11.BÖLÜM: AŞK

2.5K 366 79
                                    


Merhaba sevgili serseriler!

Uzun bir mola verdik ancak bomba gibi geri dönüyoruz, ufak bir rahatsızlık geçirdim ve ayağım yaklaık bir ay kadar alçıdaydı, ancak iyiyim ve aranıza yeniden dönüyorum. ❤️

Umarım çok keyif alarak okursunuz, sizi seviyorum! ❤️❤️❤️❤️❤️

"Sen başına gelebilecek her türlü boku hak ediyorsun Lalin!" dediğinde gözlerimi devirdim ve sakinleşmek için dudaklarımı birbirine bastırdığımda bir adım geri çekildim, ondan böyle sözler duymak canımı yakmıştı. Haklı olduğunu içten içe bilsem de kalbim tam tersini söylüyordu ve bile bile tuzağa gitmeye hazırdım.

"Benim için bittin!" dedim sakin bir şekilde, hiçbir şey söylemesine izin vermeden yanından uzaklaştım ve içeri doğru geçtim.

"Lalin!" diye bağırdı arkamdan ancak aldırış etmeden yürümeye devam ettim.

"Ananı sikeyim ben böyle işin!" dedi ardından ve birkaç saniye sonra güm diye bir ses geldiğinde hemen yanımızda duran çöp kovasını tekmelediğini anladığımda yine aynı şekilde umursamadan yürümeye devam ettim. Umursamayacaktım çünkü o bunu hak ediyordu, ben korunması gereken bir çocuk değildim ve ne yapmam gerektiğini çok iyi biliyordum.

Tam kafeden içeri girecektim ki elinde çantamla bekleyen ve adeta zevkten dört köşe olmuş Aslan'ı gördüğümde daha çok sinirlenmiştim. Yaşadığım tartışma son derece hoşuna gitmiş olacak ki fazlasıyla keyifli gözüküyordu. Hiçbir şey söylemeden hızlıca elinden çantamı çektim ve yürümeye devam etti. Arkamdan beni takip ettiğini bildiğim için geri dönüp çağırma gereksiniminde bulunmamıştım. Tam Atakan'ın yanından geçerken bir an göz göze gelsek de hiçbir şey söylemeden yürümeye devam ettim ancak başımın belası Aslan'ın rahat durmaya niyeti yoktu.

"Geçmiş olsun, ayağın acımıştır şimdi." dedi dalga geçer bir tavırla Atakan'a karşı, yüzünü görmesem de sesindeki alaycılık her şeyi açıklıyordu.

"Senin ananı sikerim lan!" dedi Atakan oldukça yüksek bir ses tonuyla, işte tam bu anda kavgaya tutuştuklarını anlamıştım. Arkamı aceleyle döndüğümde yumrukların havada uçuştuğunu gördüm ve neye uğradığımı şaşırmıştım.

"Sen benim annemin adını ağzına alacak adam mısın lan!" dedi Aslan yere yatırdığı Atakan'a defalarca yumruk atarken.

"Ne yapıyorsunuz geri zekâlılar!" diye bağırmadan duramadım. "Aslan yapma!" desem de beni asla duymuyorlar ve birbirlerine yumruk atmaya devam ediyorlardı. Gözlerinde öyle bir nefret vardı ki bugün tanışmış olmasalar mazilerinin çok kabarık olduğunu düşünebilirdim.

"Aslan korkuyorum!" dedim avazımın çıktığı kadar bağırırken. Son cümlemden sonra Aslan hiçbir şey söylemeden yumruk atmayı bırakarak ayağa kalktı ve yanıma geldi. Atakan yerde kanlar içinde yatarken sinirden olacak ki kahkaha atıyordu.

Aslan yanıma tamamen geldiğinde ellerim titriyordu, tüm anılarım yeniden canlanmış yaşadığım o kötü günleri tekrar hatırlamıştım. Bir an yerde babamı görmüştüm ve başımdan aşağı kaynar sular dökülüyor gibi hissediyordum. Göğsüme oturan ağrı, nefes almamı engelliyor, yüreğimden bir parça koparılıyormuş gibi hissediyordum. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüp giderken nefret dolu bakışlarla Aslan'ın gözlerine gözlerimi sabitledim ve sadece kafamı iki yana sallamakla yetindim.

"Seni asla affetmeyeceğim Aslan Aral." dedim ve hiçbir şey söylemeden oradan uzaklaştım.

"Tenhalara dikkat et Aslan Bey!" diye bağıran Atakan'ın sesini duyduğumda hıçkırıklarla ağlamaya başladım ve adımlarımı hızlandırdım. Her ne kadar yakın arkadaşlarım olsalar da tehlikenin kendisini olduklarını biliyordum ve Aslan başına büyük bir bela almıştı. Bunun tek sebebi bendim. Senden nefret ediyorum Lalin. Çemberime aldığım herkesin başına kötü şeylerin gelmesine neden oluyor ve onları asla koruyamıyordum. Problemli olan tek kişi bendim ve herkese sorundan başka bir şey yaymıyordum. Annem ve babamda benim yüzümden ölmüştü, kardeşimde benim yüzümden uyuşturucu belasına bulaşmıştı. Çevreme kötülükten başka bir şey yaymıyordum.

SOYSUZ SERSERİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin