Yazardan
Felix hızlı adımlarla koridorda ilerlerken bir bedene çarpmış hızla önünde eğilip özür diledikten sonra okuldan ayrılıp iki sokak ötedeki parka ilerlemişti. Parka yaklaştığında hızını azalttı ve bir ağacın arkasına geçti. Bankta oturmuş kulaklıkla müzik dinleyen bedeni gözüne kestirmiş birkaç dakika uzaktan izlemişti. Ardından ağacın arkasından çıkıp normal bir hızla ilerleyip müzik dinleyen gencin oturduğu banktaki boşluğa oturdu. Gencin gözleri kendine çevrilmişti.
"Merhaba Wooyoung değil mi?" Genç başını sallamasıyla gülümsedi.
"Niye geldin yanıma bir şey mi isteyeceksin?" Sarı saçlı genci başıyla onayladı.
"Biraz yürüyüş yapalım mı?" Wooyoung kulağındaki kulaklığı çıkarıp çantasına koyduktan sonra sarı saçlıyı tepeden tırnağa süzdü. Yarım bir sırıtışla birlikte kafasıyla onaylayıp banktan kalktı.
"O kadar güzelsin ki reddedemeyeceğim." Sarı saçlı kendine uzatılan eli tutup ayağa kalktı. Beraber parktan çıkıp neredeyse boş olan sokaklarda yürümeye başladılar.
"Senin adın ne?" Gencin sorusuyla sarı saçlı yürürken cevapladı.
"Yongbok." Wooyoung elini sarı saçlının beline yerleştirip gülümsedi.
"Güzel bir adın varmış Yongbok." Sarı saçlı başıyla onaylayıp ilerlerken istediği yere geldiklerini fark edince yanındaki genci durdurdu. Etrafta gözlerini gezdirip kimsenin olmadığına emin olduktan sonra kendine anlamaz gözlerle bakan gence döndürdü gözlerini.
"Birini mi arıyorsun?" Sarı saçlı kafasını iki yana salladı. Hava kararmaya yakın olduğu için biraz soğumuştu ve bu yüzden sarı saçlının burnu ve yanakları kızarmıştı. Gözleri parlak ve dudakları en güzel pembe tonundaydı. Wooyoung gözlerini alamamıştı karşısındaki tatlı çocuktan. Bakışlarını dudaklarına indirmiş ve amacını gerçekleştirmek için biraz yakınlaşmıştı sarı saçlıya. Tam dibinde durduğunda gözlerini kapatmış, sarı tutamlardan tutup kendine çekerek öpecekken karın boşluğunda keskin bir acı hissetti.
Hızla gözlerini açarak gerilemek istedi fakat bu sefer onu kendine yaklaştıran sarı saçlı olmuştu. Karnına sapladığı bıçağı çekerek hızla tekrar sapladı.
Wooyoung hissettiği acıyla yere çökerken sarı saçlı onun saçlarını eline dolamış, yerde sürükleyerek kenara çekmişti. Wooyoung'un acıdan sesi bile çıkmazken sessizce göz yaşı döküyordu.
Sarı saçlı yanına çömelmiş ardından hala saplı olan bıçağı aniden çekmişti. Bıçağın üstindeki kanı diliyle yalamış, beğendiğine dair mırıltılar çıkarmıştı ardından.
Bıçaklanan genç ona iğrenerek bakarken bıçağı bu sefer bacağına sapladı. Bıçağı aşağı doğru indirerek yarılmasına neden olurken ses çıkarmaması için ağzını eliyle kapatmıştı.
Normalde her acı dolu çığlıkta zevk alıyordu fakat şu an açık alandalardı.
"Senin yüzünden Jisung'un gözlerinden 54 damla göz yaşı düştü ve sen her bir damlanın hesabını vermelisin. Onu kimse üzemez."
Gözü dönmüştü sarı saçlının. Tam 54 yerinden bıçaklamıştı onu. Cesedi tanınmaz bir hale gelmişti. İşi bittikten sonra doğrulup bıçağın sapındaki parmak izlerini sildi.
Her şeyi temizlemiş hiçbir iz bırakmamıştı. Tam otoparktan ayrılacakken o tarafa doğru gelen bir bedeni gördü. Hava yeterince karardığı için köşedeki duvara çöktü. Karanlık onu yeterince gizliyordu.
Siyah saçlı bir beden otoparka girmiş arabaların arasında ilerliyordu. Tam o sırada az önce öldürdüğü gencin telefonu çalmasıyla siyah saçlı beden durmuş, sesin geldiği yöne doğru ilerlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum Psikopat / Hyunlix
FanficBabası yüzünden kişilik bozukluğu olan Felix... Gittiği okulda cinayetler işlemeye başlar. Hastalığı yüzünden onlarca kişiyi öldüren Felix son cinayetinde yakalanır ve Hyunjin tarafından eve kapatılır. İşte Hyunjin'in ve Masum psikopatın hikayesi de...