²

676 52 20
                                    

Survivor'da akan sular durmak yerine daha da hızlanıyordu. Kırmızı takım birbirlerini teker teker harcıyordu. Hepsinin kendisine göre bahaneleri vardı, ama hepsinin bahanesininde bulunan tek bir kişi vardı.

Aleyna Kalaycıoğlu.

Dün ki oynanan oyunda Kırmızılar yine kaybetmiş ve Mustafa Kemal'i yazmışlardı. Mustafa Kemal de buna tepki göstermiş ve Merve ile kavga etmişti. Sonrasında olay gene Yunus'a gitmişti. Yunus ile Mustafa Kemal birbirine girmişti.

Ve bugün ki oyunda Nefise, Nagihan, Mustafa Kemal oyunu terk etmişlerdi. Olaylar o kadar karışmıştı ki şuan da Nefise ve Aleyna kavga ediyordu.

Aleyna sakindi ama Nefise'yi zorla tutuyorlardı. Nefise'nin bu durumuna herkes anlam vermeye çalışıyordu. Nefise'nin tek sorunu çok küfür kullanmasıydı. Şuan bıraksalardı Aleyna'ya dalmıştı.
Bu sefer ki kavgaya ben karışmıcaktım tabii ki.

Zaten öbürüne de ne karıştıysam.

"Biz bunların entrikalarının bitmesini mi bekliyeceğiz?" Dedi Seda abla. "Pes bu kadarı da."

İç çekerek arkama yaslandım.

"Aleyna her yerde Aleynalığını yapıyor. İşi gücü milleti birbirine doldurup sonra da masuma yatmak.

Başımı hızla Poyraz' çevirdim ve histerik bir şekilde güldüm. "Niye tek suç Aley'in ki? Onun lafına kalanda da suç var."
Lafım ona değil ortayaydı. Tabii o ne demek istediğimi anlamıştı. Yerinde bir kaç rahatsız hareket ederek oturuşunu düzeltti.

Kavga sona erdiğinde bizde oyunu almıştık ve adalarımıza geçmiştik. Sanırım bu akşam kırmızılar biraz azar yiyecekti.

Ben ile Ogeday sahil kenarında oturmuştuk. Akşam ki bomba konseyden önce biraz dinlenmemiz gerekiyordu.

"Ben dizilerde böyle entrika görmedim arkadaş." Mızmızlandı. "Hayır birde Merve'nin ağlaması yok mu? Deli ediyor ya beni."

Kıkırdadım. "Acaba bizde bu kadar kaybetsek kavga çıkar mı?"

Oge dudaklarını büktü. "Ya belki çıkar ama bu kadar sanmam. Biz o kadar da değilizdir bence."

"İnşallah değilizdir."

"Sen takıma güvenmiyor musun yoksa?"

Omuz silktim. "Ben.. güveniyorum ama sadece gücümüze, daha öbür türlü güvenmek için çok erken Oge. Her an herşey olabilir."

Ben 2021 de dersimi aldım.

Ogeday başını salladı. "Kendi senende tam olarak neler yaşandı Yağmur?"

---

"Siz ne istiyorsunuz ya? Ne istiyorsunuz? Söyleyin bana ya ne istiyorsunuz ne?"

Acun abi sandalyesini yere fırlatmasıyla irkildim.

Kırmızı takım çizgiyi açmış konseyde de kavgaya tutuşmuştu, Nagihan Aleyna'ya fiziksel temasda bulunmuştu, arka plan da olan görevliler Aleyna'yı dışarıya götürmüştü, sonra ise Nagihan ile bir kaç kişi sohbet edip gülmeye başlayınca Acun abi çığrından çıkmıştı.

"Çıkın arkadaşlar, çıkın. Konsey bitmiştir."

"Delirtiniz lan adamı." diye ortaya laf attı Hakan.

"Hakan sus senden bilebilir her an." diye fısıldadım.

Hepimiz ayaklanıp konsey alanından çıktık.

Şakaklarımı ovayalamaya başladım. "Neler oldu az önce ya.." diyen Damla şoktaydı.

