omegaverse| taegyu

kulağıma taktım kiraz

beomgyu elindeki telefondan video izliyor, yattığı yerden kıkırdıyordu. keyfini zil sesinin kesilip kapının açılması bile bozamamıştı. uykusu vardı uyukluyordu ama izlediği video daha ilgi çekiciydi.

fakat bir anda kurdunun heyecanlanmasıyla kaşları çatıldı. kurdununda seveceği aktiviteler ya da ruh eşini görmek dışında kurdu heyecanlanmazdı. 'garip' diye iç geçirdi ama yine de yatağından çıkmadı. aksine yorganına iyice sarıldı. evin sıcaklığı ve yatağından çıkmamasından dolayı evde kısa şort ve tişört giyiyordu hep. evin içindeki adım sesleri odasına yaklaşıyor gibiydi. soobin olduğunu düşünüp istifini hiç bozmadı. adım sesleri artık kapısının önünden geliyordu fakat bu bile yataktan kaldıramadı kendisini. sadece bağırdı.

"soobin ne alacaksan al git. adım seslerinden kafam düdüklü tencere gibi oldu."

beomgyu söylenip iyice yastığına yerleşti fakat adım sesleri kesildi. "ya soobin ne alacaksan harbi git amına. dabbe gibi bi oraya bi buraya adım sesi çıkartıp gidiyon. sevgilinin yanına gitsene salak herif."

fakat adım sesleri tam yanına doğru geliyor idi. daha sonrasında yatağına çöken ağırlık ile söylenerek başını hafifçe çevirdi. "ya bak az kaldı götü- lan."

yazışmalardan sonra birinin evine gelmesini bekliyordu ama beklemediği şey ise arkasında soobin olarak beklediği şahısın kendisine alayla bakan taehyun olması. " çok gitmemi istiyorsun herhalde? yarım saattir bağırıyorsun."

beomgyu hızlıca yatakta dikeldi. yatağının karşısında duran aynadan kendini çaktırmadan düzelttikten sonra şaşkınlıkla konuşmaya başladı. "sen ne arıyorsun burda? soobin sandım seni. yani soobin olmadığına göre gitmene gerek yok."

taehyun kıkırdayarak beomgyuyu yatağa devirip üstüne çıktı. elini beomgyunun iki yanına yaslarken beomgyu ise kurdunun heyecanlanmasının sebebini şimdi anlamıştı. gittikçe heyecanlanıyor, titriyordu resmen. "yanıma gel dedin geldim." beomgyu kendini aptal gibi hissetti bir anlığına. "lan ben onu onun için demedim." taehyun ise hiç istifini bozmadan rahat bir şekilde beomgyunun yüzüne yaklaştı.
"beni ilgilendirmez. söz ağızdan bir kere çıkar." beomgyu gerginlikten yutkunarak dilini dudağında gezdirdi. taehyun "manzarasını" seyrediyordu. "ee biraz çekilsen mi? yani çok sıcak oldu ondan başka bir şey olduğundan değil hani ne olab-"

taehyun beomgyunun saçmalamaya başlamasıyla kahkaha atarak üzerinden kalktı. yataktan kalkarak beomgyuyu da tutup kaldırdı. "hadi bir şeyler yapalım."

beomgyu taehyunun heyecanlı heyecanlı konuşmasına karşın kaşlarını çattı garipseyerek. "ne yapabiliriz ki? neredeyse her yer kapanacak."

taehyun omuz silkerek yanıtladı. "bilmem kek yapabiliriz, yemek yapabiliriz acıktın mı?"

beomgyu, "en son yediğim yemeği dokuz saat önce yediğimi göz önüne alırsak evet, acıkmış olabilirim."

taehyun gülümsedi. "video oyunlarına kendini çok kaptırıyorsun, endişeleniyorum senin için. neyse ne yemek istersin? şef kang ayağınıza geldi."

beomgyu gülerek amerikan tarzı mutfağına giriş yaptı. hızlıca sandalyeye oturarak taehyuna döndü. ilgi görmesiyle şımarması bir oluyordu resmen. ellerini büzdüğü dudaklarına götürerek düşünmeye başladı. "bilmem şef kang ne yapabilir benim için?"

taehyun sürekli gülüyordu beomgyu yanında olduğu zaman. tıpkı şimdi olduğu gibi. hızlıca ellerini yıkadı ve beomgyuya döndü. "canın ne tarz çekiyor?"

beomgyu, taehyunun sorduğu soruya hızlıca atladı. "bir anda canım kızarmış tavuk, pizza ve bira çekti." taehyun kafa sallayarak beomgyuya döndü. "hemen hazırlıyorum. annengil ne zaman gelirler ve klasik pizza hazırlıyorum?"