"Öğretmenim bu mektubu muhtar emmi size vermemi söyledi "diyen soğukta yanakları kızaran küçük öğrencimi içeri aldığımda okulun kapısını kapatarak uzattığı mektubu alıp gülümsedim.
"teşekkür ederim sen geç ısın bakalım "dediğimde küçük kız utanarak yerine geçerken bende masama geçip oturdum.
mektubun açarken üstünde eğitim bakanlığın mührü vardı. hayırdır inşallah. mektubu zarfından çıkartıp açtım.
gözlerim satırlarda dolaşırken bir kaç saniye elimdeki kağıda baktım sonra da bakışlarımı dışarda yağan kara çevirdim.
bu bir tayin mektubuydu. tayinim çıkmıştı. hem de güney doğuya. hakkariye tayinim çıkmıştı.
fakat burada yaşadığım kurduğum bir düzen en önemlisi sevdiğim adam buradaydı. ben şimdi ne yapacaktım.
bunu nasıl demire açıklayacaktım ? kederli bir nefes alıp kafamı dağıtmak için ayağa kalkarak benim küçük öğrencilerim ile bu konu hakkında küçük bir konuşma yaptığımda benim gidecek olmam onları çok üzmüştü. bu yüzlerinden anlaşılıyordu. onlara kıyamadım ama yapacak bir şey yoktu.
güzel bir sohbetin ardından dersimi işlediğimizde ikindiye kadar minik öğrencilerim ile hem eğlenip hem de onların istediği oyunları oynadım.
okul bitterken bütün öğrencilerime sanki son kez sarılıyormuş gibi teker teker sarılarak onları yolcu ettikten sonra okulun kapısını kilitleyerek yüzüme bağladığım puşi ile eve doğru karın içinde yürümeye başladım.
bu kadar çok karın yağması normal değildi. gerçekten bu kadar karın yağması normal değildi. bir hava yağışı bu kadar bozuk olması hiçte iyi bir duruma hayır değildi.
sonunda eve zar zor ulaştıktan sonra kapıyı açan demir ile içeri girdiğimde bana gülümseyerek bakan adama tebessüm ettim.
"hoş geldin "montumu çıkartırken gülümsedim. "hoş buldum yakışıklım "diyerek odaya girdiğimizde yer sofrasını hazırlamıştı.
"sen yorulma yorgunsundur hadi yemeğe geçelim "parmaklarını oynatarak söylediği şey ile ona sarıldığımda ellerini belime koyarak bana karşılık verdi. ona sımsıkı sarıldım.
birbirimizden ayrıldığımızda bana tuhaf bir bakış atarak yer sofrasına oturduk. ona tedirgin bir bakış attığımda bana anlamayarak bakıyordu.
cebimden çıkarttığım kağıdı onun önüne koyduğumda gözleri kağıda ve bana döndü.
"bu tebligat bugün elime ulaştı tayinim çıkmış demir "dediğimde gözlerime bakıyordu. bir süre yüzüme baktıktan sonra önüne döndüğünde ona bakıyordum.
"bir şey demeyecek misin "dediğimde parmaklarını oynattı. "ne diyebilirim ki mesleğin icabı gitmen gerekiyor "
"böyle söyle yakışıklım hem sen de benimle gelmez misin "dediğimde gözleri gözlerime çevirdi. ona umutla baktım.
"sen de benimle gelsene ben senden ayrılmak istemiyorum demir "dediğimde elimi tutu.
"ben de senden ayrılmak istemiyorum ne bileyim olur mu öyle " sorduğu soru ile ona gülümseyerek yanaklarını sıktığımda yüzünü buruşturdu.
"olmaz mı hem ayrılmış olmayız ben de sana bunu nasıl söyleyeceğimi düşünüp duruyordum. birlikte hiç ayrılmadan gideriz. hem belki dilekçe yazarsak büyük şehire tayinimi çıkartıp oraya gideriz nasıl olur "dediğimde gözlerime baktı. gülümsedi.
"sen nasıl mutlu olursan öyle yaparız"parmaklarını oynattı. ona tebessüm ederek baktım.
"sen patlıcan mısın hep benim mutluluğum mu "dediğimde elimi tutup sıktı.
"sen mutluysan ben de mutluyum öğretmen " dediğinde boynuna sarıldım. "sana kurban olurum "dedim ona sımsıkı sarılarak.
2 GÜN SONRA...
büyük otobüse bindiğimizde yanımdaki demirin omuzuna başımı koyduğumda elimi tutuyordu. bakışlarımı camdan dışları yağan kara çevirdiğimde buradan gidiyorduk.
köydeki öğrencilerim ile muhtar ve köydeki bana yakınlık gösteren herkes ile vedalaşmış evi kapatmıştık. kasabadaki otobüs bileti almış demir ile birlikte hakkariye gidiyorduk.
sevdiğim adam yanımdaydı daha ne isterdim ki. mutluluğu onunla keşfetmiştim. o benim galiba bu hayatta tek değerli varlığımdı.
otobüs yavaş yavaş hareket ederken buraları özleyecektim. bakışlarımı yanımdaki sevdiğim adama çevirdiğimde bana bakıyordu. tebessüm ettim.
Drama Köprüsü bre Hasan
Dardır geçilmez
Bre Hasan dardır geçilmez
Soğuktur suları da Hasan
Bir tas içilmez
Soğuktur suları da Hasan
Bir tas içilmez
Anadan geçilir Hasan
Yardan geçilmez
Bre Hasan yardan geçilmez
At martini de bre HasanDağlar inlesin
Drama mahpusunda Hasan
Dostlar dinlesin
Mezar taşlarını Hasan
Koyun mu sandın bre Hasan?
Koyun mu sandın?Adam öldürmeyi de Hasan
Oyun mu sandın?
Adam öldürmeyi de Hasan
Oyun mu sandın?
Drama mahpusunu Hasan
Evin mi sandın?
Be Hasan evin mi sandın?SON
*************************************************************************************
GALİBA HAYALİMDEKİ SON BUYDU. KÜÇÜK SICAK BİR HİKAYE YAZMAK İSTEDİM. ENGELLERİNİ YIKILMASI ADINA BU KURGUYU YAZDIM. UMARIM SEVMİŞSİNİZDİR. AKLIMDAKİ AKSİYONU YAZSAYDIM EMİN OLUN KURGU BOK YOLUNA GİDER ANGST BİTERDİ. BÖYLE DAH AİYİ OLDU.SON KEZ YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ-BXB
Teen FictionTAMAMLANDI. Soğuk kışlara hapsolan bir köyde yeni Atanan bir öğretmen ve köyün delisi olarak bilinen genç bir adam. "ben deli değilim insan fazla normal"