2- FERYAT

11.6K 1.6K 1K
                                    

*Flashback, Cihan askere gitmeden iki ay önce*

"Yiğit abi!"

Çayımı yudumlardan dükkandan içeri koşarak giren küçük çocuğa baktım, nefes nefese kalmış kapıya tutunmuştu. Yanakları kıpkırmızıydı. Çay bardağını yavaşça masaya bırakıp kaşlarımı çattım.

"Noluyor lan?" dedim ayağa kalkarken, çocuk kafasını yere eğip nefes alırken kafasını kaldırdı.

"Abi," oksijeni bitirmek istermiş gibi büyük bir nefes aldı. "Cihan abi kahvehanenin önünde Hamza amcayla kavga ediyor."

Babamın ve o piçin adını yan yana duyduğum anda olduğum yerden hızla fırladım, kapıdan çıkarke çocuğa seslendim. "Burada dur."

Mahalleye doğru koşarken telefonumu cebimden çıkardım, sessizde olduğu için görmediğim aramaları gördüm. Bir dakika önce tüm mahalleli beni aramıştı neredeyse, telefonu geri cebime koyup kahvehaneye çıkacak olan sokağa girdim.

Girdiğim an kalabalığı gördüm, aceleci adımlarımı hiç durdurmadan kalabalığın üzerine doğru koştum. Cihan'ı arkadaşı Ulaş tutuyordu, babamı ise Sezer.

Tahmin ettiğim gibi ağız kavgasıydı, ne o ne de ben büyüklerimize el kaldırmazdık. Zaten böyle bir şey yaparsa alacağı cevabın iki katı olacağını bildiğinden yapamazdı.

Benim geldiğimi görenler kenara çekildi, hızla babamın önüne geçtim. Cihan'ın üzerine atlamak üzereyken iki kişi kolumdan tuttu. Olayın ne olduğunu bile bilmiyordum ama sonuç olarak dayak yeme saati gelmişti.

Cihan'ın bakışları beni buldu, öfkeden deliye dönmüş gözleri beni görünce daha da alevlendi sanki.

"Bir daha kapımızın önüne araba park etmeyin dememiş miydim lan ben?"

Konunun babamın emektar arabası olduğunu anlamıştım, kahveye uğrayacağı zaman tek park yeri olarak onların kapısının önü olduğu için bir beş dakika park edip işini hallediyordu. Zamanında çok kez kavga çıkmıştı, sanki babamda inatla oraya park ediyordu.

"Noldu götüne kazık mı girdi iki dakikada? Sadece senin kapının önü mü lan orası?" onların apartmanında oturan kendi arkadaşımı da araya katmıştım. Sadece onlar oturmuyordu. 

"Laf kalabalığı yapma siktiğimin piçi, bir daha görmeyeceğim dedim sana." dedi yeniden.

Dişlerimi sıkarak beni tutanlardan kurtulup üzerine atıldım, yakasından tutup kafayı gömdüğüm an bizi tutanlar serbest bırakmıştı. Eğer araya girerlerse, araya giderlerdi.

Cihan gelen darbeden pek etkilenmemiş gibi duruyordu ama burnu kanamaya başlamıştı bile, çatık kaşlarıyla acısını yaşamaya kendine fırsat vermeden yakamdan tutup o da kafasını gömdü çenemin altına.

Polisler gelene, aileler birbirine girene kadar bu kavga devam etti

*Flashback sonu*

Haber kanalı açıkken, annemin yaptığı köfteyi yerken eskileri düşünmeden edemiyordum. İki gün önce başıma gelen olay, yirmi dört yıllık hayatımda belki de yaşadığım en ilginç ve dehşet dolu anlardan biriydi.

Küçüklükten beri kavga ettiğim, ölse üzülmeyeceğimi düşündüğüm adam babasından ve annesinden korkup arkama sığınmıştı.

Cihan nefret ettiği, defalarca kez öldürmeye teşebbüs ettiği düşmanına sığınmıştı.

MECZUP Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin