bu satıra başlangıç tarihinizi bırakabilirsiniz ^^instagram & x/twitter: cordeleima
KARMAŞIK
"Yanlış çizilmiş bir kader, bir ailenin yıkımına neden olabilirdi."
Kızların kaderi, her zaman annelerinin kaderine mi benzerdi?
On yedinci senesinin yarısını bile geçmiş olan hayatımın büyük bir kısmı zihnimden silinmiş gibi olsa bile hatıramda kalanların annemin hayatına benzediğini biliyorum.
Hayatıma, geçmişime dair hatırladığım anlar çok sınırlıydı ama hatırladıklarımın hepsi de annemin hayatının aynısıydı. Hatırlarımdan bana kalan hiç iyi anılar olmamıştı. Bunu fark etmem biraz geç olmuş, ben fark edene kadar geçmişimin çoğu iyi hatıraları, zihnimden kaybolup gitmişti.
Uzun zamandır çoğu şeyi üstüne ne kadar düşüp hatırlamaya çalışsam bile hatırlayamaz, bu yüzden günlük tutardım. Günümü, o gün yaşadıklarımı, bazı hislerimi yazmak, normalde zihnimin koruması gereken anılarımı yazarak korumak zorunda kalıyordum.
Eğer kendimi sadece olduğum anılara sıkıştırmak istemiyorsam anılarımı hatırlayacak bir şeyler yapmak, onları yazmak zorundaydım kısacası.
Zihnimin, anılarımın acılarına katlanamadığı için mi anılarımı sildiğini bilmiyordum. Belki de kötü anılarımı silecek kadar gücü yoktu ve bu yüzden de kötü anılarımın acısını unutamadığı için iyi anılarımı silebiliyordu.
İyi anılarımın mutluluğu geçici, kötülerin acıları hep kalıcıydı.
Bunu yazarken de anlayabiliyordum. Mutlu şeyler yazarken o anki mutluluğumu hatırlayamıyordum ama tüm kötü anılarımda, o an yaşadığım korku ve hayal kırıklığını tekrardan yaşıyormuş gibi hissediyordum kendimi.
Her şeye rağmen günlük tutmayı seviyordum. Genelde her gün aynı şeyleri yazıyordum ama buna rağmen yazmak iyi geliyordu işte.
Birileri ile konuşamadığım için yazmak iyi geliyordu.
Tek arkadaşım günlüğümdü. Başka kimsem yoktu. Hayatımı, yaşadıklarımı kimseye anlatamazdım. Anlatabileceğim kimsem de yoktu. Ama olsaydı dahi ne babam izin verirdi ne abim ne de o...
Üçü de benim geçmişimi birilerine anlatamayacak kadar korkak olmamdan dolayı bu kadar rahatlardı. Eğer ben korkak olmasaydım, başıma neler gelirdi tahmin bile edemiyordum.
İşte tam bu yüzden günlüğümü çok seviyordum. Normal, kareli bir ders defteri olsa da güzeldi. Bana kendimi iyi hissettiriyor, yalnızlığımı bir nebzede olsa azaltıyordu.
Kendime ait en sevdiğim eşyamdı. Hatta tek eşyamdı.
Her gün yazıyor, eski sayfaları karıştırıyordum. Rengarenk kalemlerim yoktu ama içine yıldızlar çizmeyi seviyordum. Özellikle de kötü anılarımı yazdığım sayfalara daha çok çiziyordum.
O yıldızlara bakmak anıları okumanın aksine beni mutlu ediyordu.
Geriye dönüp anılarımla bezeli sayfalara bakmak bana her ne kadar acıda verse, hatıralarımı okumak ve zihnimden silinmelerini engellemek istiyordum.
Günlük tutmaya başladığımdan beridir pek mutlu anlar yazdığım söylenemezdi belki de ama yine de seviyordum okumayı. Üzüldüğüm anlar da olsa sonuç olarak o anları unutma ihtimalimi engelliyordu yazmak ve yazdıklarımı okumak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMAŞIK
ChickLitMelis, annesinin kaderini yaşayan bir genç kızdı. Babası ve abisi tarafından ayak bağı gibi görülür ve onlar için para kaynağı olmaktan ileri gidemezdi. Ama günün birinde, celladı olan kişi ona hayatının aslını gösterdi, bir intikam uğruna ailesind...