Oy ve yorumlanızı bekliyorum🌟🌙.
31 Ekim 1768, Pazartesi
Bir hafta boyunca ne Charlotte Rotanev'i görebilmişti ne Rotanev Charlotte'yi görebilmişti. Charlotte türlü türlü bahanelerle hastane kanadından ayrılmaya çalışmıştı ancak Bay Albert hiçbir koşulda buna müsaade etmeyeceğini kesin bir dille anlatmıştı. Ve işte, koskoca bir haftanın ardından gökyüzünü görebilecekti. "Dışarı çıkmak istediğine emin misin? Biliyorsun, biraz daha dinlene-"
Charlotte itiraz istemediğini belirtircesine Jenny'nin sözünü kesti. "Çıkacağım." dedi.
Bay Albert'a her akşam kontrol için uğrama sözü verdikten sonra bir kez olsun dönüp arkasına bakmadı. Rahatladığı, yüz kaslarının gevşemesinden bile anlaşılabiliyordu. "Yürümeyi bile özlemişim. Hareket etmemekten ayaklarım ağrımaya başlamıştı." Bir anda yüzündeki gülümseme silinirken ne dediğini yeni fark etmişti. Avcı. Jenny konuşmadı. Yalnızca Charlotte'nin yanında yürümeye devam etti. "Sence iyi midir?" Charlotte sorduğunda Jenny başını ona doğru çevirdi. "Bilemiyorum, onu hiç görmedim."
"Gel, onu bulsak iyi olur." dedi Charlotte.
"Bulmak mı?" Jenny itiraz edercesine durdu ve adım atmayı reddederek çatık kaşlarıyla Charlotte'ye baktı. "Ne sebeple onu bulacağız?"
Charlotte sakince cevapladı. "İyi olup olmadığını öğrenmek sebebiyle."
"İyi olup olmadığı bizi ilgilendirmiyor, hadi ama Asha, onu affettiğini söyleme bana."
"Cezasını çekti." dedi Charlotte omuzlarını silkerken.
"Evet, ve fazlasıyla hak etmişti." Jenny'nin sözleriyle Charlotte'nin yüzü buruştu. "Kimse işkenceyi hak etmez." dedi. Ardından yüz ifadesini düzeltti ve yetkin büyücülerin önemli konuşmalarından önce yaptığı gibi boğazını saran pileli gömleğinin yakasını düzelterek devam etti. "Yani elbette hak edenler olabilir ancak Black onlardan biri değildi."
"Seni öldürmeye çalıştı."
"Ama öldürmedi. Bak, hâlâ yaşıyorum."
"Ölmek üzereydin."
"Ama ölmedim."
"Of." dedi Jenny. Önüne döndü ve yürümeye devam etti. Birkaç adımın ardından zihniyle verdiği mücadeleyi kaybetmiş olacak ki yeniden konuşmaya başlamıştı. "Onu neden bu kadar kolay affettiğine anlam veremiyorum." dedi oldukça sessiz bir şekilde.
"Diyorum ya," Charlotte gülümsedi. "Cezasını çekti."
"Yine de..."
"O bir safkan, Jen." Charlotte durdu ve sırtını hemen yanı başındaki ihtişamlı pencerenin pervazına yasladı.
"Ben de bir safkanım." Jenny de Charlotte gibi duraksarken konuşmuştu.
"Ne anlatmaya çalıştığımı biliyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Once Upon A Time
FanfictionHer cumartesi yeni bölüm! Üzerini kül kaplamış yıldızların ama yıldızlar her daim parlamış. Sarı rengin en çok zümrüt yeşiline yakıştığı, bir yıldızın içine düştüğü kül yığınını tekrar alevlere çevirdiği, bir bal porsuğunun en iyi arkadaşının zehrin...