[2]-Bir Demet Zambak

4.6K 504 185
                                    

Merhabalarrr

Önceki bölüme nazaran biraz kısa olabilir ama sınırı geçerse atmaya devam edeceğim.

Sınır: +35 oy ve +35 yorum.

Yazım yanlışları varsa affoluna..

İyi Okumalar...

•••

Geçmiş zaman, Jungkook 15 yaşında.

Jungkook'tan

Koşuyordum. Durmak bilmeden koştuğumu hatırlıyorum. Dar sokaklarda geziniyor, saklanmak için yer arıyordum.

Hayat beni yanıltmamış, tekrardan çıkmaza sürüklemişti. Beni kovalayan bir grup sarhoş insandan kaçıyordum.

En sonunda dar bir sokakta, çöp konteynırın arkasına saklandım. Evet, onlardan kurtulmayı başarmıştım.

Yetimhane'den kaçtım birkez daha. Madam Ju beni öldürmek için her şeyi yapabilirdi. Orada yaşamak istemiyordum. Özgür olmak istiyordum her insan gibi.

Yaşımı bile bilmiyordum ama umursamadım. Kendimi büyümüş gibi hissediyordum. O kadar olaylardan sonra.

Yaşımın çocuklarına baktığımda hepsi ya ağlak oluyor ya da ergenliğin saf hatasını bulmuş bir vaziyette barlara atıyorlardı. Bu kesinlikle saçmalıktan başka birşey değildi.

Saat gecenin bilmem kaçıydı ve ben mezarlığa gitmek üzere yola koyuldum. Düşüncelerimi dağıtan şey ise gök gürlemesiydi.

Hızlı adımlarla birlikte üzerime giymiş olduğum siyah kapşonun şapkasını kafama takarak hızlı adımlarla ilerledim.

Mezarlığa geldiğim gibi açık olan siyah demir kapısının arasından sıvışarak beyaz taşlarla dolu olan yere gelmiş bulundum.

Annem için gelmiştim. Annemi bulmak benim için fazla zor olmuştu ama ben bulmuştum onu. Beni doğuran kadını bulmuştum.

Neden öldüğünü bile bilmiyordum ama beni de yanına alsaydı demeden edemedim.

Beni bu dünyada neden tek bıraktın anne? Neden beni de yanına almadın? Neden?..

Birçok sorum vardı ama cevaplayacak kişi yoktu. Cebimde duran küçük papatya demetini yavaş adımlarla birlikte annemin mezarının toprağına diktim.

Sesimi duymayacağını biliyordum ama genede konuşmayı seçmiştim. "Anne, sesimi duymayacağını biliyorum ama beni duyduğunu hissediyorum," dedim ve kalbimi tuttum.

"Beni yukarıdan izlediğini biliyorum. Yetimhane müdürünü biliyorsun. Gene kaçtığım için bana ceza verecek ama olsun. Seninle konuşmama engel olamaz o kadın." göz yaşlarım benden bağımsızca akıyordu. Hızla kapşonuma silerek kaldığım yerden devam ettim.

"Gene o iğrenç adam geldi anne. Utanmadan yüzümüze bakıyor, iğrenç sözleri yüzünden kusma isteğimi artırıyor." yaşadığı şeyler gelince ağlama isteği geliyordu.

"Anne, sana söylemedim ama... O adam bana zorla dokundu." büyük bir hıçkırık firar ederek ağlamaya başladım. Daha fazla tutamadım.

"Neredeyse üzerinden dört yıl geçti... Ama ben hâlâ unutamıyorum. Bu acı çok kötü," ağlamamla beraber yavaşça sağanak yağmur da beraberinde bastırıyordu sessiz alanda.

Üstüm hızla ıslanıyorsu. Sanırım gitme vaktim gelmişti. "Senin morelini bozduğum için üzgünüm anne, ama daha fazla tutamadım içimde." Yavaşça ayağa kalktım ve anneme veda ederek mezarlığın kapısına yönelmeye başladım.

War Of Hearts - Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin