme yasladım ve anında ağlamaya başladı . O ağlayınca sanki gök ağladı ve bende o yağmurda ıpılıslak oldum . Kendimi çok çaresiz hissediyordum . Çünkü benim canım dediğim adamın canı yanıyordu şuan ve benim canımdan can gidiyordu... Hiçbir şey yapamıyordum...

Masum DeğilizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin