Biri dersinden biri de kafeden erken çıkıp eve dönerken karşılaşılan ikili beraber yürümeye başlamıştı.
"Bu da sonuncu, artık bir ay tatil!" diyen sarışın ile "Bende acaba abimden izin mi alsam?" diye sordu Felix.
"Aslında çok güzel olur, Jeongin de dün tatile girdi. Evde hep beraber oluruz" dedi heyecanla seungmin.
Felix başını sallayıp "Ben bunu abim ile konuşayım tamam mı köpüş" diyerek sarı yumuşak saçları okşadı.
Evin önüne geldiklerinde gördükleri ile ikiside durdu. "Biri evimizin önüne motor park etmiş lix" dedi Seungmin kaşlarını çatıp.
Felix de motorun yanına adımlayıp"Etrafta bir sürü boş alan var ne diye buraya park edersin ki?" diye söylendi kendi kendine.
Seungmin kahve saçlının koluna girip "Neyse artık sahibini görürsek konuşuruz" demiş Felix başını sallayarak eve adımlamışlardı.
Anahtar ile eve girmişler montlarını çıkarırken "Hoşgeldiniz" demişti Jeongin odasından başını uzatıp.
"Hoşbulduk Jeong jeong" diyerek kendini banyoya attı Seungmin. Banyodan içeriye seslenerek "Jeongin birisi kapının önüne motorunu koymuş ya! Sen kimin biliyor musun?"
Felix de üstünü değiştirip odasından çıkarken Jeongin güldü. "Hm biliyorum kimin" demesi ile iki baş ona döndü "Kimin?"
"Benim" demesi ile gözlerini kırpıştırdı ikili. "Nasıl yani?" diye sordu Felix.
"Ya biriktirdiğim param vardı baya uzun zamandır. Bence artık bir motora gerek vardı da, Chan ile gittik bakıp aldık öyle".
Üçü de salona geçerken "Hep diyordun derse giderken. Motor alacağım böyle olmuyor diye" diyen seungmin ile başını salladı.
"Olmuyordu ama yani" demesi diğer ikiliyi güldürdü. Felix ayağa kalkıp "Tamam bunu da öğrendiğime göre ben bıraz uyuyacağım" diyen Felix ile başlarını salladılar.
"Güçlü ol dinlenip Felix" diyen Seungmin ile gülüp saçlarına öpücük kondurdu, salondan çıkıp odasına girerken Seungmin ise kızarmış suratıyla olduğu yerde öylece kaldı.
Kendine geldiği sıra koltuğun diğer köşesinde olan Jeongin'e kaymış "Baş başa kaldık yakışıklı" diyerek ona sırnaşmıştı.
Jeongin onun bu haline güldü. Omuzuna başını sürten Seungmin ona pek iyi gelmiyordu orası ayrı.
Yerinde kıpırdanıp "Jisunglar ile çıkacağım bugün" diyerek ayaklandı. Seungmin boşluğa düşerken başını sallayıp "Anladım iyi eğlenceler" dedi.
Salondan çıkan Jeongin ile oflayarak koltuğa uzandı. Bir kaç dakika sonra duyulan kapı sesi ile "Hala neden kaçıyor bizden" diye söylendi.
Çalan telefonu ile bakışları o tarafa gitmiş, uzanıp masanın üstüne koyduğu telefonunu almıştı.
"Efendim Changbin hyung?"
"Naber köpüş?"
Sarışın uzandığı yerden doğrulup "İyiyim hyung sen nasılsın asıl işe başlamıştın?"
"İyi gidiyor ya alıştım iyice, siz galiba tatile girdiniz değil mi?" diye sorması ile başını salladı "Evet girdik, Felix de izin alırım diyordu".
"Harika, toplu buluşma yapsak güzel olur diyordum da onun için".
"Güzel olur cidden hyung" dedi Seungmin. Bir süre karşıdan ses gelmemiş "Hyung?" diye seslenmişti.
"İyi misin sen?" diye soran büyüğü ile kaşları havaya kalktı "İyiyim hyung, ne oldu ki?"
"Durgun geldin bana, bir sıkıntı var ise bana anlatabilirsin biliyorsun değil mi?"
Seungmin bacaklarını kendine çekip iç çekti. "Hyung ben galiba yanlış birşey yapıyorum" demesi ile "Nasıl bir şey bu bebeğim?" dedi ilgiyle Changbin.
"Ben birini seviyorum bayadır"
"Bu neden yanlış ki?" diye soran Changbin ile "Dinle bı ya" diye çıkıştı. Büyüğünün gülüşü duyulurken "Tamam tamam anlat sen" dedi.
"Biri var işte, uzun süredir o kişiyi çok seviyorum ben. En ufak etkileşim beni çok heyecanlandırıyor. Bana karşı çok ilgili ve sürekli heyecanlanmama sebep olacak şeyler yapıyor. Çok güzel biri o, her yönden çok güzel biri yani hyung".
Büyüğünün gülüşü kulaklarını doldurdu "Sen cidden aşıksın yavrum" demesi ile Seungmin göz devirdi.
"Devam et, yanlış kısım nerede?"
Seungmin titrek bir nefes aldı, başını uzatıp koridoru kontrol etmiş anlatmaya devam etmişti.
"Sonra biri daha var hyung. Onunla daha sonradan tanıştık. Başta sadece arkadaş dediğim biriydi ama artık öyle değil gibi. Yani nasıl desem sevdiğim çocukta neler hissediyor isem onun içinde hissetmeye başladım. Çok saçma değil mi? İki insana da nasıl böyle hisler besleyebilirim ki? Ama bilmiyorum ikiside o kadar farklı ki bunu nasıl açıklamam gerekiyor onu da bilemiyorum".
Changbin iç çekti "Bebeğim şimdi beni dikkatli bir şekilde dinle tamam mı? Öncelikle yanlış hiç birşey yok".
Seungmin burnunu çekti "Gerçekten mi?" diye sorması ile büyük olan güldü "Gerçekten tabi, sil gözlerini bakalım"
Hızlıca hafif dolan gözlerini sildi sarışın. "Şimdi bebeğim"
Uzunca süren konuşmalarının sonunda iç çekerek aramayı bitirdi Seungmin. Başını geriye yaslayıp tavanı izlerken dolan gözlerini göndermeye çalıştı.
"Ağlıyor musun?"
Duyduğu ses ile başını kapıya çevirdi. Kahve saçlı kapıya yaşlanmış, kolları göğsünde onu izliyordu. Seungmin gülümsedi "Hayır ağlamıyor Lix" dedi.
Felix yaşlandığı yerden doğrulup yanına adımladı. Dibine oturup onun gibi başını geriye yasladı.
"Sana da saçma gibi gelen ama düşününce de çok hoşuna giden şeyler oluyor mu?"
Felix'in sorusu ile ona baktı sarışın. Kısa süren sessizlik sonrası "Oluyor" diyerek cevapladı.
Bu cevabı ile Felix de ona dönmüş, yüzlerinde bir kaç santimlik uzaklık bırakmıştı. Nefesi sarışın gencin dudaklarına vururken "O zaman bu konuyu konuşmak en mantıklısı değil mi?"
---
Ben bu ficte ilk atağı cidden Felix den beklemiyordum
Ama iki oldu HAKSNSKSNSNJeongin yerine Felix uğraştıracaktı aslında
Baktım bu durumdaBaysss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Back To Me // LixSeungİn ✓
FanfictionBu iki kişilik bir oyundu ama onlar üç kişi olarak oynamak istedi. "Yapmak için yaratıldığımız herşeyi bozabilirim. Ama bana geri dönmeni sağlayamam." Jeonglixseung Hyunho Chansung Changyeon