"Valla biz hiç birşey yapmadan birbirlerine girdiler farkında mısınız?" Diye ekledi Seda abla.

Onlar aralarında sohbet ederken bende onları dinliyor hemde denizi izliyordum.

Batuhan'ı özlemiştim.
Ailemi özlemiştim.

Ailem ile sıkı bir bağım olmasa da Batuhan ile abi kardeş ilişkimiz vardı. Keşke 2022 All Star da olan olaylar olmasaydı da burda benimle olsaydı. Çok söyledim "Acun abi ile aranı düzeltebilirsin, kinli bir adam değil."

Dinlemedi ki essek.

İnadı öyle bir inattı ki, insanı çileden çıkartırdı.

"Bu gece uyumasak mı takımca? Yarın boş gün zaten uyuruz." Dedi Yasin.

Bir kaç kişi yok diye mırıldansa da zaten uykum yoktu, yarında dinlenme günüydü. Bence sabahlamaktan zarar gelmezdi.

"Ben varım."

"Bende tamamım." Gözlerim Poyraz'a döndü. Zaten bana bakıyor olmasıyla göz göze geldik. Ne bakıyorsun demek isterdim ki, Ogeday'ın sesi dikkatimi dağıttı.

"Gece uzun." Kafamı ona çevirdim. "Diyorsun." İkimizde güldük.

Adalara geldiğimizde Hakan abi ortada ateş yakmıştı. Sabahlamaya karar verenler ateşin etrafındayken, diğerleri ise barakalarında uyuyordu.

Ben,Ogeday,Poyraz,Yaman,Damla, Furkan ateşin etrafında oturuyorduk.

---
"Poyraz bana bağırma!" diye bağırdı Yağmur.

Herşey alt üst olmuş, arkadaşlıkları bataklığa girmişti. Poyraz Yağmur'a bağırmazdı.

"Eğer karşımda ki takımını bir erkek için satan bir kız ise bağırırım Yağmur." Dedi Poyraz kızın üstüne yürürken.

Yağmur siniri bozuk bir şekilde gülmeye başladı. "Ya sen benimle dalga mı geçiyorsun? Nasıl böyle birşey söyleyebilirsin bana Yiğit?"

Poyraz yutkundu. Yiğit dememeliydi. Hatta Poyraz bile demesi onu sarsmıştı. "Ben ne gördüysem onu söylüyorum."

Yağmur kafasını iki yana salladı. "Gördüklerini değil de duyduklarını söylüyorsun sen bana." Derin bir nefes aldı. "Aleyna mı Ayşe mi?"

Poyraz anlamaz bir şekilde kaşlarını çattı. Yağmur anlamadığını anlayınca sözünü tekrar etti. "Ayşe mi doldurdu seni Aleyna mı? Kim düşündürdü Batuhan'a aşık olduğumu?"

Poyraz iç çekti. "Suçu onlara yıkmaya çalışma."

Yağmur bir kaç saniye duraksadı. "Sen..bana inanmıyorsun." Gözleri doldu. "Yazıklar olsun sana." Gitmeye yeltendi ama bir bir kol onu durdurdu.

Belki.. belki özür dilerdi.. pişman olurdu diye düşündü.

Yanıldı.

"N'oluyor? Batuhanına mı gidiyorsun yoksa? Omzunda falan mı ağlıcaksın?"

"Sus."

"Gerçekleri duymak zoruna mı gidiyor küçük hanım?"

Yağmur ses tonuna hakim olamadan bağırdı. "Sana diyorum ki sus! Konuşma tamam mı?" Poyraz'ı omuzlarından ittirdi. "O çeneni kapat Yiğit!"

"Konuşuyoruz işte? Ne zoruna giden ne?"

Boğazı düğüm olmuştu. Kendisi çıldırma noktasındayken, Poyraz aksine çok rahattı.

"Konuşmayalım Yiğit. Şuan benimle konuşma."

Dedi ve hızlı adımlarla Poypoy değil. Poyraz değil. Yiğit'in yanından ayrıldı.

___

Heart To Heart •|• Yiğit Poyraz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin