Rotanev Black belki milyonuncu kez aklındaki düşünceyi geçiştirmek için çabaladı. Senin yüzünden. İmkansızdı, bu düşünceden kurtulmak imkansızdı. Koskoca bir hafta geçmişti ve bu bir hafta boyunca bırakın derslere girmeyi odasından bile çıkmamıştı. Artık havasızlıktan midesi bulanıyor, başı dönüyordu. Yine de... Çıkmayı reddetti. Charlotte'yi sapasağlam ayakta görene dek hayatına geri dönmeyecekti.
Sanki tanrı dualarını duymuş gibiydi, o anda açılan kapı buna işaret ediyordu. Bağırmak için hazırladı kendini. O aptalları daha önce de uyarmıştı, rahatsız edilmek istemiyordu. Ancak kapıdan içeri giren kişiyi gördüğünde donakaldı. En son gördüğünde çökmüş olan yüzü yeniden hayat bulan simsiyah saçlarıyla öyle güzel gözüküyordu ki Rotanev'in nutku tutuldu. Charlotte'nin dudaklarından bir şeyler dökülmüştü lakin Rotanev odaklanamadı. "S-Sen-" diyebildi kekeleyerek. Charlotte yeniden bir şeyler söyledi fakat Rotanev hâlâ odaklanamıyordu. Düşünmedi, düşünmek istemedi. Kendisini yatağından nasıl attığını dahi bilmiyordu. Sadece koştu ve sıkıca sarıldı. Ne yaptığının henüz bilincinde değilken geri çekilmiş ve yüzünde saklayamadığı gülümsemesiyle Charlotte'ye bakmıştı. "B-Ben-"
"Yaşıyorsun." dedi Rotanev tek nefeste. Hala gülümsüyordu, öyle mutlu ve rahatlamış hissediyordu ki bütün gün gülümseyebilirdi.
"Yaşıyorum." diye cevapladı Charlotte.
"Yaşıyorsun." dedi Rotanev kendisini yineleyerek. Hâlâ ve hâlâ ne yaptığını bilmiyordu, düşünmeyi bir kenara bırakarak belki de ilk kez duygularıyla hareket ediyordu. Ve, ah, Merlin aşkına... Bu çok güzeldi... "Yaşıyorum dedim neden tekrar ediyorsun?"
Charlotte huysuz çocuklar gibi mzmızlandığında kahkaha atmamak için dudaklarını dişledi. Yanaklarını öylesine çok sıkıyordu ki artık ağrımaya başlamıştı. "Öleceksin sandım." dedi mutlulukla gülümseyen yüzü bir parça bozulurken, fakat onun aksine Charlotte bozuntuya vermeyerek devam etmişti. Ayaklarını işaret ederek "İyi misin?" diye sorduğu an Rotanev kendine geldi. Gülümseyen yüzü tamamen bozuldu ve aklı yeniden kontrolü ele aldı. Kimsenin ona acımasını istemiyordu, acınası bir durumda mıydı? Değildi. Öyle miydi? Hayır, değildi.
"İyiyim." Rotanev sesinin buz gibi çıkmasına engel olmamıştı. Öyle ya, kendisi de buz gibi hissediyordu. Karşısındaki kızın sımsıcak gülümsemesi bir çiçek misali solarken her şey için çok geç olduğunu anladı. Yine de, güvendeydi. Duyguları zihninin en ücra köşesinde saklıydı ve güvendeydi.
"Gel." diyerek arkasını dönmüştü Charlotte. Sesi buzdan bile soğuk hissettirdi. Fakat Rotanev umursamadı. Çünkü Charlotte'nin ne koşulda olursa olsun kendisini anlayacağını biliyordu. Geçen hafta en karanlık Slytherin'in bile affedebildiğini ondan öğrenmişti. Charlotte Redruth, tabularını yıkmasına sebep oluyordu ve bu dehşet vericiydi.
Rotanev cevap vermemeyi tercih ederek sadece takip etti. Elbette bir adet Hufflepuff öğrencisiyle yalnız bırakılmayı beklemiyordu. Hele ki o Hufflepuff öğrencisi Leah ise.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Once Upon A Time
FanfictionHer cumartesi yeni bölüm! Üzerini kül kaplamış yıldızların ama yıldızlar her daim parlamış. Sarı rengin en çok zümrüt yeşiline yakıştığı, bir yıldızın içine düştüğü kül yığınını tekrar alevlere çevirdiği, bir bal porsuğunun en iyi arkadaşının zehrin...