19

35 9 0
                                    


Seni istiyorum ve seni her zaman elde edeceğim değil mi?

Bu yüzden seni eve götüreceğim dediğimde yapacağım.

"Rindou, ne halt ediyorsun?" Kulaklıktan sordum, ağır nefes aldığını ve ne kadar zor zamanlar geçirdiğini duydum.

Alay ederek cevap verdi. "Bu çocukça bir çete değil, buradalar. Beni buldular." Daha fazla silah sesi gelmeden önce ofladığını duydum. "Bunu halledeceğim ve geri döneceğim."

Ran meşguldü, zaten elinde adamlar vardı, o ve ekibi herkesi öldürmeye çalışıyordu. Çete bana doğru geliyordu, bu birisinin benden intikam almak istediği, ölümümü dilediği ilk sefer değildi. Ama bu bir heyecandı, daha önceki hiçbir düşmanın bana yaşattığı bir şey değildi bu.

Adamlar bana saldırırken seni hayatım için savaşırken arkamda bıraktım, silah yok, sadece bıçaklar. Silah getirmediler, ne sürpriz.

Kokonoi ve Kakucho'nun üzerine düşenleri yaptıklarını, omuz omuza savaştıklarını biliyordum. Bu benim görevimdi ve amacım seni eve götürmekti, o zaman seninle evleneceğim. Unuttun mu? Parmaklarımızdaki işaret sana sözlerimizi hatırlatmalı, biz hâlâ kavga ederken bitiş şarkımız çalmasın.

Mücadele etmek hiç bu kadar yorucu olmamıştı. Her ateş ettiğimde daha fazla hedef görüş alanıma giriyor ve bana sana odaklanacak zaman kalmıyor. Biri bana doğru geldi, elimle bileklerini yakaladım ve onu yere fırlatıp vakit kaybetmeden ateş ettim.

Neredeyse... Çok yaklaştık.

Şaşırtıcı bir şekilde arkamdan bir silah ateşlendi ve baltayla üzerime gelen bir adam öldürüldü. "Yardım edeceğim." Dedin bana gülümseyerek. "Arkanı kolladım Haruchiyo." İşte omuzlarımda oluşan gerilimi kırarken gülüşünün sesi geldi. "Devam et, seninle savaşacağım." Diye mırıldandın, ellerin bağlıyken bile düşmanlarımı seninmiş gibi vurdun.

Bir bomba patladı. "Kahretsin." Ran'ın sesiydi. "Tanrım, ekibimin yarısı savaşıyor, diğer yarısı da bombaları etkisiz hale getiriyor." Diye Bluetooth kulaklığıyla ilan etti. "Kardeşim acele et." Diye sert bir emir verdi, ses tonundan mücadelesi anlaşılıyordu.

Kırmızıdan hiç bu kadar nefret etmemiştim, malikanenin beton zeminini kaplaması rahatsız ediciydi, kırmızıya bürünme şeklin kendimi kaybetmeme neden oluyordu, beni geri götüreceksin değil mi?

Neredeyse geldik, Kokonoi ve Kakucho kendi tarafları için savaşırken biz de sen ve benden oluşan bir ekip oluşturduk, elimizde silahlarla başkalarının canını aldık.

O anda benim yarım oldun, arkamdan savaşırken sadakatini ve gücünı kanıtladın, sana karşı döndüğümde bile arkamı korudun.

Bunun için beni affedecek misin?

Söz veriyorum bundan sonra incinmene izin vermeyeceğim.

Erkeklerin keskin nişancılardan oluşan ekibim tarafından vurulduğunu görünce nefesim kesilerek başarı ile gülümsedim. Rindou Haitani ve ekibi şu anda beni koruyor. "Kavgayı bırak." Sana döndüm. "Rindou bunu yakaladı."

Bir bomba daha patladı, ateş kokusu aldım. Sen güldün, "Peki... Bunun için Rindou'ya teşekkür etmeliyim." bana gülümsedin. Dudaklarında kan, kollsrında mor morluklar var ama yine de bana sanki senin kırmızıya bürünmene hiç sebep olmamışım gibi gülümsedin.


°°°

409 kelime👾

409 kelime👾

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝐓𝐎𝐎 𝐌𝐀𝐍𝐘 𝐍𝐈𝐆𝐇𝐓𝐒 // ⍟𝐒𝐀𝐍𝐙𝐔 𝐇𝐀𝐑𝐔𝐂𝐇𝐈𝐘𝐎⍟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin