Sinirli bir şekilde karakoldan içeriye girdim ve gözümle onu aradım. Gördüğümde ise yanına gittim. Yanında iş arkadaşları ile sohbet ediyordu. Arkadaşlarından birisi beni fark etti ve bana döndü.
"Hanımefendi buyrun? Sorun neydi?"
"Bir hırsızı ihba...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Evet ben bu adamdan şikayetçiyim."
"Asıl ben bu kadından şikayetçiyim."
"Yav kardeşim sen nasıl benden şikayetçi olabiliyorsun?? Bana çarpan kişi sensin."
"Bak bacım."
"Bacın ablandır."
"Zaten ablam bacım oluyor."
"Sus be. Cevap verme bana!"
"Memur bey. Lütfen ne gerekiyorsa yapın. Bu adamın yüzünü görmek istemiyorum." Karşımda ki masada oturan komisere baktım ve kollarımı bağlayıp sandalyeye yaslandım.
"Ahmet sen git o civardaki güvenlik kameralarına bak." Yanında duran adama görev verip gönderdi.
"Tamam komiserim."
İsminin Ahmet olduğunu öğrendiğim adam koşarak karakoldan çıktı. Ahmetin çıkmasının ardından bir başkası içeriye girdi. Giren kişi beni ve bu dangalak adamı ayıran kişiydi. Ayırmasaydı adamın elimden çekeceği vardı.
"Evet sorun çözüldü mü gençler?"
"Gençler mi?" Alaycı bir şekilde gülerek yüzüne baktım. "Genç gibi mi duruyorum?"
Kaşlarını çatıp bana baktı. "Evet?"
"Gencim zaten."
"Ben ne dedim? Neyse hallettiniz mi aranızdaki sorunu?"
"Oradan bakınca halletmiş gibi mi duruyoruz acaba?" İğneleyici bir şekilde konuşuyordum. Cevap vermemişti. "Hem sen neden beni tuttun ki. Parçalayacaktım o herifi. Bana iftira atmak ne demek ya."
"Seni tuttuğum sırada bende dayak yedim."
"Haaa!! Seni köpek. Polisede mi vurdun?"
"O değil sen vurdun."
"Ben asla vurmam." Kaşımı kaldırıp karşımda bana bakan polise baktım.
"Emin misin?"
"Hayır. Ervayım."
"Iyyyy. Sus tamam. Pençelerini içeriye sok."
Aradan geçen yirmi dakika o kadar uzun gelmişti ki canım sıkıldığı için bana çarpan adamı dövmek istiyordum. Bacak bacak üstüne atıp bacağımı sallamaya başladım. Kollarım hala bağlı duruyordu. Bu durumdan babamın haberi olmasa iyiydi.
Bacaklarıma inen serinlikle bacaklarıma baktım. Şal tarzı bir bez vardı. Kafamı yukarıya kaldırdığımda bizi ayıran polis olduğunu gördüm.
