Çok uyuyabildiğimi sanmıyorum ama dinç kalktım çünkü kalkmak için bir sebebim vardı. Anıl. Ya da bir diğer ismiyle lavantamsı adam. Yatakta oyalanırken korkak bir şekilde elim komodinin üzerinde duran telefona uzandı. Açmaktan korkuyorum. Aslında boş bir heves gibi de gelmiyor değil. Tablomu beğenmiş olabilir bu çok normal. Hadi ama o söylediği cümle etkiledi. Lavantayı sevmek için bir sebep..kendimi boş şeylere inanıyormuş gibi hissediyorum. Telefonun şifresini girip mesaj kutuma baktığımda BOMBOŞTU. Mesaj kutum bomboştu. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Dedim ama ben bomboş bir düşünce diye.
Kahvemi hazırlıyordum ama hala aklım telefondaydı. Telefonda değil mesaj kutumdaydı. Mesaj kutumda değil ondaydı. Lavantamsı adamda. Telefonu elime alıp bugün ziyaretime gelecek olan Sezen Hanım'ı bir saate beklediğimi yazdım. Fakat mesaj gönderilemedi. Wi-fi'yi kontrol edecekken internetimin kapalı olduğunu gördüm. İnanamıyorum. Cidden mi? Ne kadar salaklaşıyorum. Dün heyecandan interneti kapatıp yatmıştım. Hemen interneti açtım. Ve o bildirim geldi.. lavantamsı adamdan bildirim geldi. Şimdi de ben girmek istemiyorum. Heyecanı kaçtı. İçimdeki kaynayan lavlar haricinde evet heyecanı kaçmıştı. Hemen girdim mesaja. Güya heyecanı kaçmıştı.
Birinci mesaj :
"Merhaba lavantaları sevmek için sebebi olan Asel."
İkinci mesaj :
"Tablonu göndermeyi kabul ettiğin için minnettarım, çok teşekkür ederim."
Üçüncü mesaj :
"Seni daha yakından tanımak isterim sende istersen."
1 cevapsız arama
Dördüncü mesaj :
"Galiba uyuyorsun iyi geceler diliyorum."
Ellerim titriyordu. Beni aramış üstelik dört mesaj atmış hepsi bir lavanta kadar değerli. İlk cümlede zaten buhar olup uçmuşken diğer mesajlardan bahsetmiyorum bile. Çok değerli hissettim o an. Hem de çok. Hemen mesaj atacakken çevrimiçi yazısını gördüm dondum öylece kaldım. Geride kalan on beş dakika gibi. Resmen yirmi dakikadır benden görüldü yemişti. Tam parmak uçlarım klavyeye gitmişken telefonum çalmaya başladı. Ve ben çıldırmış durumdaydım. LAVANTAMSI ADAM ARIYOR.. açacak mıydım? Ne yapacaktım? Ya görüldü attığımı yüzüme vurursa diyecektim ki parmağım aramayı kabul etti. Ben değil parmağım.
- Alo?
Hiçbir şey diyemiyordum. Lâl olmuştum adeta. Sakin ol, sakin ol ve cevap ver.
- Âlo
- Merhaba Asel Hanım. Mesajlarda Hanım'ı kullanmadım tabi klavyede kolay.
Ne yani Hanım mı diyecekti? Onun da iki anlamı var ama hangi anlam olduğunu anlamayacak kadar salak değilim.
- Merhaba Anıl. Hanım kelimesine gerek duymuyorum, nazik davranışın için teşekkür ederim.
- Pekâlâ Asel. Bana sormadın zaten Bey'le alakalı bir şey.
Kahkahalar arasında cümlesini zorla anladım. Birincisi utançtan yerin dibine girdim. İkincisi çok güzel gülüyor. Yani en azından sesi öyle.
- Özür dilerim gerçekten direkt dalmış gibi oldu. Kusura bakme.
Ne bakme mi? Hemen telefonu yüzüne kapattım. Ne dedim ben? Asel cidden salaksın biliyor musun? Bide yüzüne kapattım ayıp oldu. Ne yapacağım şimdi?
lavantamsı adam'dan yeni bir mesaj
Hâlâ mesaj atmasına kaç puan peki. Asel utanmadan hâlâ konuşuyorsun. Ne yazdı acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanat Eserim
Teen FictionAsel..en çok sevdiği çiçek lavanta olan Asel.. Bir gün parka gidip kalbini orada bırakan Asel.. Orayı taşla dolduran Asel.. Her şeye rağmen yaşayan ya da yaşadığını sanan Asel.. Acaba bize hayatından neler paylaşacak?