16 haziran, cuma. başkasını sevmenden nefret ediyorum. ben sana ölesiye bağlıyken, senin ona bakarken gözlerinin ışıldamasından nefret ediyorum. onunla konuşurken güzel yüzüne yayılan tatlı gülümsemeden ve tanrı melezlerine yakışır güzelliğinle, keyifle, parmaklarını geçirdiğin, senin için yaratılmış, senden başka kimseye yakışmayan bir kesime sahip saçlarından nefret ediyorum. sen ona bu derece bağlıyken ben acı çekiyorum. senin yüzünden acı çekmekten nefret ediyorum. kalbimde bir şeylerin kopmasından ve kapalı alanda iliklerime kadar hissettiğim soğuk rüzgarların o parçaları götürmesinden nefret ediyorum. her aklıma geldiğinde senin başkasını sevdiğin, vücuduma soğuk, keskin buz parçaları batıyor sanki. tenime, gözlerime, kalbime. paramparça olan ama o parçaları inatla senin için toparladığım, inatla senin için atan kalbime. artık gücü kalmadı ne o parçaların, ne benim. ben ölüyorum aslında içten içe.
kelimelerin tükendiği, sözlerin bittiği yerdeyim sanırım. ama bunlar olsun istemiyorum. yine senin için açayım bu defteri, sana karşı olan gün boyu bastırdığım duygu boşalmalarını yaşayayım sonra da hiç oyalanmadan kapatayım yine, koyayım bir kenara her zaman, her gün yaptığım gibi. ama hislerimi kaybediyorum sanırım. seni o kızla daha çok gördüğüm için kabullenme evresine mi geçtim? belki. duygularıma alışıyor muyum? sanmıyorum. onları kaybediyorum beomgyu. kaybetmek istemiyorum çünkü biliyorum ki eğer ben sana karşı olan duygularımı yitirirsem bir daha asla hissedemem. kimseye karşı. kimseye karşı böylesine derin ve saf, temiz duygular hissedemem. seni artık bırakmak istemiyorum. ama biliyorum ki doğrusu bu. biliyorum vazgeçmeliyim senden çünkü sen sevmezsin, sevemezsin beni, benim seni sevdiğim gibi. biliyorum tüm bunları. eğer bir gün cesaret eder de ulaştırırsam sana bu yazıları, biliyorum çok kızacaksın, ayıplayacaksın ve garip gelecek sana. saçma sapan çocuğun saçma sapan duyguları diyeceksin belki. deme. bir gün sen de düşeceksin benim düştüğüm kuyuya ve o gün aklına getir beni. unut o güne kadar. sana gönderecek olursam eğer, göndereceğim son paragraf olacak bu ve eğer olur da tümüyle kopup uzaklaşırsa parçalar, yazmayacağım bir daha aşk adına. iki dudağımın arasından çıkmayacak senin ismin. ama hep söylediğim gibi, kimseye sana verdiğim değeri, özeni ve sevgiyi veremeyeceğimi de biliyorum. o yüzden ben söylemesem, aklımdan geçirmesem de kalbimin bir köşesinde hep senin ismin kazılı kalacak. özür dilerim böyle bir insan olduğum için. özür dilerim hayatına kısa bir süre olsa da dahil olduğum için ve seni kendi hayatıma sonsuza dek dahil ettiğim için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tanrı melezi, taegyu.
Fanfictionyine gelip çalsaydım kapını, daha açmadan kilitler miydin yüzüme? angst.