5. bölüm

20 5 1
                                    



Odamın kapısı sertçe açılınca yatakta sıçrayarak uyandım. Uykulu gözlerle odama aniden dalan anneme baktım, suratıma öfkeyle bakıyordu, başımı iki yana sallayarak konuştum, "Sabah sabah odama niye böyle dalıyorsun anne?" Bağırarak konuşmaya başladı birden, "SABAH SABAH MI? SAAT KAÇ SENİN HABERİN VAR MI?" Aniden gelen öfkeyle bende bağırmaya başladım, "NE VAR ANNE! NE İSTİYORSUN?" Bir süre susup cevap vermedi daha sonra sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladı, "Aşağıda bir çocuk var, seni almaya geldiğini söylüyor."

Bu sefer büyük sıçtın kumsal.

Şok içinde anneme bakıyordum, "NE!" Hemen yataktan kalkıp telefonumu elime aldım.

Yağız'dan 5+ mesaj

Yağız'dan 4 cevapsız arama

Telefonu yatağın üzerine fırlattım, anneme baktığımda bana boş gözlerle bakıyordu. "Çık dışarıya hazırlanmam lazım."

"Kim bu çocuk kumsal?" Güldüm, ardından anneme bir sinirle dönüp ellerimi iki yana açtım, "YA SANA NE! SANA NE! SENİ NE İLGİLENDİRİR?" Çok stres olmuştum. Yağız aşağıda beni bekliyordu ve ben bu kadınla uğraşıyordum. Daha hazır bile değildim!

"Kumsal ba-" annemi zorla odadan çıkartıp kapıyı suratına kapattım. Kapının dışarısında söylenmeye devam etti, duymazlıktan geldim.

Giysi dolabımı açtığım gibi elime ilk gelen şeyi alıp yatağın üzerine attım, dolabı kapatıp odamda sadece bana özel olan banyoya girip elimi yüzümü yıkayıp çıktım. Çok hızlı hareket ediyordum ve kalbimde çok hızlı atıyordu.

Ne zaman heyecan yapsam kalbim o kadar hızlı atardı ki yanımda duran birisi bile kalbimin atışını hissedebilirdi.

nefes nefese yatağın üzerine attığım elbiseye baktım.

Elbise giymesem mi?

Çocuk aşağıda seni bekliyor senin düşündüğün şeye bak Kumsal.

İç sesime hak verip elbiseyi hemen giydim. Saçlarımı tarayıp makyaj masasına oturduğum gibi sade ve çokta belli olmayan bir makyaj yapıp kalktım. Kapının yanındaki masaya attığım deri ceketide elime alıp hızlı adımlarla aşağıya indim.

Aşağıya indiğimde gördüğüm ilk şey annemin Bülente gülerek birşey ler anlatıyor olmasıydı, Bülette onu gülerek dinliyordu. Onları umursamadan kapıya yöneldim, kapının hemen yanındaki boydan aynanın karşısına geçip kendimi baştan aşağı süzdüm.

Dizlerimin üstünde biten siyah bir elbise giymiştim, elime gelen ilk kolyeyide boynuma takmıştım ama şansıma kolye çok güzel duruyordu. Saçlarımı elimle biraz daha düzelttim, spor ayakkabı giyip hızlı adımlarla evden çıktım.

Bu elbisenin altına topuklu ayakkabı güzel olabilirdi ama ben topuklu ayakkabıdan nefret ediyordum. Bir kere giymiştim ve o gün o kadar çok acı çekmiştim ki düşününce bile canım yanıyordu.

Kafamı kaldırdığım an Yağızla göz göze geldik, yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Siyah pantolonun üstüne siyah gömlek giyip gömleğin eteklerini pantolonun içine sokmuştu ve arabasına yaslanıyordu. Elimle alnımı kaşıyormuş gibi yapıp yüzümü sakladım. Elindeki telefonu kapatıp cebine attı, bana doğru bir kaç adım atıp durdu, "Kaç kere aradım neden açmadın?" Uyuyordum! Tabikide bunu ona söylemiyecektim, "Telefon sessizdeymiş, duymadım." Aynen kumsal oda inanacaktı. Güldü, "Annen uyuyor demişti." Anne seni geberteceğim! "Madem biliyorsun neden soruyorsun?" Tekrar güldü, arabanın yanına gidip kapıyı açtı ve elini bana uzattı, "Hala kabul etmediğin bir özürüm var." Başımı iki yana sallayıp güldüm.

AY YÜZLÜ KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin