Atilla Ali Tamtürk, ünlü bir iş insanı aynı zamanda Türkiye'nin en büyük kabadayılarından İdris Tamtürk'ün oğludur.
Babasının münasip gördüğünce bir evlilik yapar ve bir çocuğu olur ama evliliğinde huzuru, mutluluğu
yakalayamaz.
Atilla Tamtürk bi...
Tekrardan hoşgeldiniz biliyorum uzun bir süre oldu ama kitabı yazmak için tekrardan motivasyonumu toplamak uzun sürdü.
Aranızda yeni katılanlar var lütfen bölümlerim hızlı gelmesini istiyorsanız kitaba oy ve yorum yapıp beni takip edin.
Sizi seviyorum civcivlerim 🐣🐣❤️🧿
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1992 Ekim 2 yıl önce. Bir pazar günü.
Gökyüzü solgun bir maviye boyanmıştı o sabah. Şehir ise huzurlu bir sessizliğe gömülmüş, sokaklar bütün kötülükleri saklamak istermiş gibi hafif bir sisle kaplanmıştı. Ama bu hava insanlara kasvet yerine huzur bahşediyordu.
Hülya kucağında yeni kırkı çıkmış bebeği yüzü, gözü uykusuzluktan şişmiş bir halde yatak odasının penceresinin pervazına dayanmış yarı uyuklar halde dışarıyı seyrediyordu. Yüzünde her zamanki gibi olağan kocaman bir gülümseme vardı.
Çünkü sevdiği adam yanında hatta yarı çıplak halde yatağındaydı.
Kısacası mevsimlerden kış, günlerden aşktı.
Ve o an pencereden içeri hafif bir rüzgar girdi. Hülya bebeğinin üşümesinden, hasta olmasından korktuğundan hızlıca pervazdan çekilip pencereyi ve perdeyi kapatarak yatağa doğru döndü.
Pencereyi biraz sert kapatmış olmalı ki Alpaslan hafifçe mızıldanırken Atilla Ali kirpiklerini kırpıştırarak bataklık yeşili gözlerini araladı. Sevişmenin verdiği huzurla yüzü dingin, vücudu boş bir un çuvalı gibi hafifti.
"Ayy!" diye bir tepki verdi Hülya hafif bir üzgünlükle. "Özür dilerim hayatım. Uyandırmak istemezdim pencere biraz sert çarptı da." diye konuştu alt dudağını dişleri arasına alıp utançla hafif hafif ısırırken.
Üzerinde beyaz, mini, göğüs kısmında dantelleri bulunun bir gecelik bulunuyordu. Geceliğin ince askısının teki omuzundan sıyrılmış çıplak gerdanını tamamiyle meydana çıkartmıştı.
Bu yorgun haliyle bile öyle kadınsı öyle seksi gözüküyordu ki Atilla onu böyle görünce göz bebekleri büyüdü; dili ile alt dudağını farkında olmadan yaladı.
Genç adam yeni uyanmış olmanın verdiği o boğuk erkeksi sesi ile konuşacakken bakışlarını sevdiği kadın ve tüm gece uyumamasına rağmen hala cin gibi bakan oğluna çevirdi.
"Eğer her gün bu görüntüye uyanacaksam bir ömür boyu bu sese katlayabilirim."
Hülya uğruna canını verebilecek kadar sevdiği adamın aşk dolu cümlesinin duyunca adeta olduğu yerde üzerine yağmur yağmış bir kardan adam gibi eridi. Dudaklarını aralayıp cevap vermek istedi lakin Atilla'nın atik bir hareketle bir anda ayağa kalkıp yarı çıplak vücudunu meydana çıkartmasıyla dudaklarından anlamsız heceler çıktı.
