Bölüm 3: Parti

177K 6.9K 2.1K
                                    

Multimedia: Jay

Hayalimdeki Jay karakterine benzer kareleri koyacağım, gerisini siz hayal edin, belirli birini seçmedim. O yüzden bana model ismi sormayın lütfen, sadece koyduğum fotoğraflar yeterli.

İyi okumalar...
-

Ormanlık bir alanda ayakta durmuş, etrafıma bakınıyordum. Koyu kahverengi saçlarımın dalgalı tutamları rüzgârla dans ederken, üzerimde buz mavisi, uzun bir elbise vardı. Güneş ışınları yaprakların arasından yere ulaşıyor, görüntüsü insanı adeta cennette hissettiriyordu.

''Annabelle!''

Ağaçların hışırtısıyla karışan ismimi duyunca sesin geldiği yönü bulmaya çalıştım.

''Annabelle!''

Bir kadın ismimi fısıldıyor ve beni çağırıyordu.

Sesin geldiği yeri anlamaya çalıştığım sırada, rüzgâr şiddetini iyice artırıp ağaçları sallamaya başladı. Güneş ışınları kendilerini geri çekip her yeri karanlığa bıraktığında, dehşetle koşmaya başladım.

Karanlıkta yönümü bilmeden koşarken bir anda bir şeye çarptım. Başımı kaldırdığımda bir kapı görüş açıma girdi. Hiç düşünmeden kapıyı açtım ve içeri girdim.

Görüntü değişmişti.

Bir anda kendimi ellerim, ayaklarım ve ağzım bağlı şekilde bulmuştum. Dehşet dolu gözlerimi etrafımda gezindirirken, bileğimdeki renkli iplerle örülmüş bilekliğim görüş açıma takıldı. Küçük ayaklarımda çocukken en sevdiğim pembe ayakkabılar vardı ve kot pantolonumda dâhil her yerim çamur içindeydi. Gözyaşlarımın etkisiyle bulanık gördüğüm oda, boş ve ürkütücüydü.

Odanın kapısı aralandığında, içeri vuran ışığın etkisiyle gözlerimi kırptım. Yere vuran ışıkta oluşan gölge, gözlerimin iri iri açılmasına sebep oldu. Gittikçe büyüyen gölge bir hayvana aitti.

Bir kurda...

Gözlerimdeki yaşlar dur durak bilmiyordu.

Kurt, sarı ve parlak gözleriyle karşımda bir süre beni inceledikten sonra odayı terk etti. Çok kısa bir süre sonra kapı tekrar açıldı ve ben içimden kalbimin en derinlerine kadar hissedeceğim şekilde şu kelimeyi bağırdım; uyaaan!

Aniden gözlerimi açtığımda büyük bir gümbürtüyle açılan pencere, zaten kâbus yüzünden ritmini bozan kalbimi neredeyse durduruyordu. Rüzgârın benimle dalga geçtiği bu lanet olası anda bir iki dakika kendime gelmeye çalıştım. 

Dünkü canavarlar beni nasıl etkilediyse artık, bilinçaltım hemen bu kâbusla cevap vermişti. Kaçırıldığım ana dair olduğunu düşündüğüm bu rüyayı kurt kısmına kadar çok görmüştüm. Dünkü olaydan sonra bilinçaltım rüyayı şekillendirmişse demek ki başından beri doğru değildi.

Annemin bana verdiği kapaklı kolyeye dokundum.

''Gücünün farkına var, yapabileceklerini tahmin bile edemezsin.''

İçindeki kâğıtta yazan bu not, kalbimin daha çok güçlenmesine ve ona her dokunduğumda sanki annem yanımdaymış gibi hissetmeme neden oluyordu.

Gözlerimi kapattığımda, beni kurtlardan kurtaran ama aynı zamanda hiç güvenli bir tip görünmeyen çocuğun iskelede üzerime düştüğü an aklıma geldi ve anında kalbim tekledi. Kendi kendimi sakinleştirdikten sonra gözlerimi açtım. Elbette bu onu ilk ve son düşünüşüm olacaktı.

AVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin