3

68 5 0
                                    


Ben ona öylece bakarken yeşil gözlerinin içinde şaşkınlık vardı. Korkut denilen adam beni yerden kaldırıp onun ayaklarının dibine fırlattığında başımın  yere değmesiyle ağzımdaki tiz bir çığlığa engel olamadım.

"Evet bulduk abi. İşte bu sürtük." dediğinde aniden başımı yerden kaldırdım. Sinirim en üst safaya çıkmıştı. Ayağa kalktım ve Korkut denilen piçin yüzüne bir tokat attım.

Dişlerimin arasında tıslayarak " Sakın  ama sakın  bir daha benim namusuma dil uzatma." dediğimde eğilen başını kaldırdı ve yüzüme bir tokat daha attı. Ben tekrardan yere düşerken öbür adamlarda gülüyordu. Benim hayatımda pes etmek yoktu. Seren' in öğrettiklerini  şimdi uygulama zamanıydı.

Hemen ayağa kalktım ve yüzüne bir yumruk attığımda iniltisi odayı doldurdu. Yüzünü kaldırıp bana vuracağı an elini tutup arkasında birleştirdim. Elinde silahının olmaması benim için iyi bir fırsattı. Kasıklarına tekme attığımda hemen yere eğildi ve iki büklüm oldu. Bende onun bu haline kahkaha attım. Siraç dahil diğerleride  şaşkınlıkla bana bakıyordu. O yerde öyle kıvranırken bende arkamı dönüp onun yeşilliklerine baktım. Bu olaydan kurtulmak için hemen açıklama yapmam gerekiyordu.

"Beni hatırladınız mı? Mezarlıkta sizin yanınıza gelmiştim. Neyse işte ondan sonra eve gittim ve eğlence olsun diye numara çevirdim siz de açar açmaz ceset falan deyince dalga geçiyorsunuz sandım." Dediğimde yüzünde hiç bir mimik oynamadı.

Gözlerimi ondan  çektim ve etrafta gezdirmeye başladım ev siyah ve beyaz tonlarını barındırıyordu. Mavi renk falan yoktu. Sadece karanlığın gölgesindeki siyah ve beyaz tonlar...

Siraç gidip koltuğa oturdu. Bende onun bu rahatlığına şaşırmıştım doğrusu.

"Sana neden inanayım?" Dediğinde güldüm.

"İnanmanıza gerek yok. Bana soracağınıza gidin araştırın adım Sidelya NUR. Sonrada inanıp inanmayacağınız size bağlı." dediğimde alayla güldü.

"Fazla cesaretlisin asi kız. Emin ol ki bunu bende akıl ettim fakat eninde sonunda öleceksin bunu unutma bugüne kadar bizim mafya olduğumuzu öğrenen herkes ölmüştür. Sende öleceksin asi kız." Dediğinde kahkaha atmaya başladım.

Beni mi öldürecek miş? Ben zaten ölüyüm. Ruhu ölen bir insanın bedeni sağlam kalsa ne olur ki ? Kocaman bir boşluk hayat. Benim hayatımda böyle aksiyonlarla dolu işte.. Tabikide artık hayatta kalacaksam...

Ona doğru yaklaştım ve tam dibinde durdum. Kasıldığını hissedince muzipçe gülümsedim.

"Tabiki de öldürebilirsin fakat bu tiyatro perdesini ben açtıysam sadece ben kapatırım." dediğimde durdu sadece suratıma baktı.

"Neyse Siraç Bey istiyorsanız şu Korkut şerefsizine bir bakın ve bir de bayanlara el kaldırmamasını öğretin. Bu arada ufakta bir ziyaret işim var. Sonra beni öldürebilirsiniz." Dediğimde hiç bir şey demeden kapıyı doğru yöneldim. Kapıyı açtığımda hepsi önümden çekildi.

Hemen koşmaya başladım. Mezarlık buraya fazla uzak değildi. Mezarlığa geldiğimde bu adamın neden buraya yakın bir yerde ev aldığını düşünmedim değil.  Herhalde cesetleri buraya gömmek içindir ya da Duru GÜNGÖR' ü istediği zaman görmek içindir diye geçirdim içimden..

Atilla NUR ile Ayşe NUR mezar taşlarında yazan isimlere baktığımda gözümden bir damla yaş akıverdi. Hemen yanlarına gittim. Oturdum mezar taşının dibine topraklarına elimi gezdirdim.

"Anne, baba bakın ben geldim. Kızınız geldi. Size söz vermiştim değil mi ben. Ahhh anne senin bu aptal kızın Sidelya hayatında bir defa sadece bir defa eğlenmek istedi. O da eline yüzüne bulaştı. Sen derdin ya benim şansız kızım."

Gözümden düşmeyen damlalar artık ardı ardını kovalıyordu.

"Gerçekten de çok şansızım anne. Baba hani senin biricik kızın çok hırslıydı. Yapardı her şeyi. Becerirdi. Ama yapamayacağım açmadığım perde sizin alkışlarınızla değil benim ölümümle kapanacak. Yok ya ölümden korkmuyorum. Ölü bir kişi neden ölümden korksun ki anne? Senin o cansız bedenin gözümün önünden düşmezken, babamın 'gözlerini kapat' deme sesi hala kulaklarımda yankılanırken bu karanlığa hapsolmuş ruhum nasıl yaşasın. Yaşamıyorum ki zaten ben hayata sizin intikamınızı almak için tutundum. Sahneyi açıp prova yapacaktım fakat olmadı. Prova yapmadan geliyorum sizin yanınıza. Lütfen beni affedin. O şerefsizi öldüremedim. Tiyatro perdesi kapanınca bende yok olacağım sizin yanınızda ki şu boşluk var ya oraya kendimi sokacağım. İntikam adlı tiyatrom sahne almadan gözlerini kırptı. Lütfen affedin beni ailem."

Sözümü bitirdikten sonra dua okudum. Arkamdan birisinin geldiğinin farkındaydım fakat tınlamadım.

"İntikamını alacaksın Sidelya NUR." Diyen tanıdık bir ses duyduğumda aniden arkamı döndüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 31 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İntikama Bürünmüş RuhlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin