23 Ekim 1768, Pazar
Quidditch seçmeleri her bina için tamamlanmış, koca okul en sonunda rahat bir nefes alabilmişti. Haftalardır süregelen takım heyecanı yerini maç konuşmalarına bırakırken Charlotte tabağındaki yemekle oynamaya devam etti.
"Ne o, mutsuzsun galiba?" Avcı'nın sesini duymasıyla kafasını oynatmadan bakışlarını ona çevirdi fakat hemen ardından yemeğine dönerek somurtkan bir yüz ifadesiyle konuştu. "Belki."
"Takıma alındığın için sevinirsin sanmıştım."
Charlotte tek kaşını kaldırarak ona baktığında Rotanev kıkırdadı ve Charlotte'nin yanındaki boşluğa oturdu. "Niye üzgünsün, söylesene." dedi tabağına birkaç parça börek ve kavrulmuş yahni salatası alırken.
"Bir Vurucu olarak binamı iyi temsil edip edemeyeceğimi bilmiyorum." diye mırıldandı Charlotte. Önündeki tabağından tek lokma yememiş olmasına rağmen çatalıyla oynaya oynaya lapa haline getirmişti.
Rotanev Black'in gülümseyen yüzü dondu. Başını hafifçe kıvırcık saçlı arkadaşına çevirirken konuştu. "Neden böyle düşünüyorsun? İyi olacağından emin olmasam seni takıma almazdım."
"Arayıcı olmak isterdim." Charlotte çatalını bırakırken dudaklarını oynattı fakat Rotanev anlamıştı. Kaşları çatılırken hiç düşünmeden cevapladı. "Arayıcı olarak da yapabilirsin eminim, fiziğin ve reflekslerin buna uygun gözüküyor fakat hiç Vurucu olmayı denedin mi?"
Charlotte bu sefer cevap vermek istese de vermedi. Dili dönmeyi reddediyordu âdeta.
"Redruth? Hiç Vurucu olmayı denedin mi dedim sana." Rotanev kendisini tekrar ettiğinde Charlotte duyulmaktan korkarak sessizce mırıldandı. "Hiç süpürgeye binmedim."
"Ne?" Rotanev Black'in şaşkın sesi Charlotte'yi daha da rahatsız hissettirirken cübbesinin kapüşonunu bir çırpıda kapattı ve yüzünü onları izleyenlerden sakladı.
"Sen ciddi misin?" dedi Rotanev sesindeki şaşkınlığı gideremeyerek.
"Evet," diye cevapladı Charlotte. Oldukça utanıyordu. Kapüşonunun gölgesine sakladığı yüzü hem utancından hem de utancına olan öfkesinden kızarırken kendisine küfretmekle meşguldü.
"Tamam."
Charlotte afallayarak başını Rotanev'e çevirdiğinde dudakları kendisinden izinsiz hareket etti. "Bir şey demeyecek misin?"
Rotanev tabağından bir çatal alırken "Ne dememi istersin?" diye sordu.
"Bilmem, kızmayacak mısın?"
"Süpürgeye binmediğin için mi? Neden kızayım?"
"Takımdayım."
"Olabilir."
"Süpürge kullanmayı bilmiyorum."
"Olabilir."
"Bina puanlarını düşürürüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Once Upon A Time
FanfictionHer cumartesi yeni bölüm! Üzerini kül kaplamış yıldızların ama yıldızlar her daim parlamış. Sarı rengin en çok zümrüt yeşiline yakıştığı, bir yıldızın içine düştüğü kül yığınını tekrar alevlere çevirdiği, bir bal porsuğunun en iyi arkadaşının zehrin...