(✨)³

185 27 7
                                    

"jisung bana arşivden 2020 yılına ait dosyaları getirebilir misin?"

"Tabi ki."

Cidden enayiyim ben. Benim işim olmadığı halde neden ofistekilerin getir götürünü yapıyorum ki? Cidden şu iki haftada herkes beni enayi gibi kullanıyordu. Doğru düzgün masama bile oturamıyordum.

Asansöre doğru ayaklarımı sürüye sürüye yürüryordum, o arşiv odasına gitmekten kokrkuyordum yanımda birisi olmadan giremiyordum. Enayi olduğum için her ota boka evet diyip getiriyordum istediklerini. Asansörün açılmasıyla gördüğüm kişiyle hemen eğilmiştim.

"Eğilmene gerek yok."

Bay Lee yine her zamanki nazikliğiyle konuşuyordu

"Şey siz devam edin ben sonrakine binerim."

Dediğim şeyle şaşırmıştı. Neden şaşırdığını anlamasamda sonradan gülmüştü, asansörde bana doğru yaklaştığında kalbim ağzıma gelmişti. Eliyle bileğimi tutup içeri çekmişti beni. Sadece şaşkınlıkla bakıyordum bileğimdeki ele, o da anlamış olacak ki elini çekmişti bileğimden o an zaman dursun istedim o sıcacık ellini çekmeyip sıkıca tutsun istedim.

Düşündüğüm şeylerle kafamı salladım, nedensizce yanımdaki adam benim aklımı karıştırıyordu.

Yazar pov

Jisung düşünceli bir şekilde dalıp gitmişti. Minho ise onun ne düşündüğünü merak etmişti.

Jisung geldiği katta asansörden inip minhonun önünde hafif eğilmiş ardından arkasını dönüp arşiv odasına doğru yürümeye başlamıştı. Her attığı adımda daha çok korkuyordu. İlk kez tek başına geliyordu, genellikle felix'le gelirdi ama felix şirkette olmadığından dolayı bu gün tek başına gelmek zorundaydı.

Gördüğü 'Arşiv Odası' yazısına kapının önünde durmuş bakıyordu.

"Öylece durucak mısın?"

Arkadan duyduğu sesle korkmuştu. Minho ise önünde duran ve korkudan tir tir titreyen omegayla hafif gülmüş, bir elini beline koyarak ona bakmıştı. 

"Yardım etmemi ister misin?"

Jisung bir arşiv odasına birde minhoya baktı. Kararsızdı ancak yanlız da girmek istemiyordu. Kafasıyla onayladığında odaya önce minho ardından ise jisung girdi. 

2020 dosyalarının olduğu rafı ararken aklında birkaç şey dolanmaya başladı. Sormak istediği sorular vardı.

"Düşünceli gibisin, Bir şey olmadı ya?"

Jisung 2020 rafını bulduğunda aradığı dosyayı çok geçmeden bulmuştu ancak kendisine seslenilmesiyle irkilmişti. 

"Yok hayır sadece dosyayı nasıl anacağımı düşünüyordum."

"Ben yardım edeyim."

Minho tekrar jisungun yanına giderek rafa baktı.

"Sizin de boyunuz yetmeyebilir bay lee."

Biraz düşündükten sonra Yüzünde durduramadığı bir gülümseme oluştu.

"Ancak seni kaldırırsam ikimizin boyu yeter."

"Bilmiyorum beni kaldırabileceğinizi-"

Minho bir çırpıda jisungun belinden tutarak kaldırmış, hemen ardından tek omuzuna oturtmuştu. Düşmemesi için belinden sıkıca kavramıştı. 

"Merak etme bir şey olmaz endişelenme. Dosyayı almana bak."

Jisung görmeyeceğini bile bile kafasını salladı ve hemen ardından dosyayı gözünden kaçırdığı için tekrar aramaya başladı.

Minho ilk başlarda normal hissederken omuzunda oturan jisung dikkatini çekmişti içinden bir dürtü pantolonuna ve bacaklarına dokunmak isterken kafasını hazla başka tarafa çevirdi.

"Umm... Hala bulamadın mı?"

"Buldum bay lee."

Minho belinden tekrar tutarak aşağı indirdiğinde ellerinin hala belinde olduğunu fark ettiğinde hızla ellerini geri çekti. Kendinde bir anda ortaya çıkan bu dürtüyü ondan uzak tutması gerekiyordu.

"Hadi buradan çıkalım. Kapının onundaki tutacağı koymuştun değil mi?"

Tam kapıya doğru yürüdüğü sırada jisungun yanıtı ile kalakaldı.

"Ne tutacağı?"

Minho korku dolu gözlerle ona döndü.

"Kapı bozuk olduğu için içeride kalmamamız için kapıya koyduğumuz tutacak."

Jisung yaptığı şeyin onları orada mahsur bıraktığını öğrenince panikle elindeki dosyayı yere atarak kapıya koşarak vurmaya ve onları çıkarmaları için bağırmaya başlamıştı. 

"Nolur çıkarın bizi!"

Minho onun bu panik halini görünce hızla yanına gitti ve bileğinden kendine çekerek sarıldı.

"Yemin ederim kötü bir niyetim yok. Sadece sakinleş. Birazdan birileri gelecek ve iyi olacağız."

Jisung ona güvendiği için sıkıca sarıldı minhoya sarılmak iyi gelmişti. Minho sakinleştirici cümlelerine devam ederken ince bir tuzlu su kokusu aldı. Bu okyanus kokusu, minhonun feromonları mıydı? Jisung kafasını kaldırıp baktığında minho birden panikledi.

"Bilerek olmadı, inan bana. Sakinleşmene nasıl yardım edebileceğimi düşünüyordum sonra-"

Minhonun sözünü keserek daha sıkı sarılarak feromonları içine çekmişti. Ne bir art niyet hissetmişti nede bir kirlenmişlik hissi. Sadece içindeki Korku ve panik azalıyordu minhonun okyanus feromonlarıyla. 

Jisung da histerik olarak hafif bir şekilde salmıştı feromonlarını.

"Orkide mi? Sevimli."

Çenesini kendisine sarılan bedenin kafasına koydu ardından da saçlarını sevdi. Normalde omegaların feromonları kendini rahatsız ederdi ve sinirli hissetmesine sebep olurdu. Ancak jisungun orkide feromonları hafif olmasına rağmen güçlü ve ferahtı. Onu iyi hissettirmişti. 

Jisung kapının önünde birinin olduğunu duyarak sarılmayı bırakmış yere attığı dosyayı alarak minhoya teşekkür ederek kapıya yaklaştığında felix kapıyı açmıştı. 

"Ah, Jisung burada mıydın? İnsan kaynakları seni arıyordu bir dosya mı ne istemiğler senden."

Jisung hızla kafasını sallayarak onayladı.

"Tamam hemen götürüyorum."

Jisung koşmaya başlarken aşık kapıdan gelen okyanus feromonları ile şaşırarak içeri baktı. Minho olduğu yerde derince soluklanıyor ve düşüncelerini toparlamaya çalışıyordu.

"Minho 3 yıl sonra ilk defa feromonlarının bu kadar yoğun olduğunu hissediyorum... Bekle bu... Orkide feromonları mı? Yoksa!?"

Felixin gözleri İyice irileşti. Saldırı pozisyonuna geçti. Jisunga karşı bir sorumluluk hissettiğinden dolayı ona bir şey yapmasına izin veremezdi.

Minho durumu anlayarak kendini toparladı.

"Sakin ol hiç bir şey olmadı. Ancak isteyim dışı feromonlarım aktif oldu, onu sakinleştirmek istedim."

Felix buna daha da şaşırarak gardını indirdi. Bu ilk defa başlarına geliyordu.

"Yani sen diyorsun ki..."

"Evet Felix,"

Minho gülümseyerek felixe döndü. İlk defa konuşurken gözleri parlıyordu.

"O farklı."

OFFİCE BOY -minsung omegavers-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin