başarısız sorgu.

13 2 0
                                    

NEDEN OKUYORSUN ERİN (evt senden bahsediyrm)

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın🤍

İyi okumalar🥂

BAŞARISIZ SORGU

"Ben sensiz de yaşarım ama seninle bir başka yaşarım..."

🥂

Yaşadıkları çoğu şeyi bir oyun belki de bir çizgi film olarak görebilecek kadar masum. Belki bir neşe kaynağı belki bir hüzün. Çocuklar her duyguyu taşımaz mıydı? Bir anda bir sürü duygu. Oyuncaklarıyla oynarken mutlu olup yarattığı evrende kendisi olamadığı için üzgün. Okula giderken arkadaşlarıyla görüşeceği için mutlu sevmediği dersi dinleyeceği için sinirli.

Artık bir şeylerin farkına varmaya başlamış ve onlarla mücadele etmeyi öğrenmeye başlayacak kadar cesur ve güçlülerdi genç olan kısım. Bir gün tamamen mutlu bir gün depresyonda olabilirlerdi. Kimse buna karışamazdı. Ama bir duyguyu sonuna kadar yaşarlardı. Sonuna kadar eğlenir, sonuna kadar güler ve sonuna kadar ağlarlardı. Belki de onları çılgın ve cesur yapan buydu.

Bütün yükler omuzuna binmiş artık onları taşıyabilecek gücü olmayan yetişkinler. Herşeye rağmen gülmeye çalışıp içten içe her zaman karamsar düşünen yetişkinler. Gülmeyi unutmuş da olabilirlerdi. Sadece düşünenler. Hepsi için değil ama bazıları için geçerliydi bunlar. Bir yetişkin belki de bütün duygulardan mahrum kalmıştı.

Bunların hepsi bir sıra ve düzen içerisinde yaşanırdı. Fakat Lee'de yine öyle olmamıştı. Daha çocukluğunu, gençliğini yaşayamadan içini bir karamsarlık kaplamıştı. Babasının kendisine miras bıraktığı bu mesleği, bu yüzden kolaylıkla yapabiliyordu.

Babası bir savaşta şehit düşmüştü. Bu onu ne kadar üzse de çok etkilenmişti. Vatanını kurtarmak için kurşunların önüne diziliyor ve bundan bir an olsun korkmuyordu. Oldukça havalıydı küçük Lee'ye göre. Küçükken hep babası gibi olmak istiyordu.

Ölüm haberini alınca ise bu istek daha güçlenmişti.

Babasından aldığı bu güçle palyaçoyu yakalayabilmişti. Şimdi arkasında askerleri bodrum katına iniyorlardı. Ondan öğrenebileceği kadar bilgi öğrenmeli ve ona işkence etmeliydi. Merdivenlerden hiç zorluk çıkmadan ilerlerken Lee alayla güldü.

"Nasıl elime düştüğünü görüyor musun? İyi izle."

Sonunda gri duvarlarla kaplı kir ve toz dolu bodrum odasına gelmişlerdi. Oda genişti fakat ne yatak ne de herhangi bir eşya vardı. Sadece içerdekinin kendisini görebilecek, dışarıdakinin de içerdekini görebileceği bir cam vardı. Askerler onu içeriye attığında Lee sırıttı ve onunla birlikte içeriye girdi.

Ağzındaki bantı hızlıca çıkarıp bir kenara fırlattı. "Siz çıkın dışarı!" diyerek tek başına kalmalarını sağladı.

Uzun kelepçeler yanlardaki duvarlara sabitledi ve geri yanına çöktü. "Sen gerçek bir piçsin!" Lee bu anı çıkışı ile kahkaha attı. Daha sonra ciddi bir yüz ifadesine bürünüp çenesini sertçe tuttu.

"En azından senin gibi dönek değilim ibne."

"Ah! Eşcinsel olduğumu unutmadın demek. Senin için önemli bir bilgi olmalı?" dedi alay ile yüzüne bakarken. "Evet, seninle daha iyi dalga geçmek ve ne kadar iğrenç olduğunu kanıtlamak için küçük bir neden."

"İğrenç mi? Kız kardeşin öyle demi-"

Yüzüne yediği yumruk ile susmak ve kan öksürmek zorunda kaldı. "Kardeşimden bir daha bahsetmeyeceksin demedim mi sana!?" Dişlerini sıkarak bir yumruk daha geçirdi yüzüne.

"Agh! Haha! Gören de gerçek kardeşi sanacak!  Üvey miymişsin sen agucuk bugucuk?"

Evet, babası diye örnek aldığı adam onun koruyucu ailesiydi. Bunu tabii ki Han biliyordu. İkisi de birbirleri hakkında herşeyi biliyordu.

Düşmanlar birbirini en iyi tanıyanlardır.

"Dua et senin kadar cani değilim. Sana acılarını hatırlatacak kadar orospu çocuğu değilim." dedi ve ayağa kalktı. "Şimdi boş yapmayı kes ve kimin tarafından satın alındığını söyle."

"Hmm... Bilmiyorum bilirsin bedenimi herkes sever. Kızlar dahil."

"Sana boş yapmayı kes dedim Han Jisung! Adam akıllı kimden para aldığını söyle!" Yüzüne bir yumruk daha geçirmemek için ellerini arkasında birleştirip derin bir nefes aldı.

"Kendini sıkma komutan. Daha önce yapmadığın şey mi? Bir kez daha vursana"

"Sesini kes artık! Doğru düzgün cevap vereceksen konuş yoksa-"

Han kahkaha attı. "N'aparsın? Yemek mi vermezsin? İşkence mi çektirirsin? Hadi ama," dedi ve kafasını ayağa kalkmış Lee'nin bacaklarına yaklaştırarak alttan alttan ona baktı. "bunlara dayandığımı bilirsin komutan. Bana daha iyi oyunlarla gelmelisin." dedi ve dudaklarını ıslattı.

Lee iğrenerek geriye adımladı. "Siktir git ve bir daha asla bana yaklaşma!" Birbirlerinin zaaflarını biliyorlardı ve bunları kullanmaktan sadece Han çekinmiyordu.

Lee sınırlara saygı duyan birisiydi.

"Bakalım ne kadar dayanacaksın Han Jisung."

Odadan sert ve kendinden emin adımlarıyla çıkıp kapıyı kilitledi. Bodrumdan çıkıp yukarı kata adımladı. Derin bir nefes verip odasına geçti. Ardından onun dosyasını eline aldı.

Adının bile yazmadığı bu dosya ile sinirle ayağa kalktı. Sikik herifin bilgilerini Lee'den başka bilen yoktu! Kendi ajandasını açtı ve geri yerine oturup eski sayfalara gitti.

Han Jisung başlıklı sayfayı görünce duraksadı. Yaklaşık 7 yıl önce yazılmış bir sayfaydı. Sayfada Jisung ve kardeşi ile ilgili birkaç bilgi yazıyordu. Bu sayfayı es geçip yeni bir sayfa açtı.

Ve o sayfaya onunla ilgili bildiği herşeyi aktardı.

Adını, özgeçmişini, ailesini... Bunların hepsini bildiği için yazması o kadar da uzun sürmedi.

Hwang da Killix'i kitleyip odasına çıkmıştı ve onun başına bir asker göndermişti.

Fakat Killix sandıkları kadar aptal değildi.

yenigelmedikgerigeldikagaa

yenigelmedikgerigeldikagaa

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BABALARIM.

clown killer, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin