GİRİŞ

108 35 43
                                    

Üzerindeki elbisenin askılarını ve yakasını düzeltirken tuttuğu nefesi bıraktı ve aynadaki yansımasını inceledi. Kenarda duran küçük kutudan boynundaki kolyedeki gibi safirlerle parlayan küçük küpeleri alıp takarken hissettiği ufak gerginliği görmezden gelmeye çalıştı. Gergin olmasını gerektirecek bir durum yoktu, daha önce de benzer durumlarda ve görevlerde bulunmuş, benzer kişilerin peşine düşmüştü ama hiçbirinde buna benzer hislerle boğuşmamıştı.

"Her zamanki gecelerden biri Celine."

Kulaklarına ulaşan kelimeler istediği etkiyi bırakmamıştı. Düşüncelerini kovmak için başını iki yana salladı ve düşüncelerinin yönünü değiştirdi.

Giydiği siyah elbise bedenini ikinci bir deri gibi sarmıştı. Sade bir elbise gibi görünüyordu ama yürürken iki bacağını da açıkta bırakan yırtmaçlar elbiseye farklı bir boyut katıyordu. Görünüşünde herhangi bir kusur olmadığına ikna olduktan sonra telefonunu çıkararak David'in gönderdiği mesajı açtı. David ona sadece bilgi akışı sağlamakla kalmamıştı. Otelin hemen dışında bulunan araçtaydı, Deimos'un otele ne zaman giriş yapacağını haber vermek için bekliyordu. Son güncellemesi yirmi dakika önceydi, yani hala bir gelişme yoktu.

Saate baktığında etkinliğin başlamasına on beş dakika kaldığını gördü. Odada planladığından daha fazla vakit geçirmişti. Beklediği kişinin gelişinin hemen ardından salona girmesi dikkat çekeceğinden hareketlerini hızlandırdı ve dresuarın üzerindeki çantasını alarak odadan çıktı. Odadan çıktığında uzun yıllardır sahip olduğu alışkanlıkla koridoru kontrol etti ve odanın kapısını kapattı. Asansöre ilerlerken yerdeki halı topuklu ayakkabılarının sesini yutuyordu.

Burada bulunan diğer kişiler için sıradan bir gece olabilirdi ama bu onun için hiçbir zaman geçerli değildi Her zaman ve her koşulda dikkatli olmak ve arkasını kollamak zorundaydı. Doğduğu andan bu yana yalnızdı. Akıp giden yirmi yedi yıl hiçbir şeyi değiştirmemişti.

Adımları asansörün önüne ulaştığında durdu ve asansörü çağırmak için düğmeye bastı. Kısa süreli bekleyişinin ardından asansörün kata ulaştığını belirten ses boş koridorda yankılandı ve açılan kapıdan içeri girdi. Düğmeye basmasının ardından kapı kapanırken yeniden kendi yansıması ile karşı karşıya geldi. Çatık kaşlarını düzeltti ve gergin omuzlarını gevşeterek duruşunu dikleştirdi. Asansör lobinin olduğu kata hızlıca inerken yansımasına arkasını döndü ve cam olan kısma ilerledi. Normalde bunun yerine gizliliği tercih etse de asansörün ona sağladığı şeffaflığı kendi çıkarı için kullanabilirdi. Asansörün etrafının cam olması sayesinde lobideki kalabalığı görebiliyordu fakat aşağıdaki kalabalıkta aradığı yüzü bulamamıştı.

Diğer katlarda ona katılan kişilerle birlikte nihayet lobinin olduğu kata ulaşmayı başardı. Kadınlardan yükselen ağır parfüm kokusu asansörün havasızlığı ile birleştiğinde içerisi boğucu bir hal almıştı. Kulaklarını çınlatan asansör sesiyle çiğerlerinin yaşadığı işkence son bulmuş ve ciğerleri temiz hava ile dolmuştu.

Adımlarının yönünü açık arttırma başlamadan önce katılımcıların sohbet etmesi ve dinlenmesi için hazırlanan alana çevirdi. Kendisine dönen bakışların ve onu izleyen gözlerin farkındaydı. Celine görünüşünün farkındaydı, bu durum çoğu zaman işini kolaylaştıran etmenlerden biri olurdu. Narin göründüğü için kimse ondan şüphelenmezdi. En büyük yanılgılarından biri de bu olurdu.

Her zaman sahip olduğu bu avantajı lehine kullanarak sohbet eden kalabalığın arasına kısa sürede karıştı. Garsonların gezdirdiği tepsilerin birinden bir kadeh alırken karşısındaki iki adamla olan sohbetine devam ediyordu. Şampanyasından, kötü bir seçimdi, küçük bir yudum alırken bakışlarını lobide gezdirdi. Bakışları kapıdan içeri giren kişi ile buluştuğunda telefonu gelen mesajla titredi.

Deimos Eiran Alastair buradaydı.

--

merhaba! verdiğim uzun aranın ardından geri döndüğüm için biraz gerginim. -_-  buralarda buluştuysak oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın lütfen. :')

Sessiz YalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin