sence çok mu hoş? hadi sen beni anladın da benimle oynuyorsun, arkadaşın olmayan arkadaşın neden böyle davranıyor bana, hatta sana? beni görünce sana sarılmalar, dikkatini dağıtmalar, seni alıp götürmeler... choi yeonjun olsa olsa bir rahibe ve şeytanın yasak aşkından doğan, şeytandan gelen huyları temizlemek için rahibenin bir kase dolusu iyiliğin içinde günlerce pişmanlık dolu ninnilerle yuvarladığı çocuğu olurdu. içinde, derinlerinin özünde iyi biri olabilir ama annesi olan rahibe onu o kasenin içinde yeterince uzun süre yuvarlamamış olmalı. neticede o hala şeytanın oğlu.
ve ben, o şeytanın oğlunun midemi bulandıran sesi arasında senin sesini duyuyorum tanrı melezi:
"yeonjun, işim var diyorum, gideceksen sen git diyorum, bıraksana oğlum!"
tanrıların gönderdiği beyaz güvercinlerin sesi kadar naif senin sesin. yeğenin, tanrılar kralı zeus'un kızı athena'nın diktiği zeytin ağacında yuva kurmuş güvercinlerin sesi kadar berrak. sen, choi yeonjun'a rahatsız edici sözler söylüyorken ben, yanınızdan geçip gidiyorum. sen hallet işini beomgyu. ben giderim. choi yeonjun da rahat olsun, ben gidiyorum, tanrı melezi. fazla fark etme yokluğumu. varlığımı uzun süre fark etmedin ya, yokluğumu da fark etme. hoşçakal rhea'nın oğlu. kendine iyi bak. sen de iyi ki varsın choi beomgyu. sen de iyi ki varsın tanrı melezi.
o gün seni bir daha görmedim. yine. belki de artık seni görmek istemiyorum. bu bir gelişme sayılır mı? bilemiyorum beomgyu. gelişmeden çok felaket gibi geliyor kulağa. ama seni ve sana olan duygularımı nasıl benimsediysem sensizliği ve genel anlamda duygularımın bir kısmının kaybını da öyle benimseyebilirim.
benimseyebilirim, değil mi? yapabilirim?
_____
yüce taehyun, melez beomgyu'nun soy ağacına ne kadar hakim gördünüz mü
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tanrı melezi, taegyu.
Fanficyine gelip çalsaydım kapını, daha açmadan kilitler miydin yüzüme? angst.