12

60 8 0
                                    


Ran başını geriye eğip güldü, sana bakarken duvara yaslandı. Dosyayı alıp çete üyelerinin fotoğraflarını ortaya çıkarırken, "Ne güzel bir kadınsın orada, patron." diye övdü. O fotoğrafları çekerken önüne çarptı. "Sana sonra dondurma ısmarlayacağım, tamam mı?"

Yüzlerini ezberlemek için fotoğrafları alırken hızlıca, "Bunu çok isterim." diye yanıtladın. "Onlar hakkında bilmem gereken bir şey var mı?"

Bu sefer Rindou konuştu. "Evet, onlar bir grup fahişe bu yüzden seni savunmasız görürlerse ve sana yardım ederlerse onlara borçlu olduğunu düşünecekler." Rindou'nun yüzünde sıkılmış bir ifade vardı. "Seni yem olarak kullanacağız, bu sefer keskin nişancı olarak oynamayacağım bu yüzden arkanı kollayacağım."

Ne harika bir kadınım var, hepsi seni yapabildiğin şeyler için övüyordu. Hadi seni gerçek olaya götürelim tatlım. Ben yapabileceklerine güvenen bir adamım bu yüzden çatıda gururlh bir gülümsemeyle karşında durdum.

Bir şirkette sekreter gibi davranarak etek ve düğmeli gömlek giydin. "Keskin nişancı olarak oynayacağım, beni gururlandır tamam mı?" Yavaşça konuştum, mermileri alıp tüfeğe doldurdum.

"Tabii ki, görüşürüz." Bana sırıtmadan önce topuklu ayakkabılarını giydin. "Beni vurma." Ve bununla birlikte çekip gittin.

Yüzüne sahte bir kafa karışıklığı ifadesi takınmıştın, üst düğmelerini açık bir şekilde tutuyordun ve göğüsünün bir kısmını ortaya koyuyordun. Eteğin uzundu ve ofis çalışanı görünümünü tamamlıyordu. "Hey, kusura bakma." Diye sana doğru yürüyen adamlardan birine seslendin.

"Hey bebeğim, bir konuda yardıma mı ihtiyacın var?" Gömleğini sıvamıştı, elinde sigarası vardı.

Başını sallayarak ona sahte, acıklı bir bakış attın. "Evet lütfen, kayboldum... Buranın hangi sokak olduğunu biliyor musun?" Diye sordun yabancının elindeki haritaya baktığını hissederken. Daha fazla erkek göğüslerine, uyluklarına ve kalçaladına bakarak yaklaşmaya karar verdi.

"Biz... Buradayız." Sokağın aşağısını işaret etti ve sana tatlı bir şekilde gülümsedi. "Yol tarifi konusunda sana yardım etmemi ister misin? Seni gitmek istediğin yere götürebilirim."

Gözlerin parlıyordu, hepsi sahteydi... Duyduğun coşku sahteydi.

"Lütfen, bu çok iyi olur."

"Elbette ama önce oraya girebilir miyiz? Birkaç şey almam lazım."

Ve bu benim ateş etme işaretimdi, senin yüzünden bir grup adam ona zaten yaklaşmışken onu kafasının arkasından vurdum. "Yakaladım o orospu çocuğunu." Diye fısıldadım, Mochizuki'nin sen daha kaçmadan birkaç adamı daha öldürdüğünü görünce mırıldandım. "Siktir..."

Bir kavga başladı ve sen hâlâ oradaydın. Sana yaklaşanları vururken optikte; sana bir şişe atıldığında yeterince hızlı olmadığımı biliyordum. "Kahretsin!" İkinci kez daha yüksek sesle saydırdım ama sonrasında Rindou tarafından çekildiğini gördüm. Topuklularını çıkardın, iyi olduğuna dair güvence verdin ve onlar kavgaya devam ederken kaçmaya başladın, silahlar çıkarıldı ve siz bana doğru koştunuz.

Daha fazla adamını vurarak öldürmeye ve kanlı bedenlerini yerde bırakmaya devam ettim. Kulaklıktan, "Çık oradan, boklarını al ve gidelim." diye emir verdim.

"İyi misin?" Kanlı omzunu gördüm. "Kahretsin, sana hedefleri o aptal saklanma yerinden çıkarmak için farklı yollara başvurabileceğimizi söylemiştim."

Sağ kolunu tutarken acı çekiyordun, sızlanıyordun. Getirdiğimiz ilk yardım çantasını alıp içinden cımbızı çıkarttım ve omzunda kalan cam parçasını çıkarttım. Gözlerinin yaşlarla dolu olduğunu görebiliyordum. "Yardım etmek istedim Haruchiyo." Diye tartıştın benimle.

"Senin güvende olmanı istiyorum, tamam mı?"


°°°

463 kelime👾

𝐓𝐎𝐎 𝐌𝐀𝐍𝐘 𝐍𝐈𝐆𝐇𝐓𝐒 // ⍟𝐒𝐀𝐍𝐙𝐔 𝐇𝐀𝐑𝐔𝐂𝐇𝐈𝐘𝐎⍟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin