Barının uzattığı kaskı başıma geçirdim. Motoruna bindikten sonra bende dikkatli bir şekilde arkasına binmiştim. Şuan o kadar heyecanlıydım ki anlatamam. Hayatımda gerçekleştirmek istediğim bir hayalimi şuan ilk defa gerçekleştiriyordum. Kalbim küt küt yerinden çıkacakmış gibi atarken sakin olmak için derin bir nefes alıp verdim. Barın motoru çalıştırıp denge kolunu ayağıyla hızla kaldırdı.
“Öyle durdursan düşersin benden söylemesi.”
Kaşlarımı çatarak anlamsızca “Nasıl durursam anlamadım?” Dedim gerçekten de neyi kastettiğini hiç bir şekilde anlamamıştım. Çünkü ilk defa motosiklete biniyordum.
Aniden iki elimi de tutup beline koyarak “Böyle daha iyi. İlk binişinde düşmeni istemeyiz değil mi?” Deyip motoru hareket ettirmeye başlayınca heyecandan kollarımı daha sıkı sıkı sarmıştım Barının beline. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi küt küt atarken derin bir nefes aldım. Şuan anlamıştım ki motosiklete binmek bambaşka bir hismiş. Yüzüme çarpan rüzgar saçlarımı dalgalandırırken kendimi şuan gökyüzünde bir yerlerde uçuyormuşum gibi hissediyordum. Hem bir yanım ilk defa binmenin heyecanıyla korkarken diğer yanımsa sevinçle çığlıklar atmak istiyordu. Sanki etrafımda ki sesler, şehrin bütün gürültüsü susmuş ben bulutların üzerinde uçuyor gibiydim.
Öyle daha ne kadar gittik bilmiyorum ama Barın motoru sahilin kenarında durdurmuştu. Beline sardığım kollarımı yavaşça ondan çektim. Çekmemle motorun aynasından direk gözlerimin içine bakmıştı başımızda kask olduğu için tam olarak birbirimizi göremesekte anlamdıramadığım bir bakış vardı suratında aklında ki düşünceyle kaşları çatılmıştı sanki. Bakışlarını çekerek motordan inmesiyle bende arkasından indim. Kasklarımızı aynı anda çıkarıp bakışlarımızı birbirinize çevirdim.
Barın kaskı çıkarırken ki dağılan saçlarını düzeltti şuan ne kadar karizma göründüğünün farkında bile değildi. Neyse kendine gel Su.
“Nasıldı bakalım ilk motor deneyimin merak ettiğin kadar varmıymış.”
Sorduğu soruyla heyecanla konuşmaya başladım “Merak ettiğimin bile fazlasıymış. Sanki böyle uçuyormuşum gibiydi. Hayatımda ilk defa böyle güzel hissettim harikaydı.”
Barın yanağının ucuyla hafifçe gülümsedi “Uçmak mı? Daha sen uçmak nasıl bir şey görmedin? İlk binişinde sen korkma diye aslında en yavaşla gitmiştim.” Dedi.
Gülümseyerek “ Olsun bu bile bana o kadar güzel hissettirdi ki anlatamam.” Dedim. Çünkü şuan kendimi o kadar rahatlamış hissediyordum ki dünya yansa umurumda değildi.
Denizin dalga sesleri kulağımıza gelirken Barın denize bakıp sonra bakışlarını bana çevirdi. “Aslında motora binmek bir terapidir biliyor musun?” dedi.
Kaşlarımı çatarak merakla “Nasıl yani?” dedim.
“Yani meditasyon gibi düşün. Senin de dediğin gibi uçuyormuşluk hissi insana rahatlama veriyor. Zihnin bir anda berraklaşıyor o an kafanda olan bütün kötü düşünceler gerginlikler sanki rüzgarla yok oluyormuş gibi geliyor insana. Bende zaten o yüzden biniyorum motora iyi geliyor çünkü. Yani seni anlıyorum motora binipte kötü hissetmeye başladım demek çok garip olur.” Dedi.
Bütün dikkatimle Barını dinledim söylediği her cümle de çok haklıydı. Dediği gibi gerçekten de meditasyon gibi gelmişti bana.
Başımı sallayarak “Haklısın. Dediğin gibi o an kendimi başka bir yerelde hisettim.” Dedim.
Bana kısa bir gülümseyerek bakışlarını benden çekip denize bakmıştı. Gözlerinde sanki garip bir hüzün var gibiydi. Yani Barını çok fazla tanımıyordum sadece gizemli biri olduğunu biliyordum. Hatta aksine onun hep kötü biri olduğunu düşünmüştüm ama bugün bana yaptığı şeyden sonra asla kötü biri olamazdı benim için. Aklıma takılan şeyle konuşmaya başladım.
“Yanlış hatırlamıyorsam okula motorunla çok gelmiyorsun genelde arabanla geliyorsun. Az önce de sadece motora kötü hissettiğim zamanlar binerim dedin. Seni üzecek bir şey mi oldu bugünler de?”
Bunu sormamla bakışlarını aniden denizden çekip bana çevirdi. Gözlerimin içine bakıyordu şuan sanki böyle bir soru sormamı beklememişti.
Biraz duraksayıp “Bunu gerçekten beni önemsediğin için mi soruyorsun yoksa bugün sana yaptığımın bir karşılığı olsun diye mi?”
“Neden insanlar sadece birbirine karşılık vermek için mi nasıl olduklarını soruyorlar?”
“Evet bana göre insanlar artık birbirlerine nasılsın derken bile o insanın çıkarlarını düşünüyorlar.”
“Seninle ilk sohbetimizde benim böyle biri olduğumu sana düşündüren ne peki?” dedi. Aniden böyle bir soru beklemiyordum. Sanki hayata karşı farklı bir bakış açısı vardı. Nasılsın diye sorduğum soruyu bile ona karşılık olsun diye sorduğumu düşündü. Oysaki hayatta karşılıksız bir sürü güzel şeyler yapılabilirdi.
“Sadece senlik değil. Genel olarak insanlar böyle benim gözümde.”
“Hayır sen herkesin değil bu konuda seni üzenler için böyle diyorsun.” Dedim Barın benim düşündüğümün aksine bambaşka biri gibiydi şuan sanki içinde derinlerde bir yerde sakladığı bir yarası var gibiydi. Okulda insanlara karşı soğuk gibi gözüküyordu ama şuan anlıyorum sadece insanlara değil hayata karşı da bir soğukluğu vardı. Söylediğim şey onu biraz düşündürmüş olucak ki başkalarını bende çekip uzun uzun tekrar denize baktı.
Derin bir nefes alarak “Haklısın belki öyledir.” Dedi
Tam bir şey diyecekken Barın “Hadi seni eve bırakayım merak etmesin sizinkiler.”
Başımı sallayarak elimde ki kaskı tekrar başıma geçirip ikimizde aynı anda motora bindik. Evimin önüne geldiğimizde ben çantamı alarak motordan indim. Barın ise motordan inmemiş kaskını çıkartarak bana baktı.
Elimdeki kaskı ona uzattım. “Ben tekrardan çok teşekkür ederim Barın. Bugün benim için çok özel bir andı sayende ilk defa bir hayalimi gerçekleştirme fırsatım oldu.” Dedim.
Gülümsedi “Rica ederim. Bu arada sana bir tavsiye bundan sonra bir hayalini gerçekleştirme fırsatı eline geçtiğinde çok düşünme. Sonuçta fırsatlar elimize bir kere geçiyor. Hayat kısa.” Deyip göz kırpmıştı.
Ona içtenlikle gülümseyerek “Bundan sonra böyle yapacağıma emin olabilirsin.” Dedim
Bana son bir defa içtenlik gülümseyerek kaskını başına geçirip motoruyla gözden kayboldu. İçimdeki o heyecanla evin kapısından girerek içeri girdim. Muhtemelen bizimkiler daha eve gelmediği için kimse yoktu. O yüzden salona hiç uğramadan direk odama çıktım. İçim içime hala sığmadığı için kendimi geriye doğru bırakarak yatağa uzandım. Odamın tavanlarına bakarak bugün olanları tekrar düşünmeye başladım.
✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨
Giydiğim kırmızı elbisenin askılarını düzelttikten sonra son olarak kırmızı rujumu da dudaklarıma sürdüm artık tam olarak Yağızın partisine hazırdım. Kızlar gelmek üzere oldukları için çantamı alarak hızla odamdan çıktım. Annemle babam bu akşam beraber yemeğe çıkacakları için evde yoktular. Abim ise salonda oturmuş telefonuyla ilgileniyordu beni görmesiyle üzerimi süzerek hemen yanıma geldi.
“Su bence partiye gitme sen. Yoksa partinin en çirkin kızı olarak seni seçiçekler.”
Klasik abimin sözleri olduğu için sözlerine göz devirerek “Yaa abi.” Dedim
“Şaka yapıyorum. Bence partinin en güzel kızı sen olucaksın o yüzden bence gitme partiye boşuna bende adam dövmek zorunda kalmam. Evde seninle film izleriz daha eğlenceli olur.” dedi
Gülerek “Senin o dövüşlü filmlerini izlemektense partiye gitmek daha eğlenceli geliyor abi bence teklifin baştan yanlıştı.” Dedim.
“Bir kere o filmler sizin ergen partilerinizden daha eğlenceli de neyse. Dikkat et kendine telefonun açık olsun eğer bir sorun çıkarsa hemen arıyorsun beni ona göre. İyi eğlenceler güzellik.” Deyip gülümseyerek yanağımdan bir makas aldı.
“Teşekkür ederim abi sana da iyi eğlenceler.” Diyerek kapıdan dışarı çıktım. Muhteşem bir zamanlamam olduğu için Helin ve Ela da arabayla gelmişlerdi hemen. ( Yazar Notu: Küçük bir isim değişikliği yapıldı İlkimin ismi Helin oldu)
Yaz tatilinde kızlarla hep beraber ehliyet almıştık. Daha ben kendime araba almayı düşünmediğim için Helin benim aksime ehliyetini alır almaz ilk aldığı şey araba olmuştu. Arabanın arka kapısını açarak oturmamla Ela ve Helin beni baştan aşağıya süzmüşlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH VİŞNE
Chick-LitVişneler... Her gün oturduğum sıramda olan vişneler... Kim koyuyordu ki bunları. Üstelik nerden biliyordu vişne sevdiğimi. ⭐ Yaşanmış bir hikâyeden esinlenilmiştir. ⭐ Karakterin çoğu gerçektir. Aynı isimler kullanılmıştır.