BÖLÜM 6

8 1 0
                                    

*balımlar bu bölüm kısa olacak çünkü yarın hemen bölüm atacagımm

Herkes kabul ettiğinden son kararla beraber ayçayla Barlas, Merve'yle kerem yatacaktı tek oda da bana kalacaktı yani, Merve'nin karanlıkta bile belli olan gülümsemesiyle Barlasın koluna girmişti(pardon hiç çıkmak istememişti) Ayça da Barlas'a dönüp "ben korkuyorum da normalde olsa odaya giderdim ama dediğim gibi korkuyorum benimle odaya gelir misin abi" Barlas bezmiş bir şekilde "yürü ayça yürü" deyip ayçanın hafifçe belinden itmişti. bende Kereme bakıp "odaya gitmeden önce benim odamı gösterir misin" deyip telefon flaşını yüzüne tutmuştum. kerem sinirle Merve'nin tuttuğu kolunu ondan kurtarıp elini gözüne götürmüş ışığı engellemeye çalışmıştı bende onun hareketinden sonra duvara tutmuştum ışığı Merve de sinirle elini keremden çekmişti ama siniri kereme değildi tabii ki de banaydı ama ben takmayıp keremin yüzüne bakıyordum "yürü" keremin lafıyla peşinden merdivenleri çıkmıştım bir yandan merdivenlere flaş tutuyordum bir yandan da keremi takip ediyordum, peşimizden Merve de

geliyordu merdiven sonunda bittiğinde kerem sola dönüp bir odanın kapısını açmıştı "burası senin kalacağın oda, iyi uykular" teşekkür edip kapıyı kapatacağım sırada kerem ağızını açmasıyla bir şey söyleyeceğini anlayıp kapıyı kapatmayı durdurdum "bu arada karanlıktan korkmuyorsun değil mi sormadık ama" kafamı hayır anlamında sallamamla oda kafasını sallamıştı ve arkasını dönüp daha demin Merve'nin girdiği odaya girip kapıyı kapatmıştı.

yavaşça gözlerimi açıp beni uyandıran sese kafamı çevirdiğimde yağmurun dolu halinde yağdığını görüp gülümsemiştim kendimi bildim bileli yağmuru çok seviyordum yataktan doğrulup gözlerimi ovuşturdum dün her ne kadar korkmuyorum desem de tabii ki ufaktan korkuyordum ve bu hiç tanımadığım bir ev, alışık olmadığım oda da bunu tetikliyordu ama yapacak bir şey olmadığı bilincime işlemişti yataktan kalkıp uyuşukluğumu üstümden atmak amacıyla odada olan lavaboya doğru ilerledim yüzümü yıkayıp kuruladıktan sonra adımlarım aşağıya doğru gitti bir yandan da telefonuma bildirim arama gelmiş mi diye bakıyordum kızlara ufak bilgilendirme yapıp mesaj halinde kızlarla olan grubumuza atıp telefonu arka cebime attım ve salonda göz gezdirdim herkes tıkırında koltuklara oturmuş bir şeylerle uğraşıyorlardı bende tekli koltuğa geçip oturmuştum oturduğum gibi Merve ayaklanıp "uyuyan prensesimizde geldiğine göre artık kahvaltı masasına geçebilir miyiz" cümlesini bitirdiğinde kaşlarımı çatıp "beni beklemenize gerek yoktu" dediğimde Merve alayla gülüp "bence de yoktu ama işte beklemek istediler" göz devirip telefonumu arka cebimden çıkarmıştım çünkü çalmaya başlamıştı "dediğim gibi beni beklemenize gerek yoktu beklettiğim içinde özür dilerim siz geçin masaya" deyip telefonu açmıştım ve arkamı dönüp onlardan biraz uzaklaşmıştım onlarda masaya doğru yürümüşlerdi

"alo" deyip telefona bakmıştım çünkü açarken kimin aradığına bakmamıştım, ama arayan numara yoktu ses gelmeyince tekrarlanmıştım bu sefer kalın bir ses Latince "Knautia arvensis"  demişti tok sesiyle ama sesini hiç çıkaramamıştım "Knautia arvensis mi kimsin sen "diye sorularımı yenilediğimde cevap vermeyip üstüne bir de telefonu yüzüme kapatmıştı 

çiçeğin anlamı Türkçe de lavinia yani ölüm çiçeği demekti. Babam sayesinde Latincem çok iyiydi bu arayan ya beni yakından tanıyordu yada gerçekten Latindi.

kafamı sağa sola sallayıp masaya yürüyüp bir sandalye çekip oturmuştum kerem gözlerini dikmiş bana bakıyorken ne için baktığını anlamadığım için " ne bakıyorsun" demiştim bunu dememle mervenin bakışı ikimiz arasında gidip gelmişti kerem " kimdi arayan" deyince sanane diyecektim ama çirkefleşmeyip "bilmiyorum arayan numarayı tanımıyorum" dememle  "e niye açtın o zaman kızım" diyen keremin lafıyla sinirle " merak ettim açtım oğlum sanane" keremde sinirle "bana oğlum deme" demesiyle komiğime gitmişti gülüp "sende bana kızım deme o zaman" kerem cevap vermeyip kahvaltısına devam etmişti. Bende kahvaltımı yapıp dışarda olan arabaların yanına gitmiştim herkes gibi.

 kerem, Merve ben bir arabada(uğraşmak istemediğim için Merve ön koltukta ben arka koltukta oturmuştum) ayçayla da barlas bir arabada evlerimize doğru yol almıştık ama yolda giderken kerem aynadan sürekli arkaya doğru bakıyordu bir şeylerin ters gittiğini anlayıp kereme doğru "birisi bizi takip ediyor olabilir mi" diye sormuştum kereme doğru Merve hemen ne diye bağırıp keremin koluna yapışmıştı " kızım aniden söylemesene Merve sende koluma yapışıp durma kaza yapıcaz bırak kolumu" demesiyle Merve korkuyla kolunu keremden çekip koltuğa yaslamıştı kendini yarım saat daha yol gittikten Merve sürekli telefona bir şeyler yazmıştı ve telefonu çantasına koymuştu kereme dönüp "kerem benim çok lavabom geldi bak ilerde bir yer var duralım mı burda" demesiyle kerem sıkıntıyla sessizce "seni bu arabaya alan aklımı siksinler" keremin fısıltı gibi söylediği küfürü ben duymuştum ama merve telefonla ilgilendiği için duymamıştı. mola yerinde durmuştuk benim hiç çıkasım olmadığı için koltukta biraz daha geriye yaslanmıştım araba durduğu gibi merve bana dönüp "sende benimle gelsene" demesiyle kaşlarımı çatıp ben ne alaka bakışı atmıştım "ya gel işte" demesiyle tek gitmeye korktuğunu anlamıştım nefesimi burnumdan sinirle verip arabanın kapısını açmıştım merveyle lavaboya gittiğimizde içeride 3 sarışın kız vardı hepsi simsiyah giyinmişti biraz tedirgin olsam da bir şey çaktırmadan mervenin lavabodan çıkmasını bekledim aynı anda aynadan kendime bakıyordum

bir anda. her şey bir anda gelişmişti üç kızın içlerinden uzun boylu olan bana doğru yaklaşıp buruma beyaz bir bez götürmesiyle korkarak arkaya doğru kaçmaya çalıştım ama diğer kız beni arkadan tutmasıyla dirseğimi boynuna geçirdim ve onu birazda olsa kendimden uzaklaştırdım diğer kız da bana yaklaşmaya başlamasıyla çığlığı bastım çünkü üçüne de gücüm yetmezdi diğer kızı da karnına bacağımı geçirip savurduğumda geriye bezli kız kalmıştı o gülerek üstüme gelmeye başladığında aklıma merve gelmişti iki kişi olursak bu kızı yenebilirdik "merve" diye bağırdığımda arkamdaki kapı açılıp merve çıktı ve ben rahat nefes verdim ama tek sorun merve neden gülümsüyordu 

arkadan sırtımda hissettiğim soğuk metalle olduğum yerde titredim daha arkamı dönmeden bezli kız burnuma dayadığı bezle anında gözlerim kararmaya başlamıştı en son duyduğum şey "ben zaten bezi koyucaktım salak merve neden bıçaklıyosun kızı" 

merve.merve.merve


*sizce esila kurtarılacak mı

içimdeki korHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin