1. Bölüm

253 9 6
                                    

"Sabah saat yedi oldu."
"Kime diyorum kızçem."
"Kalk daha kahvaltı hazırlanacak."
"Baban birazdan kalkar."
"Ayçin bağırtma beni bak uyandı uyanacak baban ablan hallediyor çoğu şeyi git azcık yardım et."
"Kızım saat mi çalışıyor burada kalksana bak sesime baban uyanacak şimdi."
Sonunda yüzünde bir hareketlenme oldu  ve koyu yeşil olan gözlerini araladı.
"Anne sabah sabah ne oluyor gene."
Annesi derin bir nefes vererek.
"Oh be güzel kızçem bir an hiç uyanamayacaksın sandım."
Eliyle gözünü ovuşturur bir yandan da,
"O günleri görebilirsiniz umarım"
Reyhan Hanım sinirle,
"Ne saçmalıyorsun gene kız hadi kalk ablan menemeni yapmıştır üstünü giyin bugün işlerimiz var."
Söylenerek yataktan kalkarken,
"Ne zaman bitiyor ki zaten o işler"
Ayçin dolabı açarken koltuğun üstünde yeni ütülenmiş bir elbise görür
"Anlaşılan bugün yine kıyafetimi Yasmin abla seçmiş"
Elbise yi bir çırpıda giyen Ayçin aynaya baktığında elbise'nin aslında güzel olduğunu farkeder.Elbise diz boyu haki yeşil beli dar alt tarafı geniş olan dirsek boyu kolu olan V yaka bir elbise Ayçin'in gözleri ile o kadar güzel durdu ki Ayçin saçını topladı ve elbiseyi uzun saçları ile kapatmak istemedi. Aynada kendine bakması uzun sürmedi.
"Ayçin nerdesin çayları koy bak baban kalktı şimdi gelir."
Ayçin kalktı ve ayağına siyah babetlerini geçirdi.
"Maalesef ki geliyorum."
Yaklaşık 3 dakika sonra Ayçin aşağıya inmişti.
"Nerede kaldın be kızçem baban gelecek sıraya dizecek hepimizi."
Ayçin göz devirerek,
"Geldim işte anne."
Ayçin çayları doldururken baba içeri girer ve kimseye bir şey demeden masaya oturur ve kahvaltı etmeye başlar.
"Çay nerede çay getirin bana"
"Getiriyorum baba"
Derin bir nefes alarak,
"Bir şeyi de doğru yapın eksiksiz yapın ya beceriksiz işe yaramazlar."
Arkasını dönmeden konuşmaya başlayan Ayçin beklenmedik bir cevap ile karşılaşır.
"Baba çayı sen geldiğinde dolduruyordum zaten her işini gören biziz bir çay yok diye mi beceriksiz olduk."
Anne hemen Ayçin'in elini tutar ve sıkar kulağına fısıldar.
"Yapma Ayçin."
Yalnız geçen sefer kilerden farklı olarak kâmil sinirlenmez aksine gayet sakin olması herkesi şaşırtır.
"Sen bana yetiştir cevabını bakalım kocana da aynı cevapları verebilecekmisin."
Ayçin şaşkınlıkla,
"Ne kocası?"
Gayet sakin bir tavır ile cevap veren Kâmil,
"Yarın seni istemeye gelecekler hazırlığınızı yapın."
Anne Reyhan,
"Ne dersin sen kâmil nereden çıktı bu hemde ablası dururken."
Peçete ile ağzını silen kâmil ayağa kalktı ve yüksek bir ses tonuyla,
"Ben öyle münasip buldum önce küçüğünü evlendirecem sonra büyüğünü."
O ana kadar hiç konuşmayan abla babasını ayağına kapanır ve ağlamaya başlar.
"Babam etme o daha 21 yaşında küçük o erken onun için evlendirme bizi kurban olayım."
Sinirle bağıran kâmil,
"Çekil kız şurdan sana mı soracam ben defol sana mı kaldı son söz, geç odana delirtme beni."
Ağlayan Sema kolundan tuttuğu kardeşini odaya götürür.
"Ağlama Ayçin belki vermez seni nereden biliyoruz."
Ağlamaktan konuşamayan kızın ağzından bir kaç kelime döküldü.
"Madem vermeyecek neden çağırsın gelmelerini kabul etsin abla kurtar beni ben evlenemem yapamam bunu."
Saçlarını okşayıp elini tutan Sema hüzünle,
"Üzgünüm sabah ayaklarına kapandım ama gördün bizi dinlemiyor."
Hıçkıra hıçkıra ağlayan Ayçin akşam yemeğini balon gibi şişmiş gözler ile hazırladı ve odasına gitti.
Sabaha kadar sadece ağladı ablası ise başında onu teselli etti. Ya onu yetmişinde bir adama parayla satacak ise yada birine kuma verecekse nereye gidecekti kiminle kalacaktı adam kaç yaşındaydı adı neydi en önemlisi de kimdi sabaha kadar aklını bu sorular yiyip bitirdi.
Tek duası ise adamın isteme sırasında vazgeçmesi yada babasının vermemesiysi.İkisinede razıydı yeter ki evlenmesine mâni olacak bir neden olmasıydı.Annesi ve ablasından ayrı kalamazdı.Sabaha kadar ağlayarak dua etti çünkü tek çaresi dua etmekti.



GÖRÜCÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin