Too bright I'm so flashy
Different? No I'm unique
That's right I'm so classy
Nobody can stop me
dinleyin dinleyinn neyse başlıyakHyunjin'den
Kollarımın arasında uyuyan Jeongin'in güzelliğiyle uyandım, ona sahip olduğum için gerçekten çok şanslı hissediyorum. O olmasa hayatım nasıl devam ederdiki? Ben bunları düşünürken Jeongin uyanmıştı."Günaydın sevgilim~"
"Sanada günaydın sevgilim~"Onun mutlu olması benide mutlu ediyor onun üzülmesi benide üzüyor, ne ara Jeongin'e karşı böyle hissetmeye başladım? Gezideydi galiba.
"Jeonginim, kahvaltıyı dışarda yapalım mı?"
"Hmm, peki tamam." dediğinde kalkmaya çalışmıştı ama ben buna izin vermedim."Ne oldu? Hazırlanıcağım."
"Hayır, biraz daha kal lütfen."
"Ama saat 10 olmuş ve açım."
"Off, tamam." diyip bırakmıştım onu daha sonra bende kalktım ve hazırlanıp direk çıktık.Daha kapının önündeyken annem aramıştı,
"Alo, efendim anne. Birazdan yapıcağım kahvaltı, iyiyim evet sen nasılsın? Yine mi aynı konu sana gitmeyeceğimi kaç kere daha söylemem gerekiyor? Hayır anne istmiyorum."Jeongin annemle konuşurken bana bakıyordu yüzünde endişeli ayrıca korkmuş bir ifade vardı. Sinirlendiğimde sesim biraz fazla yüksek çıkıyordu.
"Anne hadi kapatıyorum arkadaşımlayım. Evet anne arkadaşım, eminim. Tamam hoşçakal."
Diyip telefonu yüzüne kapatmıştım yine aynı konu, terapiste gitmemem."Ne oldu? İyisin değil mi? Sinirli misin? Yardım edebileceğim birşey var mı?" Jeongin'in böyle benim için endişelenmesi çok hoşuma gidiyordu. O an aklıma fikir geldi Jeongin'e kötü davransam sürekli terslesem ne yapardı? Özür dilerim Jeongin ama deniyeceğim.
"Hiç iyi değilim Jeongin." Aslında senle olduğum her zaman iyiyim.
"Anladım, ama neden?"
"Sanane acaba?"Cevap vermemişti galiba biraz kırldı, birlikte bi restoranta gelmiştik ordan yiyeceklerimizi söylüyordum.
"Birazdan geliyor."
"Tamam sağolun."Jeongin'le o konuşmamızdan sonra hiç konuşmadık telefonun bakıp biriyle mesajlaşıyordu.
Hâlâ üzgün gözüküyordu."Jeongin."
"Hm? Efendim."
"Kiminle konuşuyorsun sen?"
"Felix'le, neden sordunki?"
"Soramazmıyım." diye tersledim.
"Tamam, sorabilirsin tabiiki."Yemeklerimiz geldiğinde telefonunu kapatıp masaya koydu, ve yemeğini yemeye başladı.
Arada bana bakıyor sinirli olup olmadığımı kontrol ediyordu.Yemeğini tam bitirdmeden bırakmıştı, ona baktığımda etrafına bakıyordu.
"Neye bakıyorsun?" diyip bende etrafa bakmıştım.
Bana dönüp "Hiç." demişti, birşey olmuştu ve bana söylemiyordu benden korktuğunu hissediyorum."Yemeğini ye."
"Ama doydum." sesi çok kısıktı.
"Of uğraşımyacağım ben hesabı ödeyip geliyorum, burada bekle."
dediğimde başını sallamış etrafa bakmaya devam ediyordu.Hesabı ödeyip geldiğinde hâlâ etrafa korku dolu gözlerle baktığını gördüm.
"Birini mi arıyorsun Jeongin."
"Ne? Hayır." acaba biri onu rahatsız mı ediyor.Jeongin'den
Biri beni izliyordu hatta gözleriyle süzüp göz kırpıyordu. İyice rahatsız olmuştum sonra ortadan kayboldu, bu yüzden etrafa bakıyordum Hyunjin'de fark etmiş olmalıydı. Ona söylemek istiyorum ama bana sinirli olduğunu biliyorum. Beni sürekli tersliyordu, ne yaptığımı düşünüyorum ama hiç birşey yapmadım. Bunları düşünürken hâlâ etrafa bakıyordum iyice korkmaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Leave Me / Hyunin
AçãoSinir hastası Hwang Hyunjin sinir krizi geçirirken çarpığı Yang Jeongin'in hayatını değiştireceğini nerden bilebilirdiki ?