21.BÖLÜM~ELMASIN GİZEMİ

66 14 18
                                    

Gençler toplaşın. Son bölümde gizem,macera, aksiyon ve adrenalin patlaması yaşanıyor...

İKİ YÜZ KRAT 💎
Sormuştu birileri
Bu haberler doğru mu,
Doğru mu bunca haber?
Prensesin var mı haberi,
Bitti mi şimdi yassı,
Ne yapsın ki prenses
İki yüz krat elması?

BEJNA

Hizmetçi, üniversitede öğrenci

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hizmetçi, üniversitede öğrenci

SABURO

Üniversitede akademisyen ŞATO

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üniversitede akademisyen
ŞATO

Üniversitede akademisyen ŞATO

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gangster, Bejna'nın Abisi

ŞATO
En son olayda silah kaçakçılarını gözüne kestirmişti.
Ama kaçakçılar şu an harabeye dönen şehrin en tehlikeli karekterleriydi. Bu yüzden şehirden uzak bir köyde eski bir sinagogda karargah kurmuşlardı. Haklarında Hitler'in Yahudilere yaptığı işkenceleri aratmayan dedikodular dönüyordu.

Çocuk kaçakçılığı ve insan ticareti bunlar arasında en masum olanıydı. Savaş esnasındaki karışık durumlar ise bunların en sevdiği ortamlardı.
Şato'nun hayatı boyunca yaptığı en ağır vukuat bile bunların karıştığı söylenen suçların yanında devede tüy bile olamazdı.

Tüm bunları kız kardeşi Bejna'ya defalarca anlatmıştı.

-Bejna, sana kaç kez söyledim yanında çalıştığın insanlar öyle sandığın kadar temiz değil. Söylediğimi anladığın veya senin bunun farkına vardığını anladıkları anda muhtemelen tüneldeki çocuk cesetlerinin arasındaki yerini alırsın.

-Kana susamış bu vampirlerin arasında, bembeyaz bir güvercin gibi çırpınman bile boşuna. Kendine başka bir iş ara. Bunlardan sana hayır gelmez, gelmeyecek. Senin kötülüğünü ister miyim hiç?

BEJNA

Bejna, O sırada bulundukları oda kapısının aralanmış olduğunu fark etti. Abisinin söylediklerini ilk defa işitmiyordu. Bir kısmı gazetelere bile manşet olmuştu.

Bu sefer söylenenleri en yakını olan abisinden işitiyordu ve kapının arkasında bu suçu işleyenlerden biri onları dinliyordu. Bunu anlar anlamaz göz kaş işareti yaptıysa da odanın içinde sağa sola dönen abisi onları fark etmedi bile.

"Prenses" diye hitap ettikleri, suç ailesinin annesi, epey vakittir kapı arkasında onları dinliyordu. Neyse ki geç de olsa bunu fark etmişti. Ama abisi Şato halen konuşmasını sürdürüyordu.

Nihayet dayanamayıp bayılmış gibi yaparak koltuğa çöktü. Şato bunu görünce sustu ve koşarak yanına geldi. Şimdi istediği olmuştu. Parmağı ile önce kapı arkasında "Prenses'in" olduğunu işaret etti. Sonra parmağını dudağına götürerek susmasını istedi. Konuyu çevirmesi gerekiyordu çünkü.

-Bunların hepsi dedikodu Şato! Üniversiteyi okuyamayacaktım. Bu aile bana sahip çıkıp, yardım etti. Evlerini, kapılarını değil sadece şefkat dolu kollarını açtı. Onlara borçluyum, bu gün okuyabiliyorsam onların sayesinde.

ŞATO

Korkudan dizlerinin bağı çözülmüştü Şato'nun. Bejna'ya yardım edeyim derken, demin kullandığı cümleler nedeniyle onu alevin içine atmıştı adeta.

İçinden "dilimi eşek arısı soksaydı da sussaydım!" diyordu.

Bejna ondan daha zekiydi. Bu olayda onu bir kez daha anlamıştı. Bir çuval inciri berbat etmişti Şato.

"Prenses" içeriye baskın yapıp ikisini de yakalatmadığı için kendisini talihli hissetmeliydi.

Şimdi gel de durumu toparla. Ama nasıl, nasıl yapacaktı bunu ? Demin söylediği sözler ve iddialar yenilir, yutulur cinsten  değildi. Bırak bu korkunç ama bir o kadar da varlıklı aileyi, sokaktan geçen birine söylense, kesin kavga sebebiydi.

Hadi dağıttın şimdi nasıl toparlayacaksın?

-Bejna bana da burada bir iş bulabilir misin?Marangozluk, aşçılık, bahçıvanlık her iş elimden gelir. Burada en azından kafamı koyacak bir yuvam olur ve yan yana oluruz. Yeme içme derdim de olmaz! Ne dersin?

-Gördüğüm kadarıyla burda rahatsın. Olmaz mı Bejna? Konuşabilir misin benim içinde.

BEJNA

Şato ona iyi bir darbe vurmuş ama neyse ki geçte olsa uyanmış, yaptığı büyük gafı anlamıştı. Şimdi ise durumu toparlamaya çalışıyordu. Bu deminki korkusunu giderdi ama halen kalbi korkudan kıpır kıpır atıyordu. Şato'nun dediklerinden daha fazlasını biliyordu.

Göz ucuyla kapıyı tekrar kontrol etti. Gölge halen ordaydı. Bu gölge yıllardır yanlarında olduğu "Prenses'in " gölgesinden başkasına ait değildi. Artık bundan emindi.

Şato'nun söylediklerini duymaması imkansızdı. Önemsemese oradan çekip giderdi. Demek ki o da söylenenleri dikkate almış ve tepkisini ölçmek amacı ile onları dinlemeye devam etmişti...

DEVAM EDECEK...

ELVEDA HİROŞİMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin