🔪 9. Bölüm

653 73 68
                                    

Hyunjin'den

"Uyumaya çalış belki uyursun."

Evet bunu söylememin arasından neredeyse 2 saat geçmişti ve hala uyuyamamıştı. Telefondan saate baktığımda 01:46 olduğunu gördüm. Artık benim de uykum geliyordu ve gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı. Uzanıp telefonu masanın üstüne koyduktan sonra gözlerimi dinlendirmek için kapattım.

Aradan 10 dakika geçmesinin ardından hala uyanıkken Felix'in ellerini saçlarımda hissettim. Uyuma taklidi yaparak dokunuşlarını hissetmeye çalıştım bir süre. Elleriyle saçlarımı okşayıp parmaklarını yüzümde gezdirmeye başlamıştı.

Parmağını alnımdan başlayarak sırasıyla burnumun, dudaklarımın ve çenemin üstünden geçirip adem elmamın üstünde durdurdu. Elini oradan çekip gözümün altındaki beni okşadı sonrasında. Orada da yeterince oyalanmasının ardından parmaklarını alt dudağımda hissetmiştim.

Alt dudağımı okşarken bir anlık elini çekmesiyle tekrar yatacağını düşünürken dudağımda hissettiğim yumuşak baskıyla nefesimi tutmuş, vücudumu kasmıştım. Bir eliyle çenemi tutup dudaklarımı aralayarak alt dudağımı iki dudağı arasına alıp emmeye başladı.

Karşılık vermemek için zorla kendimi tutarken elimle koltuğu sıkıyordum. Dilini dudaklarımda gezdirip yalarken dudaklarımın mum gibi eridiğini hissedebiliyordum. Tekrar öpüp ayrıldı. Üstüme çıkıp uzandıktan sonra yüzünü boynuma gömdü ardından.

"Dudakların çok güzel Hyunjin." Kendi kendine mırıldandığında gülümsemeden edememiştim. Zaten yüzünü boynuma gömdüğü için yüzümü görmüyordu ve bu yüzden rahattım. Ellerimi ince beline sarıp yerleşmesini sağladıktan sonra uyumak için tekrar kapattım gözlerimi.

...


"Hyunjin kalkar mısın? lütfen."

Kulağımı dolduran Felix'in kalın sesiyle ve kolumdan sarsılmamla zorlayarak araladım gözlerimi. Yerimden doğrulup kollarımı esnetirken Felix'in aceleci bir şekilde çantasını topladığını görmüştüm.

"Hyunjin benim gitmem gerek geç kaldım." Beyaz bacaklarından gözlerimi çekip kaşlarımı çattım.

"Neden? Bir şey mi oldu?" Çantasını omzuna takıp başıyla onayladı beni.

"Jeongin bu gün Amerika'ya gidecekti. O gitmeden onu görmem lazım. Bana taksi çağırır mısın?" Ayağa kalkıp onu koltuğa oturttum.

"5 dakika bekle üstümü değiştirip seni ben bırakayım. Taksi beklersen daha uzun sürer." Başıyla onayladığında odama gidecekken durup tekrar Felix'e döndüm.

"Sen böyle mi gideceksin?" Bakışlarını üstüne çevirdiğinde altında bir şey olmadığını yeni fark etmiş olacakki şaşkınlıkla ağzı açıldı.

"Giyindim sanıyordum." Tepkisine karşılık güldükten sonra birlikte odama çıktık. Ona olabilecek kot bir şort verip ben de üstümü değiştirdim.

Hızla evden çıkıp arabaya bindik. Yoldayken Jeongin'i arayıp uçağa binmek üzere olduğunu öğrendiğinde onu vakit kaybetmeden hava alanına yetiştirmiştim.

Jeongin'le vedalaştıktan sonra yanıma geldiğinde gözleri dolu doluydu. Bir şey demeden bana sarıldığında sarılışına karşılık vermiştim. Ayrıldığımızda üzgün olduğu yüzünden belli olsa da gülümsemeye çalışmıştı.

Birlikte hava alanından ayrılıp onu evine bıraktım. Sanırım Jeongin yokken evde yalnız kalacaktı.

Evden aceleyle çıktığımız için kahvaltı yapamamıştım ve açlıktan ölüyordum. Evim buraya uzak bir yere düştüğü için yakınlarda bir cafeye sürdüm arabayı.

Masum Psikopat / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin