20

50 8 0
                                    


Ran Haitani kendi tarafı için savaştı. Adamları itip vuruyor, bombaların patlamasını önlemek için telleri çekiyor sonra da kendi bombasını yerleştiriyordu. Kokonoi'nin elinde bilgi dosyaları bulunurken diğer elinde silah bulunuyordu. Kakucho ve ekibi yumruğu ile bıçağını kullanarak Kokonoi'yi kendi payına korudu.

Düşmana silah doğrultarak, tetiği çekerek ve parmağımda silah yanığı bulunan elimle onları bloke ederek kazandım.

Neredeyse seni eve götürmeye çok yaklaştım.

Keşke saçlarından çekilip ellerinde bıçaklar olan bir grup adamın arasına, "Haruchiyo!" diye bağırmasaydın. Yerden yukarı bakıp silahımı adamlara doğrulttuğumda, ancak kurşun ıskalamadan öncesinde adımı söylediğini duyabilmiştim.

Siktir...


Doğruldum, bazı adamları yere indirmek için hemen bacağımı sürükledim, yere düşmelerini sağlamak için bacaklarını tekmeledim. Sonunda ayağa kalktım, sırtım sana dönüktü. "Rindou." Diye seslendim. Bacağıma bağlı silahı kaparken, ellerindeki ipleri kesmenin henüz yarısındaydım. "Şimdi neredesin?"

Toplamda yedi el ateş ettim, sana tekrar bakabilmek için yedi kez ateş ettim. Neden sadece bıçakları vardı? Bonten'in peşlerinde olacağını bilerekten garip bir silah seçimiydi, çeteleri için neredeyse intihar gibiydi.

"Seni eve götüreceğim." Diye söz verdim, bir ipi çözdüm ama bileklerinde daha fazla katman gördüm. "O zaman seninle evleneceğim, yüzük bende." Diye nefes verdim. Aceleyle o ipleri kesmeye çalışırken göğsüm hızlı bir şekilde inip kalkıyordu. Bir şey mi unutuyorum?

"Evleneceğiz, sen benim karım olacaksın değil mi?"

Yine gülümsedin, "Evlilik mi?" diye yutkunmasan önce dudaklarını çiğnedin. Elini benden çekerek, morarmış ve bağlı ellerinle yüzümü avuçladın.

"Lütfen..." Nefesimi verdim, sesim çatallaşıyordu. "Evlen benimle."

Başını sallayarak boğazını temizledin. "Ben Xenovia Yamazaki, seni... Sanzu Haruchiyo'yu sevgili kocam olarak kabul ediyorum, bugünden itibaren iyisiyle kötüsüyle, zenginiyle fakiriyle, sahip olacağım ve elimde tutacağım, hastalıkta sağlıkta sevmek ve değer vereceğim; ölüm bizi ayırana kadar." Derin bir nefes aldın. "Mutlu musun?"

"Evet öyleyim."

"Artık benim yarımsın." Diye mırıldandım, başını salladığını, beni ittiğini, beni yere itecek kadar güçlü olduğunu görünce gülümsedim.

Neredeyse başardık.

Sonunda hepinizi görebildim, hâlâ benden evden çıkmadan önce alıp giydiğin kıyafetleri giyiyordun. Saçların hâlâ dağınıktı. Önce morarmış bacakların kayboldu, vücudunu kaplayan duman, kanlı dudaklarınla söylediğin, "Seni istiyorum." diye fısıldadığın sözleri kapatan bombanın gürültü sesi.

Gitme, nefes al. Lütfen nefes al.

Ve vücudunun üst kısmı kayboldu. Birkaç dakika önce neredeyse başarıyorduk, bomba patlamıştı.

Neredeyse--- Neredeyse eve vardım.


°°°

343 kelime👾

343 kelime👾

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


𝐓𝐎𝐎 𝐌𝐀𝐍𝐘 𝐍𝐈𝐆𝐇𝐓𝐒 // ⍟𝐒𝐀𝐍𝐙𝐔 𝐇𝐀𝐑𝐔𝐂𝐇𝐈𝐘𝐎⍟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin