6

84 8 0
                                    


------Tag: Mastürbasyon, öldürme, cinsel saldırı. (Bonten üyeleri tarafından değil.)

Seks yapıyoruz, hiçbir romantik duygu içermiyor.

Bunlar seni takip eden tehlikeyle birlikte ayrılma düşüncesiyle yataktan çıkmadan önce kendine söylediğin sözlerdi. Tenin Sanzu Haruchiyo'ya değdiği anda tehlike peşinden gelecekti, kokunuzla bir olacaktı.

Koştun. Kendi dairene ulaşana kadar tek yapman gereken buydu. "Tanrım, belki de şehirden çıkıp bir daha geri dönmemeliyim?" Koşmaktan nefesin kesilirken kendi kendine sordun. Dairene baktığında buzdolabının ne kadar boş olduğunu fark ettin.

Hızlı bir duş ve bunun ortasında zihnin dün gecenin anılarıyla bombalandı. Zevkin tadı seni cezbediyor, lütfen, sen sadece daha fazlasını istedin. Duvarına yaslanırken duş başlığından gelen su sana çarpacak şekilde konumlandırdın. "Kahretsin... Sadece bir kez." Diye kendine söz verdin. Kendi dokunuşun sol göğüsünden klitorisine doğru iniyor, işaret ve orta parmağınla dairesel hareketlerle ovuşturuyordun.

Serbest kalan elin göğüslerine masaj yaparak hazzı parmaklanızla eşleştiriyordu. Yavaşça iki parmağını amına soktun ve kendini gerinirken ne kadar ıslak olduğunu hissettin. "Mmh, siktir..." Diye inledin. Parmaklarını hızlı bir şekilde içine sokmak için kontrol ediyordun! bu senin kendini rahatlatmanın, parmak eklemlerinle kendini şehvetli bir rüyaya atmanın yoluydu.

Bir noktaya bastırarak suyun vücudundan aşağı damlamasına izin verdin. Parmaklarını kullanarak doruğa ulaşmak için kendine mastürbasyon yaparken diğer elin destek için duvara bastırıldı. Boşalmanı bacaklarından aşağı damlatarak kendini temizlemeden önce derin bir nefes aldın.

"Eğlendim?" Diye sordum kanepede oturup şaşkınlıkla ufak bir çığlık atmanı neredeyse vücuduna sarılı havluyu düşürmeni izlerken. "Seni duydum, benden yardım isteyebilirdin." Diye iç çektim, dudaklarını birbirine bastırdım.

İçinde öfkenin patlamaya başladığını hissettiğinde kaşların çatıldı. "Burada ne halt arıyorsun?" Kafa karışıklığı içinde bağırdın, kravatımı çekmek için aceleyle üzerime yürüdün. Şimdi karşında duruyordum, ellerin kravatımın etrafındaydı, ben de etkileyici bir gülümsemeyle sana bakıyordum. "Dışarı çık."

"Ah, bebeğim..." Elimi bileğine koyarak cilvelendim. "Seni her zaman bulacağımı söylememiş miydim?"

Beni iterek öfkeyle ayağa kalktın. "Giyindikten sonra konuşuruz." Hâlâ sinirli bir ses tonun vardı. Beni görünce sinirlendin ve alay ettin.

"İzleyebilir miyim?" Senin duyabileceğin şekilde seslendim.

Neredeyse rahatsızlığını hissedebiliyordum. "Hayır, kapa çeneni!"

Bundan birkaç dakika sonra bu sefer tamamen giyinik bir şekilde dışarı çıktın. Beyaz gömlek ve siyah şort giymiştin. "Ne istiyorsun?" Diye sordun kanepenin diğer tarafında benden uzakta otururken.

"Birini baştan çıkar da onu vurabileyim." Diye lafı uzatmadan sana ne sorunum olduğunu hızlıca söyledim. En rahat kıyafetlerle bile hâlâ mükemmel görünüyordun. "Kolay, değil mi?"

Sırıtarak bana baktın, gülümsemen özgüvenle doluydu. "Hiçbir şeyi bedava yapmıyorum Sanzu Haruchiyo."

Para için burada olduğun açıktı ve ben de buna sahiptim. "Paranı alacaksın canım." Seni yakınıma, fazla yakınıma çekmeden önce bileğini tuttum. "Sen de var mısın?" Gülümsedim, sessiz sorum kendinden emin gülümsemeni düşürmeye neden olurken burnum seninkine dokundu. Gözlerim hâlâ senin üzerindeydi, cevabına hazırlanıyordum. "Elbette bebeğim." Diye tatlı bir ses tonuyla cevapladın ve elini yüzüme götürdün. "Bana ihtiyacın var değil mi?" Baştan çıkarıcı bir kadının gözlerine sahiptin. Elimi uyluğuna koyduğumda dudaklarının benimkilerin üzerinde, bacakların benimkilerin üzerinde oldukça hafifiti, hissedemiyordum bile.

"Evet, öyle. O halde benim için terbiyeli ol." Öpücüğünün tadından kaçınarak dudaklarımı dudaklarının köşesine bastırdım.

Çok geçmeden bayağı yakınlaştık. "Ya olmazsam?"

"Seni kaybetmekten korkmuyorum." Hafifçe güldüm. "Seni vururdum sevgilim."

Yani bu bir anlaşma.

Sen bana yardım et, ben de sana para ödeyeyim. Karşımda duruyordun, sana çok yakışan siyah bir elbise giymiştin. "Kimi baştan çıkaracağım?" Diye sordun, burada Bonten'le birlikte olmak zorunda olduğun için sinirlenmiştin.

Gazeteyi okudum. "Okamoto Chikao adında, 47 gaşında, şu anda siyah kravatlı beyaz bir takım elbise giyen, saç rengi gri ve mavi vurgulu bir adam." Hedefin fotoğrafını görmen için masanın yanına fırlatıp, "Sağ uyluğuna silah bağlı, ona dikkat et." dedim.

Siyah bir takım elbise giyen Rindou'nin elinde Sako TRG42 vardı ve siyah tüfeği de kıyafetiyle uyumluydu. "Çevresindeki insanları vuracağım." Diye açıkladı sana. "Eğer işi batırırsan ve ben kazara seni vurursam bu benim hatam değil."

Ağabeyi Ran onun sözlerine güldü. Ona uygun siyah kargo pantolonu giymişti. Ran'ın elinde iki adet CZ Scorpion Evo 3 vardı. "Kardeşimin sözlerini bağışlayın, bir şey olursa Sanzu ve ben hemen arkandayız."

Sözleri seni sakinleştirmişti, başını sallamana ve iç çekmene neden olmuştu. "Tamam, başlıyor muyuz?" Bu senin için yeni olduğundan dolayı kafan karışmıştı. "Bana rehberlik etmen gerekecek, ben bir striptizciyim, Bonten üyesi değil."

"Buraya gel." Diye seslendim, seni bileğinden yakalayıp yanıma çektim. Şaşkınlıkla gözlerini kapattın. "Seninle bu konuyu konuşacağım." Kulağına küçük bir kulaklık yerleştirdim. "Sadece beni takip et, olur mu?"

Başını sallayarak kulaklığa dokundun, yerinde olduğunu hissettin.


°°°

691 kelime👾

691 kelime👾

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝐓𝐎𝐎 𝐌𝐀𝐍𝐘 𝐍𝐈𝐆𝐇𝐓𝐒 // ⍟𝐒𝐀𝐍𝐙𝐔 𝐇𝐀𝐑𝐔𝐂𝐇𝐈𝐘𝐎⍟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin