SELAMMMM🥳🥳
yayayaya cok mutluyum benn😙😙😙😙
tatiliniz nasıl geciyorr🤩🤩🤩🤩
neysee hadi baslayalimmm😚Sabahları Hyunjin'in hafif güzel kokusuyla uyanmak gerçelten mükemmel bir histi, bana sımsıkı sarılıyordu, bende ona sarılıyordum ve sonsuza kadar böyle kalbilirdim. Tam kalkıcakken duvardaki saate baktığımda saatin sabahın altısı oldunu fark etmiştim.
Bu demek oluyorduki biraz daha uyuyabilirim, tam geri yatacakken yanımdaki Hyunjin'in büyük ihtimal benim hareketlerimin sonucu uyandığını gördüm. "Uyu hayatım, saat daha altı." Başını olumlu anlamda zar zor sallamıştı, tam tekrar yatacakken çalan telefonuyla sinirleri bozulmuştu Hyunjin'in."Ne var anne? Koreye mi geliyorsunuz, neden ya? Bende kalamazsınız Seulde değilim. Anne hiç bir şekilde beni o lanet terapiste gönderemezsin, gitmeyeceğim yeter. Kapat telefonu anne, Seul'e 5 gün sonra döneceğim. Hayır döndüğümdede bende kalamazsınız." Son cümleden sonra telefonu annesinin suratına kapatmıştı.
"Nefret ediyorum sizde yeter be!" Hyunjin oldukça sinirli gözüküyordu. Gözüm masadaki ilaçlara takılmıştı hemen kalkıp ilacını getirmiştim. "Hyunjin iyi değilisin, al iç hayatım lütfen." Hyunjin önce bana sonra ilaçlara bakmıştı, "Sende mi beni terapiste zorlayacaksın?"
demişti. Ne söylemeye çalıştığını anlamamıştım, "Ne demek istiyorsun, sadece ilaçlarını verdim, lütfen iç Hyunjin." sonra oflayarak elimden ilaçları aldı. Hepsini içtikten sonra yatağa uzanmıştı, sinirinin geçtiğini söyleyemem hâlâ aynı gözüküyordu. Ama yinede ona onun yanında olduğumu hissettirmem gerektiğini düşündüm. "Daha iyi misin?" başını olumsuz anlamda sallamıştı.Hyunjin telefon konuşmasından 5 dakika sonra uykuya dalmıştı, bende onu izliyordum, annesi yine terapiste gitmesini söylemişti, Hyunjin'de yine bu duruma sinirlenmişti.
Ama Hyunjin'in neden terapiste gitmek istemediğini anlamıyorum, sorarsamda sinirleneceğini düşündüğüm için soramıyordum, fazla kafaya takmamaya çalışıp uyumuştum.. . .
"Jeongin, bebeğim, hayatım, birtanem, sevgilim özür dilerim çok özür dilerim lütfen affet."
Hyunjin'in sesiyle yeniden uyanmıştım saat dokuza geliyordu ve Hyunjin durmadan özür diliyordu, bana meraklı gözlerle bakıyordu, "Ne oldu, daha iyi misin?" dediğimde, bu sefer başıyla onaylamıştı beni, "Affettin mi beni? Çok özür dilerim annemle yine aynı konuyu konuştuğumuz için sinirliydim ve-" sözünü kesen kişi ben olmuştum. "Affetim, biliyorum o an sinirli olduğu, istemeden yaptığın şey için sana küsmemki ben." dediğimde bana sarılıp teşekkür etmiş ve yanağıma küçük öpücükler bırakmıştı."Hadi hayatım, aşağı inelim." demişti, "Giyinip geleceğim sen git istersen." demiştim o da başını olumsuz anlamda sallamıştı. "Hayır seni beklerim ben." gülümseyip yatkatan kalkmıştım, ve kendime kıyafet seçtikten sonra lavaboya gidip giyinmiştim. İçeri geldiğimde Hyunjin'in yine telefonla konuştuğunu gördüm neyseki Bangchan hyung ile konuşuyordu. Bende bu sırada saçlarımı tarayıp parfüm sıkmıştım kendime. Hyunjin'de konuşmasını bitirmişti sonra yanıma gelip elimi tuttu ve odadan çıktık.
"Of nerede kaldınız ya acıktık."
Bu ses elbette Changbin hyunga aitti, acıktığı için isyan çıkarıyordu Felix'de onun elini tutup biraz daha beklemesi gerektiğini söylüyordu. Minho ve Chan hyunglar da gelince aşağı inmiştik her zaman oturduğumuz büyük yere oturacaktık ancak orada yanlızca üç kişi oturuyordu, dörtlü masalara sığabilecekken büyük masalara oturmaları çok saçmaydı. Üstelik başka büyük masada yoktu bizim oturabileceğimiz. Onların daha yemeklerini spariş etmediğini gördüğümüz için orada kalkıp daha küçük bir masaya geçmelerini rica edecektik.
Bunu Chan, Minho ve Seungmin yapacaktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Leave Me / Hyunin
ActionSinir hastası Hwang Hyunjin sinir krizi geçirirken çarpığı Yang Jeongin'in hayatını değiştireceğini nerden bilebilirdiki ?