Sorunlu ortam/chanchang

-6-

HAİİİİİİ

BAKTIM FİC 300 OLMUŞ GELİYİM ARTIK ATAYIM DEDİM
iyi okumalarrrrr <333
_________

Olacaklardan habersiz bir şekilde...

(Changbinin ağzından)
Şu sikik odada kilitli kalmıştık,harika! Kapıyı tekmeliyor ve bir umut birinin bizi bulup çıkarmasını istiyordum. "Kapıyı tekmeleyerek ne yapmaya çalışıyorsun changbin? Sence bizi burdan çıkarırlar mı!" Dedi minho alayla. "Neden olmasın? Niye bu kadar olumsuzsun!"

"Yaa tabii gelecek 'aaa suçlu çocukları buraya kilitlemişler hemen çıkartayım ayıp olmasın.' Falan mı demelerini bekliyorsun?" Sinirle bir nefes verdim ve son kez kapıyı tekmeledim. Keşke tekmelemez olaydım.

Ben daha kapıya tekmemi savuramadan kapının kilidi açılmış ve kapı açılmıştı. Attığım tekme ise havada kalmış, sadece havada kalmakla da kalmamış benide düşürmüştü. Yerde acıyla ses çıkaracakken ağzıma kapanan eller buna izin vermemişti.

"Sen kimsin?!" Dedi felix fısıltılı bir sesle. "Bunun için zamanımız yok! Çabuk gidin buradan!" Bir kadının sesi. Hızlıca ayağa kalktım ve bizi yönlendiren kadını takip ettim. Minhonun ve felixin peşimden geldiğini adımlarının sesinden anladım.

Kadın bizi bir arka kapıya getirmişti. "Buradan kaçın,uzağa gidin sizi bulamayacakları bir yere!" Kadın gitmemiz için bizi arkamızdan ittirirken ona doğru döndüm ve ona baktım. Kahverengi gözleri koyuydu. Parıltıları yoktu. "Teşekkür ederiz ama ne için bunların hepsi? ve sen kimsin!" Dedi minho.

"İlk sorunu anlatacak zamanım yok. Ama kendimi tanıtabilirim." Kadın derin bir nefes aldı ve gözleri dolu bir şekilde bana baktı. Ben lee seong. Bu kadarını bilmeniz yeterli çocuklar sizi tekrar görmek dileğiyle..." kadının son sözlerinden sonra koşarak uzaklaşması bir oldu.

"Ne oldu ki şimdi? Neden kaçtı?" Dedim meraklı bir sesle. "Bilmem ki deli bence." Dedi felix omuzlarını silkeleyerek. "Hadi uzaklaşalım burdan. Şeyin dediği gibi lee...seong?" Dedi minho kadının ismini hatırlamaya çalışarak.

Bu lee seong denilen kadın kimdi acaba? Neden bir anda bize yardım etmişti ki. "Bir yer biliyorum. Girilmesi yasak yıkık dökük bir yer. Yinede biraz orda kalabiliriz. Önden ilerleyerek bildiğim yere doğru gitmeye başladım.

Yarım saat sonra söylediğim yere gelmiştik. "Burası çok kasvetli!" Dedi felix üzülerek. "Değil mi jeongi-jeongin?!" Her zamanki gibi birini arkada bırakmıştık. Jeongini büroda unuttuk!

(Jeonginin ağzından)

Etrafımda 4 erkek 1 kadın vardı. Beni bulan polisin yani seungminin yanında bir büklüm oturmuş sordukları soruları "dinliyordum". "Kaç yaşındasın sen?" Dedi bir ses. "Ne zamandır bunlarla takılıyorsun?" Dedi başka bir ses. Buna benzer bir sürü soru dinlemek zorundaydım. Bir bahane uydurarak buradan kaçmaya çalıştım. "Lavaboya gitmeliyim!" Seungmin kıkırdayarak bana bakmıştı. Sadece onun ismini biliyordum.

"Lavabonun borularını patlattınız ya,hatırlarsın belki." Sıkıntıyla ofladım. "Dışarı işerim o zaman. Gidiyorum ben!" Hızlı adımlarla dışarı çıktım ve ilk gördüğüm kapıdan fırladım. Arkamdan beni durdurmaya çalışan sesleri umursamadan tabii.

Bir kadın yolumu durdurdu. "Çekilir misiniz lütfen!" Dedim aceleyle. Kadının kafasında kahverengi bir kapüşon vardı. Kapüşonu çıkarmadan bana yaklaştı. "Yıkık eve git, aradığını bulacaksın." Anlamsızca kadına baktım. "Ne demek istiyorsunuz-" iki saniye gözümü açıp kapadım kadın kayboldu gitti!