🌿Öncelikle merhabalar! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Ben gördüğünüz üzere kafama birden esmesiyle bir işe kalkıştım, yazdıklarım hoşuma da gitmedi değil. Henüz tanışmıyoruz ama ilerleyen bölümlerle hem birbirimizi hem karakterlerimizi yavaş yavaş tanıyacağız. Açıkçası ben de karakterlerle sizinle birlikte tanışıyorum desem yeridir.
🌿Yazmaya başladığım kitabımda ve bu yolculukta bana destek olursanız çok mutlu olurum. Şimdiden destekleriniz için çok teşekkür ediyor ve sizleri kitabımızla baş başa bırakıyorum..
🌿Başlama tarihlerini buraya yazabilirsiniz!
🌿
🌿
🌿
Bardaktaki son yudumu da içtikten sonra sertçe tezgaha koyup alnımı elime yasladım. Uğultuların arasında gelen müzik tıngırtıları başımı ağrıtmış, sinirlerimi bozmaya başlamıştı. kolumun dürtülmesiyle kafamı hafifçe tezgaha dayadığım kolumdan kaldırıp barmene baktım.
"Kızım sana söylüyorum duymuyor musun beni? " Anlamsızca Deniz'in suratına baktım. Son bir aydır bu mekanda evden daha çok vakit geçirdiğim için barmenle arkadaş olmuştuk neredeyse.
"Efedra; haftalardır doğru düzgün beslenmiyorsun, her gün barı benden önce açıp bayılana kadar içiyorsun. Artık kendini düzeltmen lazım, bu böyle nereye kadar gidecek, bir gün başına bir şey gelecek ölüp kalacaksın diye korkuyorum gözünü seveyim böyle yapma." Deniz'in bana acıyarak baktığını tek gözüm kapalıyken bile anlayabilmiştim. Upuzun cümlesinde sadece Efedra demesine dikkat etmiştim. Her seferinde bana söylemesi çok uzun gelen adımı hiç kısaltmadan, üşenmeden söylüyordu. O bana nutuk geçerken derin ve uzun bir esneme eşliğinde onu dinliyormuşum gibi kafamı yukarı aşağı salladım. Konuşmasının bittiğini bana aval aval bakan suratından anladım.
"Başçavuşun eşeği osuruyor burda da amınakoyayım." Gözlerimi devirdim, böyle antin kuntin lafları nereden buluyordu bu çocuk?
"Neyse ben yavaştan gideyim bari istenmediğim yerde işim olmaz." lafım biter bitmez ayaklanmaya çalışırken Deniz kolumu tutmuştu.
"Efedra, gerçekten iyi değilsin." gözlerime bakıyordu. Sanki beni düzeltmek için birçok şeyi feda edebilirmiş, yeter ki ben düzeleyim, yeter ki hayata geri döneyim o her şeyi benim için yaparmış gibi bakıyordu. Cam mavisi, babamın gözlerini andıran gözleriyle bana babam gibi bakıyordu. Babam gibi şefkatle, babam gibi sevgiyle, aynı sıcaklıkla, aynı kokuyla.
Şuan olmazdı, ailemi kaybedeli daha 1 ay olmuşken olmazdı, babamın gözlerine son kez bakamadan olmazdı, bana onu hatırlatamazdı. Baktığım, gördüğüm, duyduğum her şey bana babamı hatırlatamazdı.
Saniyeler sonra gözlerimden yaşların boşalmaya başladığını yeni fark etmiştim.
"Deme Deniz, öyle deme. Biliyorum elbet, ben de biliyorum iyi olmadığımı ama sesli söyleme, gözünü seveyim. Annemle babam duymasın..Üzülürler..." Gerisi hayal meyaldi. En son gözlerimin kaydığını hatırlıyorum, Deniz cebimden paketi çıkarıp iğneyi koluma saplamış bir yandan bana sarılıyor, bir yandan da yumuşak sözler mırıldanıyordu.
****
Bundan daha 1 ay önce harika bir yaşamım vardı. Annem ve babamla musmutlu bir hayatımız vardı. Babam kimyager bir iş adamıydı, annem çalışmıyordu ve ben üniversite son sınıftım. Mezuniyetime 2 hafta kala annemle balo elbisesi bakmak için evden çıkmak üzere hazırlanıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OPIUM
Random"Bizim kaderimiz böyle oğlum, çek dumanını kes sesini..duymasınlar dediklerini. Zaten öksüzüz, atarlar bizi kenara köşeye. Çürür gideriz." dediğini yaptım. Çektim dumanımı kestim sesimi. Büyümeyi bekledim sabırla, büyüyeyim de görsünler Efedra'yı...