Dersin başlamasına 10 dakika kalmıştı. Sınıftaki boş sıralar yavaş yavaş doluyor, öğrencilerin oluşturduğu uğultular artıyordu. Neredeyse beyaza yakın sarı saçlarını elleriyle arkaya doğru taradı Felix. En arka cam kenarında oturduğu için pencereden gökyüzündeki bulutların rüzgar etkisiyle şekil değiştirmesini izliyordu.
Yanına birinin oturduğunu fark etmesiyle parlak gözlerini o yöne çevirdi. Sıra arkadaşı Changbin'in güler yüzüne karşın gülümsedi. Ardından diğer iki arkadaşıda bir ön sırada yerlerini almıştı. Changbin'in aksine bu iki arkadaşının yüzü asıktı. Changbin, onların bu durumunu fark etmiş ve ne olduğunu sormuştu.
"Bir şey mi oldu? Niye ikinizin de yüzü asık?" Changbin'in sorusuyla ilk konuşan Jisung olmuştu.
"Yan sınıftan Eunwoo vardı ya..." Changbin merakla ellerini masanın üstünde birbirine kenetleyip öne doğru eğildi.
"Ee ne olmuş Eunwoo'ya?" Jisung derin bir nefes alıp dudaklarını araladı fakat devamını getiremedi. Onun yerine cümlenin devamını Minho getirdi.
"Okulun arka bahçesinde cesedi bulunmuş bu sabah." Changbin duyduğu bu kötü haberle donup kalmıştı. Onu tanıyordu. Bir ara bazı konularda eksik olduğu için onu çalıştırmıştı. Kötü hissetmişti kendini Changbin. 'Keşke onu koruyabilseydim' diye geçirdi içinden.
Sarı saçlı, sıra arkadaşının üzüldüğünü görünce elini omzuna koydu destek vermek amacıyla. Arkadaşının üzülmesine dayanamıyordu.
"Özür dilerim Changbin hyung." Omzundaki eliyle kolunu okşarken söylemişti Felix. Arkadaşı üzgün gözlerini sarı saçlı çilli arkadaşına çevirdi.
"Neden özür diliyorsun ki senin bir suçun yok." Sarı saçlı oğlan omuz silkti. Gerçeği bilse böyle söyler miydi?
"Üzüldüğün için özür dilemek istedim. Üzülme olur mu?" Changbin yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirip arkadaşının sarı saçlarını karıştırdı.
"Senin bu tatlılığın ve masumluğun beni öldürecek Felix." Arkadaşının söyledikleriyle kocaman gülümsemişti sarı saçlı.
"Beni gerçekten tatlı ve masum mu görüyorsun hyung?" Arkadaşı onu başıyla onayladığında "Teşekkür ederim." Diyerek tatlı bir gülümseme sundu.
"Hoca geldi sessiz olun." Minho'nun yanında oturan Jisung'un seslenmesiyle birlikte önüne döndü herkes. Ders başlamıştı ve arkadaşları pür dikkat hocayı dinliyordu. Felix ise kırmızı tükenmez kalem almış, bileğinde az çok belli olan damarlarının üstünden çiziyordu. Sıra arkadaşı Felix'in kolunu çizdiğini fark etmesiyle hemen kalemi elinden aldı.
"Kaç kere diyeceğim sana yapma şunu diye? Kendine zarar veriyorsun." Sarı saçlı somurtup elinden alınan kalemi tekrar eline aldı. Changbin'in sabrını sınıyormuş gibi sürekli kendine zarar verecek şeyler yapıyor sonrada canının yanmadığını söylüyordu.
"Canım acımıyor hyung. Ama istemiyorsan bir daha yapmam."
"Yapma." Arkadaşının net cevabıyla kalemi kalemliğine koyup başını pencereden dışarı çevirdi. Dersi dinlemeyi düşünmüyordu.
...
Öğle arası olmuştu ve Felix üç arkadaşıyla birlikte bir masaya geçip oturmuştu. Kekleriyle birlikte meyve suyu içip sohbet ediyorlardı fakat Felix diğerlerinin aksine dirseklerini masaya koymuş elindeki keki dikkatle inceliyordu.
Jisung, sarı saçlının kekini yemediğini görünce merakına yenik düşmüş ve sormuştu.
"Felix alt tarafı bir kek ne sikim arıyorsun öyle dikkatle inceleyerek?" Sarı saçlı gözlerini kekten ayırıp kendine merakla bakan gözlere çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum Psikopat / Hyunlix
FanfictionBabası yüzünden kişilik bozukluğu olan Felix... Gittiği okulda cinayetler işlemeye başlar. Hastalığı yüzünden onlarca kişiyi öldüren Felix son cinayetinde yakalanır ve Hyunjin tarafından eve kapatılır. İşte Hyunjin'in ve Masum psikopatın hikayesi de...