KAÇIŞ

7 1 0
                                    

*YENİ BÖLÜM YAZMADAN ÖNCE BİRAZ KONUŞMAK İSTİYORUM SİZLERLE. EMİNİM BU YAZDIĞIM BÖLÜMÜ BİR İKİ KİŞİ TEK GÖRÜCEK ASIL KONUMUZ BU İÇİMDE RESMEN YAZMA HEVESİ GİTTİ ÇÜNKÜ DEDİĞİM GİBİ KİMSE YORUM YAPMIYO OY ATMIYO OKUMALARDA ÇOK AZ ZATEN YANİ NE DİYİM CANINIZ SAĞ OLSUN:))

yazarın anlatımıyla*

Esila bıçaklanıp bayıltıldıktan sonra Merve şokla ve korkuyla bıçağı elinden düşürmüştü diğer kadın Merveyi takmayıp esilayı kucağına alıp kapıya götürdü kapıda onu bekleyen adama Esilayı verip arkasından yürümeye başladılar Merve gittiklerinden emin olduktan sonra lavabodan çıkmıştı ve role girmeyi de unutmamıştı kerem, Merve ve Esila gecikince sıkılıp Barlasların yanına gitmişti ama kapıdan ağlayarak yanlarına tek başına gelen Merve'yle hepsi endişelenmişti keremin kaşları çatılmasıyla etrafı gözetlemeye başlamıştı çünkü yanında esila yoktu mervenin yanlarına varmasıyla hızlıca Mervenin kolundan tutup "esila nerde Merve" demesiyle Merve biraz daha titreyerek "bilmiyorum gerçekten bilmiyorum ben girdiğimde elini yıkıyordu ama çıktığımda yoktu" derin bir nefes alıp anlatmaya devam etti "yerde" kerem daha fazla kolunu sıkmasıyla ağlaması şiddetlenmişti "ne yerde Merve söylesene ne vardı yerde" "yerde kanlı bir bıçak birde bez vardı kerem" demesiyle herkes şok içinde merveye bakıyorlardı hepsinin aklından bu olaylar olurken nasıl duymadın sen kargaşayı demek geçiyordu ve kerem bunu dile de getirmişti "ya bez vardı diyorum bayıltmışlar kızı" kerem daha da sinirlenerek "esila illa karşılık vermiştir nasıl duymadın aynı lavaboda  o karmaşaları bu sizin planınızdı değil mi bilerek esilayı götürdün o lavaboya" Merve hızlıca hayır anlamında salladı kafasını "hayır hayır kerem gerçekten benim planım değildi yemin ederim gördüğümde de şok oldum direkt yanınıza geldim kerem" demesiyle kerem sinirle elini arabanın kaportasına vurup yüzünü sıvazlamıştı 

Esila'nın anlatımıyla* 

sırtımda hissettiğim sızıyla gözlerimi açıp hareket etmek istedim ama yaram sızlayınca eski pozisyonuma geri dönüp etrafı inceledim beyaz bir oda, pencere, ve lavabo olduğunu düşündüğüm bir oda daha, en son hatırladığım şey mervenin beni bıçaklaması ve sarışın kadının beni bayıltmasıydı demek mervenin bu kadar telefonla yazışmasının sebebi buydu ben burdan bir kurtulayım o bıçağı götüne sokacaktım ama önce kurtulmam gerekiyordu. Biraz daha uzandıktan sonra kapı çalınıp aralanmıştı kafamı kapıya doğru çevirdiğimde esmer yeşil gözlü bir adamın yanıma doğru gelmesiyle yeniden dikleşmeye çalıştım yüzümün buruşmasıyla adam biraz daha hızlanıp

 "non movere Knautia arvensis" "(hareket etme ölüm çiçeği) deyip elini belime koyup daha rahat oturmamı sağlamıştı.

"quis es tu cur rapere me"(kimsiniz ve beni neden kaçırdınız) adam resmen beni dinlemiyordu rahatça karşımdaki koltuğa oturup soruma cevap vermeden konuştu

"Medicus cito veniet et vulnus tuum mundabit" (doktor hemen gelip yaranızı temizleyecektir) sinirle kafamı yatağın başına yasladım bu adamın benimle işi neydi telefonda aramalar kaçırmalar? soru sormayı bırakmıştım çünkü cevap vermiyordu biraz daha odada bekledikten sonra beyaz önlüklü kadın kapıyı açmasıyla doktorun geldiğini anlamıştım

kadın tebessümle adama dönüp "Vos solum nos solum ad tempus relinquatis ares?" (bizi bir süreliğine yalnız bırakabilir misin ares?" demek adı Ares'di.Ares kadına şüpheyle baksa da oturduğu yerden kalkıp kapıya doğru ilerlemişti bana son bir kez bakıp "te visurum Knautia arvensis" (görüşürüz ölüm çiçeği) bana sürekli ölüm çiçeği demesi canımı sıksa da bir şey demeden önüme döndüm oda kapıyı kapatıp çıkmıştı zaten kadının bana şefkatle bakarken bir yandan da çantasında ki eşyalarını çıkarıyordu "yaran hala çok acıyor mu? sen buraya baygın halde geldiğinde ares resmen çıldırdı bıçaklandığın için, amacı sana zarar vermek değil esila emin olabilirsin. baygın geldiğinde ilk tedaviyi yapıp sargını da yapmıştım şimdi sargını yenileyeceğim " Türkçe konuşmasıyla şaşırsam da belli etmeyip kafamı salladım.  

sargımı sararken nefes alamayacağım kadar acıyordu ama sesim çıkmıyordu sahi sesim çıksa kim gelirdi yardımıma? babam her zaman acın olduğunda içinde yaşa, sakın zaaflarını acılarını insanlara gösterme en güvendiklerine bile derdi, gülerek kafasını başka tarafa çevirmişti sonra her ne kadar sessiz söylese de babana bile demesini duymuştum nefesim kesilir gibi olmuştu ama o zaman da sesim çıkmamıştı öyle işte zor durumlarda sesim çıkmazdı benim. buda kötü huylarımdandı, birisine kırıldığımda kimse bilmezdi kırıldım mı üzüldüm mü varsın bilmesinlerdi ama merakta mı etmiyorlardı.

 ben bunları düşünürken doktor sargıyı bitirip yüzüme bakmıştı galiba nasıl bağırmadığımı sorguluyordu ama daha fazla bakmayıp birkaç ilaç bırakmıştı yatağımın yanında ki sehpaya "düzenli iç bunları birazdan yemek getirirler yemekten sonra içmeyi sakın unutma" çok umurumda değildi açıkçası kafamı sallayıp sırtımı kapıya doğru dönmüştüm çünkü kimsenin yüzünü görmek istemiyordum

 birkaç dakika sonra kapı açılmış ama kapanması biraz sürmüştü herhalde doktor çıktığında başka birisi girmişti ama yine de kafamı çevirmedim kapıya yanımdaki masaya bir şey bırakılma sesi geldiğinde yemek tepsisini bırakıp çıkmışlardı yemek yemek istemediğim için tepsideki suyla ilaçları aldım yanıma ama ilk aldığım ilaçtan tıkırtı sesleri gelmesiyle tedirginlikle açtım kapağını ve pencerenin mi kapının mı tam anlamadığım anahtarla şaşırdım bunu doktor bırakmış olmalıydı ama ben kaçıncı kattaydım ki hiç yataktan kalkmamıştım zorda olsa yataktan kalkıp cama doğru gittiğimde zemin katta olduğumu gördüm bu kaçmamı kolaylaştırırdı, zaten sırtımdaki yarayla nereye kadar kaçabileceğimi bilmiyordum ama önce bu anahtarın hangi kapıyı açtığını öğrenmem gerekiyordu ilk hızlıca pencereyi denediğimde açıldığını gördüm. çığlık atmamak için zor duruyordum resmen hemen gidip diğer ilaçlara da baktım bir işaret var mı diye ve diğer ilaçta da bir kağıdın olduğunu gördüm

buradan kurtulmanı çok istiyorum ama bunun buradaki insanların kötü olduğu için değil yarın buraya gelecek insanın kötü olduğu için bugün burada olan herkes çalışan esila, ares dışında o çalışan değil yarın gelecek adamın oğlu ares sana zara vermez ama o adamı bilemem, yastığının altına bak aptal kız.

                                                                                                                                                                       doktor Asel


içimdeki korHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin