Eve geldiğimizde artık bitik bir haldeydik ama bu hal hiç iyi değildi bizim için . Herkes odalarına dağılmak istese de, izin vermedim . Hepimiz salon da oturduk ve birsüre boyunca susmayı tercih ettik . Ama bu suskunluğun sonu hayra alamet olmadığı için, ben konuşmak için atıldım .
" Böyle susacak mıyız hayatımızın sonuna kadar ? Susunca hallolacak mı sorunlarımız ? " diye sordum tek tek suratlarına bakarak . Birsüre daha sessizliğini korudular . En sonunda, Eda bu sessizliğe dayanamayarak konuştu .
" Evet hiçbir şey hallolmayacak . Bu günden sonra çok dikkatli olmalıyız ! Bu artık bizim sırrımız . Kimse bilmemeli yoksa..." dedi ama onun cümlesinin sonunu Bartu tamamladı .
" Yoksa hapishanenin dibini boylarız ! " Bartu'nun öfke dolu bakışları yere isabet ediyordu . Öyle bir bakıyordu ki halıya, sanki halının canı olsa öldürecekti !
" Tamam ! Bunu kimse bilmeyecek, bizde bu konuyu burada kapatacağız ! Başka şeyler konuşalım ! " dedi Ali, bu konuya tahammül edemediği ses tonundan belliydi .
Ne konuşabiliriz şuan diye düşünüyordum . Bartu'nun kafası da dağılsın istiyordum aslında ama hiçbirimizin artık kafasının pekte dağılacağı yoktu gibi . O sırada aklıma Eda ile Yazgı'nın bu gün ki buluşması geldi .
" Eee Eda, sen ne yaptın bu gün Yazgı ile ? "diye sordum .
" Ne yapalım işte, evine gittik birlikte kahve içtik, sohbet ettik..." dedi ve gözlerini devirerek cümlesini yarıladı .
" Ayhh, birde "sevgilin var mı ?" diye sordum . Sormaz olaydım ! " diyerek devam etti . Ama sanki canını sıkan birşey varmış gibiydi . Merak etmiştim ne cevap verdiğini .
" Eee, o ne cevap verdi ki, sen böyle sıkıldın ? " diye sordum hemen .
" Ben soruyu sordum, sanki bunu sormamı bekliyormuş gibi başladı sevgilisini anlatmaya, övmeye . Ayy inanır mısın, sınıfta sesi çıtı çıkmayan kız, bir dakika susmadı sevgilisini anlatırken. Sonra fotoğraflarını gösterdi, falan . Sonra da ben kalktım işte eve giderken de, Ali ile karşılaştık birlikte eve dönerken, sen aradın ."
" Sevgilisi mi varmış Yazgı'nın ? " diye sordum şaşkınlığımı gizleyemeyerek . O sırada Bartu ile göz göze geldik . Bana bir garip bakıyordu, niyeyse bakışlarımı kaçırdım ondan . Galiba, verdiğim tepki garibine gitmişti . Doğrusu bende kendimden böyle bir tepki beklemiyordum . Banane ki, onun sevgilisinden .
" Kimmiş çocuk, tanıdık biri mi ? " diye sordu, Ali .
" Ben tanımıyorum . Liseyi bitirmiş zaten çocuk . Adı neydi unuttum, şeydi... Ha Mert . Evet, Mert'ti adı ! " Eda bunu söyledikten hemen sonra istemsizce, Ali ile aynı anda Bartu'ya baktık . Ve o sırada Eda da olayın farkına varmıştı . Bartu hızla oturduğu koltuktan ayağa kalktı ve salondan çıkmak için birkaç adım attı . Eda da hemen ardından kalkarak, önünü kesti .
" Bartu, dur lütfen ! Özür dilerim ben unuttum onunda adının Mert olduğunu . Hatırlatmak istememiştim, üzgünüm.." diyerek ellerini Bartu'nun ellerine uzattığı sırada Bartu, kendini geriye çekti ve konuşmaya başladı .
" Senin hatırlatmana gerek yok, zaten aklımdan hiç çıkmıyor ! Neyse, ben yatacağım . " diyerek salondan ayrıldı . Eda ise olduğu yerde kalakaldı . Bende kalkıp Eda'nın yanına ilerledim ve omuzunu sıvazlayarak, " Sen git bu gece benim odam da yat . Bende burada kanepe de yatacağım ." dedim ve Eda ile Ali salondan çıktı . Bende salonun kapısını kapadıktan sonra kendime kanepenin altından yastık ve yorgan çıkarttım ve yattım . Telefonumu elime aldıktan sonra Tumblr'a girdim . Ve kendimi biranda Yazgı'nın profilinde buldum . Dün yine bir post paylaşmış .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum Değiliz
Teen FictionHerkesin bir sırrı vardır fakat bazılarımızın ki derin ve ıssızdır . Masum değiliz , hemde hiçbirimiz ! Bu hayatımızın sonuna kadar böyle kalacak . Biz kötü hayatlara sahip olan ama , masumiyete sahip olmayan insanlarız ! Peki biz kötü insanlar mıyı...