Giriş

35 5 10
                                    

Yaşadığım zorlukların hep bir nedeninin olduğunu düşündüm...
------------------------------------------------------------------

Boran'in ağzından:
------------------------------------------------------------------
Bugün kurbanımın yanına minik bir ziyaret yapacaktım. Avladığım kurbanım karşı yani düşman çetenin adamıydı. Karşı çete onu ölümle tehdit etmiş, bizim yanımıza köstebek olarak sızdırmıştı. Buraya gelirken ölmeyeceğini düşünmesi çok yazık çünkü ben ona kaç günden beri ölümü arzulamasını sağlamıştım.

Bugün ona belki küçük bir iyilik yapabilirdim . Bugün onun ölmesini sağlayabilirdim ancak bunu kendi zevklerime göre olmasını istedim. Böyle düşünerken ne ara depoya geldiğimizi anlamamıştım. Arabamdan inip avımın yanına gittim.

Avımın yanına yaklaşırken onun uyuyor olması beni rahatsız etti.
"Uyandırın şunu !" Adamlarıma emrimi verdim. Onlarda uyandırmaya çalıştılar fakat kurbanımın uyanmaya niyeti yoktu. Sonra kurbanımın bilerek gözünü açmaması hoşuma gitti. Demek ki adam zor kullanmamı fazlasıyla seviyordu. Adamlarıma kurbanımı yatırmalarını ellerini ve ayaklarını bağlamalarını bir havlu ve bir kaç bidon su getirmelerini söyledim. Adamlarım kurbanımın ellerini ve ayaklarını bagladılar. Kurbanım ne olacağını anlamış Kurbanım ne olacağını anlamış olacak ki çırpınmaya başladı.

Yüzüne havluyu koyup hava almamasını sağlattırdım. Sonra bidondaki suyu adamımın yüzüne nefes alamayacağını, boğulacaginı hissettiğim zamana kadar yavaşça boşalttım. Yavaş yavaş çırpınmayı bırakmıştı. Ancak ona bu kadar kolay ölüm hakkı sunmayacaktım. Bunlar daha onun için bir fragmandı.

Kurbanımı sandelyeye bağlamalarını emrettim. Bana dolu hakaretler etmesi şuan hiç umrumda bile değildi. Önemli olan benim ona şuan neler yapacağımın hepsini kafamda kuracağımdı. Bir demiri alıp yanan ateşin üzerine koydum. Demir ısınınca kurbanımın yanına giderken bana "yapma lutfen" diyerek yalvarmasi pek hoşuma gitmemişti.
Demek ki karşı çete benim tuttuğum, yakalattığım adamlara ne yaptıklarımı söylememişti. Zaten söyleselerdi en kolay ölümü kendi seçebilirdi diye düşünüyorum.
Adamın yanına biraz daha yaklaştım sonra kızgın demiri sırtına bastırdım. Fazlasıyla bağırıyordu. Ama bilgi sızdırmasını bende istememiştim.

Ardından bu işi fazla uzatmamam gerektigini düşündüm ve kurbanımı öldürdüm. Üstüm hafif kan olmustu. Adamlarımdan arabamdan yeni gomlek getirmelerini istedim . Eski gomlegimi atese verdim. Iz bırakmayı hiç sevmeyen birisiydim. Temiz gömleğimi giydikten sonra adalarıma burayı patlamalarını veya ateşe vermelerini emrettim.

Arabama giderken telefonum çaldı. Şuan kimseyle meşgul olmak istemiyodum. Dört buçuk saatlik yolun sonunda eve geldim. Evim şehirden biraz ötedeydi. Ailem ve tanıdıklarımın geneli sehirde olması benim hiç hoşuma giden bir şey değildi. Bunun için onlardan uzak bir yerde bulunmayı tercih ediyordum. Arabami evimin önüne parkettim. Eve gidince yatağa hafifçe uzandım. Derken mert aradi. Mert genellikle bana yeni kurbanlar bulurdu. Bende kurbanlari onaylardim. Kesin yine böyle bir şeyi söylemek için aramıştı . Tekrar aramaya başlayınca açmak zorunda kaldım.

Kendisi seviye olarak ortalardaydı nedeni ise çok vicdanlı olmasıydı. Öldüreceği kişiye sürekli üzülür ve onu bazen bizden gizlice bırakırdı. Avına karşı acımasız olmalıydı üzülmemeliydi. ancak bunların hiçbirini yapamıyordu. Avına sürekli üzülür ve onu bazen gizlice bırakırdı. Bunun icin kendisi orta seviyedeydi.
Bana yeni kurbanları ve onlar hakkındaki bilgileri bana verdi . Hepsini onayladım. Aslında ondan onaylamasını istemiştim. Ama hiçbir şeyi onaylamıyordu. Artık ondan doğru düzgün bir katıl çıkmayacağını bildiğim için uyarmıyordum. Derken Halit Bey aradı.

------------------------------------------------------------------
Hikâye nasıl gidiyor ?

Katilin Günlüğü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin