Merhabalarrr
Sınırın dolmasıyla birlikte yb atmış bulunuyorum. Devil's Blood ficim bile bu kadar hızlı büyüdüğünü hatırlamıyorum. Bu kurgum da garip bir şekilde tuttu. Kendimle nedense gurur duyuyorum ve 10K şerefine bu bölümü yayınlamaya karar verdim :)
Yakın zamanda her iki ficimde artışta ve sürekli yb isteniyor. Elimden geldiğince her ikisine yetişmeye çalışıyorum. Yakın zamanda DB'a yb atmama rağmen yb isteyenler çok bu da beni mutlu ediyor ama gerçek hayatta yoğun bir insanım. Yaşım küçük olmasına rağmen kalemimi seven herkese şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum :')
Hepinize tekrardan teşekkür ederek fice geçelim. Yazım yanlışları varsa affoluna...
İyi Okumalar...
Sınır: +70 oy ve +70 yorum!
Sevgilerle Victoria Ailesinin Gölge Avcılarına... (Devil's Blood okuyucuları bunun anlamını bilir ;)
•••
Jungkook'tan
"Çifte kumrular, anınızı bölüyorum ama evde bir tek siz yoksunuz. Anlayacağınız üzere yemek yiyeceğiz."
Bu sözlerin ardından o kadar utanmıştım ki nereye bakacağımı bilmiyordum, Tanrım!
Uyandığımda yanı başım da olan Taehyung'a bir şey olduğunu sorup durduğumdan beni kendine çekerek sarılmasına izin vermiştim.
Ayrılacağımız sırada Seven'ın bizi böyle bir pozisyonda göreceğini tahmin etmemiştim. Kızarık yanaklarımla hızla ayağa kalkmaya çalıştım. Ani kalmamla birlikte gözümün kararmasıyla sersemledim. Taehyung hızla belimden tuttuğunda sırtım geniş göğüsüne yaslanmıştı. "Dikkat et badem gözlüm." kulağıma eğilip sıcak nefeslerini salarak fısıldadığında baştan aşağı titredim.
Yavaşça ona döndüğüm de yüzümü izlediğini gördüm. Daha çok gözlerimi talan ediyordu.
Ağızımı aralayarak konuşmayı seçtim. "Gitsek iyi olur. Bizi bekliyorlar." dememle Taehyung'un gözleri, dudaklarımdan ayrılarak harelerime yükseltti.
Başıyla onayladığında ben önde o arkada mutfağa doğru ilerlemeye başladık. Mutfağa giriş yapmamızla Taehyun'un sandalyede oturduğunu gördüm. Fazla ciddiydi ve bu bakışları direkmen tek bir kişiye odaklıydı, Seven'a.
Biz odadayken konuşma sesleri geliyordu ama tam anlaşılmadığı için pek anlayamamıştım. Ortamda ki gerginliği fark eden Taehyung öksürerek beni sandalyeye yönlendirdi.
Sandalyeyi geri çekerek oturmam için işaret verdiğinde ona tebessüm ederek ağızımı araladım, "Çok centilmen birisin kahramanım." dememle kıkırdayarak benim için çekilmiş olan sandalyeye oturdum. Masaya doğru kendim çekerek rahat bir pozisyon aldım. Taehyung oturmadan önce kulağıma tekrardan fısıldadığında kalp atışlarımı duymamasını diledim.
"Bu centilmenliğim sadece sana badem gözlüm." diyerek yanağıma zarif bir öpücükle süslendirdi. Yanaklarım biraz daha kızarmaya yüz tuttuğunda ona utanç içerisinde bakarak tebessüm ettim tekrardan.
Taehyung'un karşısına yerleşmiş olan Taehyun ise ciddi hâline bürünmüş bir şekilde bize bakıyordu. Sanırım o da bizim gibi Seven'ın anlatacaklarını merak ediyordu.
Seven ise mutfak tezgahına yaslanarak bizi gözlemliyordu. Yüzüne tekrardan tavşan maskesini takmıştı.
Önümde masaya baktığım da karnımın ne kadar aç olduğunu yeni fark etmiştim. Masayı silip süpürme isteğimi baskılayarak önümde duran rameni karıştırarak yemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
War Of Hearts - Taekook
Teen FictionAnnesi ve babası tarafından çok küçük yaşta yetimhaneye bırakılan Jeon Jungkook. Yetimhaneye baskın yapıp çocukları kendi klanına katan Mafya Kim Taehyung'un dikkatini çeker. #Semetae #Ukekook [Yaş farkı!] #Mafia ♤ Texting+düzyazı Başlangıç tarihi:...