Haiiii
Burnum kanıyo sürekli ama hala size bölüm yetiştirmeye çalışıyom😝 özelliklede @minxzsoonie için (çaktırma çok seviyorum seni😉)
Oy ve yorum atın bol bol neşem yerine gelsinn
__________________Neler olduğunu en sonunda anlayacaktım...
(2 saat sonra)
Jeongin ve felix önden,ben ve minho arkadan nereye gittiğimizi bilmeden yürüyorduk. Jeongin ve felix dedikodu yaparken minho üstündeki kıyafetler yüzünden yaygara yapıyordu. Bense bu üç salağıda dinleyerek sınanıyordum. Soğuktan dolayı ellerim ve yüzüm buz kesmişti ama şu an duramazdık. Muhtemelen polisler hala bizi arıyordu ve en son yediğin bok yüzünden baya büyük bir bedel ödeyecektim.
Artık sadece erkek halim değil,kız halimde aranıyordu. Yediğim her bok, yarattığım her olay ve daha fazlası aklıma geldikçe hapiste ne kadar yatacağımı tekrardan hesaplıyordum. Bu düşüncelerimi bölen şey,aşırı derecede tuvalet ihtiyacımdı.
"Siz üçünüz şurda beni bekleyin,ben tuvalete gidiyorum." Elimle ötede bir yere işaret ettim ve gitmelerini bekledim. Jeongin ve minho giderken felix bana bir şey söylemek için bekliyordu. "Yediğin boklar bitti yenisini mi üretiyorsun?" Bu "mükemmel" şakasına kendisi gülüyordu sadece. "Ben o boku üreteceğim ama ağzının içine felix! Git şunların yanına asabımı bozma!"
Felix güle oynaya jeonginlerin yanına gitmiş bense tuvalet olduğunu düşündüğüm yere girmiştim.
Biraz zaman sonra buranın bir tuvalet olmadığını,tenha bir sokak olduğunu anlamıştım. Nerden geldiğimi hatırlamıyordum nereye gideceğimi bilmediğim gibi. Ben etrafıma bakınırken yıkılmış bir binanın içinden üstü başı kirli,sakalları uzamış ve tek elinde bira şişesi olan bir adam çıkıverdi karşıma.
"Ne yapıyorsun buğrada ufaklık? Ağilen yok mu senin?" Sesinden ve buram buram içki kokusundan sarhoş olduğu belliydi. "Ailem hemen şu köşede,5 tane abim ve güreşçi bir babam var." Adam benim yüzüme gülerken iğrenç nefesini koklayabiliyordum. "Ayıptır sorması dişinizi bokla mı fırçalıyorsumuz? Biraz kötü kokuyorda!"
Bir anda yüzü ciddileşti ve bana doğru yaklaşmaya başladı. Korkarak geri adım attım. Ben geriye gittikçe o daha da üstüme geliyordu. En sonunda sıkışmamak için olduğum yerde durdum ve bana yakınlaştığı an onu sertçe ittirdim. Adamın sırtı duvara çarptığında sinirle elindeki şişeyi yukarı kaldırmıştı bense kendimi korumak için ellerimi yüzüme siper etmiştim...
(Adamın ağzından)
Sinirlerimi oynatan bu küçük çocuğa bir ceza vermeliydim ve yapacaktımda. Ona vurmak için ona doğru yaklaştım ama geriye doğru gitti. O gittikçe bende onun üzerine doğru gittim. En sonunda olduğu yerde durduğunda ona iyice yaklaştım ama beni aniden ittirdi.Sinirle elimdeki şişeyi ona atmak için kaldırdığımda iki büklüm oluvermişti. Şişeyi hızla ona attım fakat en son gördüğüm şey beyaz bir ışıktı. Beyaz ışık gittikçe büyüyor,gözümü kamaştırıyordu. En sonunda beyaz ışıktan süzülerek çıkan bir adet- hatta elliye yakın adet şişe belirmişti. En son gördüğüm şey o elliye yakın şişenin de bana doğru geldiğiydi. Sonra beyaz ışık gitti,yerini karanlığa bıraktı. Bense orada muhtemelen can verdim.
(Changbinin ağzından)
Büzülüp kaldığım yerden yavaşça kalktım ve ilk olarak benden uzakta bir yerde kırılan cam şişeye,ikinci olarakta yerde yüksek sesle horlayarak yatan adama baktım. Sanırım uyuşturucuyu fazla kaçırmış. Şişeyi bile doğru atamamış!Kafamı sağa sola hızlıca sallayıp o ıssız sokaktan hemen çıktım. Bir daha buraya geri dönmeyeceğime dair kendime söz verdim. Jeonginlerin beni beklediği yere gittim ve yanlarına geldiğim gibi "hadi gidelim." Dedim. "Ne uzun sıçtın sende iki saattir seni bekliyoruz."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sorunlu ortam/chanchang
Fiksi Penggemar"Kanka geçen geceyi hatırlıyor musun?" "Aga ben en son sabah salam yediğimi hatırlıyorum." Semechan Ukechang