War Of Hearts - Taekook

[1]-Yetimhane'nin İğrenç Tarafı

Merhabalarrr

Öncelikle ficte olacaklar: Cinsellik, argo madde kullanımı ve psikoloji yer alıyor. Bu bölümde t3ceavüz olayı var, başka yoktur.
İğrenç bir betimleme gibi bir durum söz konusu değil! Okuyunca anlayacaksınız.

Jungkook 19 yaşında (Reşit bir birey. TÜRKİYE'YE göre ayarladığim için REŞİT biri.)

Taehyung ise 30 yaşında.

Rahatsız oluyorsanız şimdiden fici terk edip başka bir FİC okuyabilirsiniz!!
Yazım yanlışları varsa affoluna...

İyi Okumalar...

•••

Parıldayan güneş yerine, ayın daha kasvetli olduğu zaman dilimindeydi küçük çocuk.

Tahtaların gıcırtısı ve soğuk hava nedeniyle küçücük bedeni daha fazla üşümesine sebebiyet veriyordu. Bu da onu daha fazla titremesini sağlıyordu.

Bulunduğu küçük kulübenin tavanından yağmur suyu boşalırcasına giriyordu. Yılbaşı gecesi için tatil planı yapanlar yağmur sebebiyle yapamamışlardı.

Jungkook ise minik olan kirli elleriyle birbirine sürterek ısınmaya çalışıyordu ama kifayetsiz kalıyordu. Üzerinde ki ince bir tişört ve eşofman vardı. Ayakkabıları ise yırtılmış ve şaftı kaymış durumdaydı.

Ayakkabı ise ona yardıma gelen bir aile vermişti. O zamanlar Jungkook'un ayakkabısı bile yokken bağışta bulunan aile onu görmüş ve çift spor ayakkabı vermişlerdi. Küçük çocuk ilk başta reddetmiş ardından çekinerek kabul etmişti. Aile onu evlat edinmek istedi ama ailenin küçük çocukları, Jungkook'u gördüğü anda reddetmiş eve gitmeleri için ağlayıp zırlamıştı.

Küçük çocuk o an anlamıştı. Bir daha kimsenin onu sahiplenmeyeceğeni. Bu durum küçüğün kafasından ve zihninden hiç çıkmamış ve neredeyse bir aydır kendisini yiyip durmuştu.

Şimdi ise yetimhane müdürü olan Madam Ju, yatma vaktini kaçırdığı için ceza olarak onu bahçedeki küçük kümese çıkararak geceyi orada geçirmesini söyleyerek arkasına döndüğü gibi kümesin kapısını kitlemişti.

Jungkook yaklaşık bir saat boyunca kapının önünde bağırarak birileri yardım eder umuduyla beklemişti ama kimse sesini duymadıktan sonra vazgeçmişti. İç çekişleriyle birlikte biraz olsun ağlaması dinmişti ama hayla göz pınarları tuzlu suyla doluydu.

Küçük çocuk kümesin bir kenarına geçmiş bacaklarını kendine çekerek sarılmıştı. Neredeyse bir top haline gelen Jungkook titreyen ellerini zorlada olsa vücudu arasına alarak ısıtmaya çalıştı.

Titreyen beden ikidebir yutkunuyor ardından da derin derin nefesler alıyordu. Küçük çocuğun çekişleri eşliğinde tahtaların arasında ki aya bakmıştı. Tüm yüzüyle ona bakıyor küçük bedeni istemsizce etkiliyordu.

Küçük çocuk dolunay sayesinde sakinleşmişti, büyük gözlerinin içi parlayarak bakıyordu. Kirli yüzü olmasına rağmen gülümsemesi bir meleği andırıyordu.

Sabaha kadar minik bedeniyle küçüldükçe küçülmüş soğuk havaya rağmen uyuyaya kalmıştı. Onu uyandıran şey ise kapının sert bir şekilde tahta yapıya çarparak açılması olmuştu.

"Cezan bitti. Yemekhaneye gel." Madam Ju'nun yardımcılardan biri olan çocuğu kaldırmıştı. Jungkook'u böyle gördükçe yüreği sızlıyordu ama Madam Ju'ya seslerini çıkaramıyorlardı. Biliyordu ki sesini çıkarırsa işten atılacaktı ve bunu istemiyordu.