Karanlıktan dolayı hiçbir şey görmediği bu alanda birkaç adım ilerlemiş ve elini duvarda gezdirerek lamba anahtarını bularak açmıştı. Aniden aydınlanan depoyla birlikte gözleri kısıldı, alışınca gözlerini açarak arkaları kendine dönük sandalyede bağlı iki adam gördü sonrasında. Yan taraflarında ise bir sürü kesici aletlerin olduğu bir masa vardı.
Boğuk ve kötü havası olan depoda Felix, sakin adımlarla sandalyeye bağlı iki adamın yanına ilerleyerek tam karşılarında durdu. Bir süre iki bedeni süzdükten sonra ikisinin de kafasındaki torbaları çıkarıp yere fırlatmış ve gözleri şok içinde açılmıştı.
Biri Felix'i taciz etmeye çalışan Chris'in eski sekreteriyken diğeri ise Jeongin'in ortaokuldan zorbasıydı.
"Sen?" Felix, Jeongin'in zorbasına bakarken Jeongin'e yaptıklarının aklına gelmesiyle gözleri öfkeyle dolmuştu. Ona hiç güzel anılar yaşatmamıştı ve Felix o zamanlar Jeongin gibi güçsüz olduğu için elinden bir şey gelmemişti. Ona karşı içinde hep bir öfke besliyordu.
"Sen? Aptal!" Sarı saçlı bütün sinirini içinde tutamadan en sonunda bağırmış ve adamın yüzüne yumruk atmıştı. Şu an gözü kendini taciz eden sekreteri görmüyordu bile. Birkaç adım geriledi ve derin derin nefesler aldı sakinleşmek için. Fakat bir işe yaradığı söylenemezdi.
Adam tanımıştı onu. Eski çelimsiz haline göre oldukça güçlenmiş ve ona öfkeyle bakıyordu.
Adam dehşetle ona bakarken sarı saçlı başını eğmiş ve dudağının kenarı yukarı doğru kıvırarak bir psikopat görünümüne bürünmüştü. Gözlerini yan tarafında duran masaya çevirirken gülümsemesi de büyümüştü aynı zamanda.
Bileğindeki kırmızı tokayla saçlarını arkadan toplayarak önden perçemlerini çıkardı. Masaya doğru ilerlerken iki adamın da gözleri korkuyla açılmıştı.
Masanın üstündeki gözüne çarpan çakmağı eline alarak sert adımlarıyla tekrar karşılarında durdu. Şimdilik sekreteri bir kenara ayırıp diğeriyle ilgilenmeyi düşünüyordu.
Çakmağı yakıp ateşini adamın derisini yakacak şekilde vücudundan gezdirdi. Adam çığlık attıkça daha çok sinirlendiğini hissediyordu.
Vücudunda yeterince yanık izi oluşturmuş ve çakmağı masaya bırakarak şişedeki alkolü almıştı eline. Adamın acı dolu çığlıkları arasında bedenine dökerek yanıklarının daha çok yanmasına sebep olmuştu.
Alkol şisesini de üzerine boşalttıktan sonra masanın yanında yerde duran bir alet ilişti gözüne. İki kasnağın arasında keskin bıçakların olduğu aleti eline alarak yanmanın etkisiyle hâlâ acıyla inleyen adamın önünde durdu.
Bacağını iki keskin bıçaklı kasnağın arasına koyarak aletin kenarındaki kolu sıkıştırmaya başlamasıyla depoda yankılanan çığlıklarının desibeli de artmıştı. Kolu sonuna kadar çevirmesiyle iki bıçak birbirine kapanmış ve adamın bacağı vücudundan ayrılmasıyla yere düşmüştü. Yongbok, yüzüne sıçrayan kana iki parmağını dokundurup inceledi bir süre. Parmaklarını dudakları arasına alarak emdi ve gözlerini yumdu ağzına gelen kan tadıyla.
"Bunu sen yapmıyorsun Felix. Ben yapıyorum. Hyunjin senden nefret etmeyecek o benden nefret edecek. O beni hiç sevmedi zaten benimde onu sevmediğim gibi."
Kendini avutmaya çalışıyordu çaresizce. Hyunjin hep Yongbok'tan nefret etmişti zaten. Bundan sonra da sevmeyecekti.
Gülümsedi Yongbok.
En azından Felix'i seviyordu...
...
"Felix nerede?" Ofise giren Chris ve Seungmin'le birlikte Felix'i göremeyen Hyunjin ayaklanmış ve gözlerini kardeşine çevirmişti. Kardeşi sağına soluna bakarak kontrol etmiş ve bilmediğine dair ellerini iki yana açmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum Psikopat / Hyunlix
FanfictionBabası yüzünden kişilik bozukluğu olan Felix... Gittiği okulda cinayetler işlemeye başlar. Hastalığı yüzünden onlarca kişiyi öldüren Felix son cinayetinde yakalanır ve Hyunjin tarafından eve kapatılır. İşte Hyunjin'in ve Masum psikopatın hikayesi de...