9.BÖLÜM: YILLAR SONRA!

8.5K 505 46
                                    

Herkese selamlar,

Öncelikle keyifli okumalar dilerim umarım çok severek okursunuz, lütfen bolca yorum yapmayı unutmayın okurken çok ama çok mutlu oluyorum!

Sizleri seviyoruuuum canlarııımmmm! ♡

Bölüm şarkısı: Adele- Skyfall


"Ne seni göreceğim be? Sapık!" dedim alel acele yataktan kalkarken, Aslan istifini hiç bozmadan gülmeye devam ediyordu. Gülmesi sinirimi bozsa da derin bir nefes almaktan başka hiçbir şey söyleyemedim. Hem ne diyecektim ki; evet, rüyamda sevişiyorduk, harikaydı!

"Yüce rabbim her gün böyle rüyalar nasip etsin inşallah!" dedi dalga geçmesini sürdürerek. Gözlerimi devirdim ve elimdeki yastığı ona doğru fırlattım.

"Seni gördüğüm ne malum? Belki çok yakışıklı, kasları olan mükemmel bir adam görüyordum onun yanında sen kimsin ki?" dedim küçümser bir tavırla. Ben az önce Aslan Aral'a sen kimsin mi demiştim? Harikasın Lalin! Söylediğime bozulmuş olacak ki çenesinin gerilmesinden bunu net bir şekilde anlayabiliyordum, çünkü belli ki beyefendimiz kendine çok güvenen bir adamdı ve bu gururunu incitmişti ancak umurumda bile değildi çünkü bunu hak etmişti.

"Zaten bende rüyasında senin gibi çirkin bir kızın beni görmesini istemem, daha güzellerine layığım." dediğinde küçük dilimi yutacakmış gibi hissetmiştim. Dudaklarımı birbirine bastırarak sinirlendiğimi belli etmemeye çalışsam da az önce bana çirkin dediği gerçeği değişmeyecekti.

"Adi, pislik herifin tekisin." dedim gözlerimi devirip, salondan uzaklaşırken. Beni beğenmesi gibi bir isteğim yoktu ancak bir kadına çirkin denmesi kadar da kırıcı bir şey yoktu. Hem zaten suç bendeydi, onun gibi bir ilgi budalasının da beni güzel bulmasına ihtiyacım yoktu.

Banyoya geldiğimde elimi yüzümü yıkadım ve aynaya derin derin bakarken buldum kendimi. Baktığım kız ve olduğum kız arasında dağlar kadar fark vardı, son bir aylık süreçte bende kendimi tanıyamıyordum. Olmaya yemin ettiğim kız gitmiş yerine bambaşka bir Lalin gelmişti. Aslan'ı tanıdığımdan beri kendi benliğimden uzaklaştığımın farkındaydım ve bu benim için tehlike çanlarının en yüksek derecede çalması anlamını taşıyordu.

"Kendine gel Lalin." dedim yüzüme biraz daha su çarparken, az öncekine kıyasla daha sert çarpmış olsam da bunun da beni kendime getireceğine inanmıyordum.

Ondan kaçmaya çalışırken kendimi Aslan'a çekilirken buluyordum ve bu sonu olmayan karanlık beni fazlasıyla korkutuyordu. Nereye baksam onu görüyordum ve yıllar sonra ilk defa bir erkekle bu kadar yakın temas kurmuştum, bocalamam da ondandı. yüzümü sildikten sonra banyodan çıkarak, kahvaltı masasına yöneldiğimde uyuz Aslan dahil herkes son derece polyanna bir gülümsemeyle oturuyordu. Yüzüme samimiyetsiz bir gülüş yerleştirdikten sonra benim için ayrılan sandalyeye oturdum ve uslu bir kız gibi kahvaltımı etmeye başladım. Yediklerimin tadını alamıyor olsam da kendimi yemeye zorlamıştım, hiçbir şekilde tat almıyordum ve boğazlarım acıyacak derecede yanıyordu. Dün gece üşütmüş olmalıyım ki hastalık bana kapıdan merhaba diyordu. Kendime engel olamayıp öksürdüğümde Aslan hafifçe sırtıma vurduğunda kasılsam da çaktırmadım, o da bundan rahatsız olduğumu anlamış olacak ki hızlıca elini çekti.

"Yavaş ye yavaş boğazında kalacak." dediğinde, suyumdan bir yudum alarak ona ters ters baktım ve cevap vermedim. Bizim yüzümüzden masadaki herkes gergin, sadece bizi izliyordu.

"Üşüttüm." dedim yanımda Taner Hoca'nın olmasını verdiği bir rahatsızlığa dayanarak, bölüm hocamın yanında uslu bir kız gibi davranmalıydım.

SOYSUZ SERSERİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin