eighteen

270 28 11
                                    

İyi okumalar...

_

~jungkook~

Sabah zar zor gözlerimi açabilmiştim. Hala dünkü yorgunluğum biraz üzerimdeydi.

Sıcak mı sıcak yatağımdan ne kadar ayrılmak istemesem de kalkıp kahvaltı hazırlamak zorundaydım. Yorganımın altından çıkıp banyoda elimi yüzümü yıkadım ve direkt mutfağa geçtim.

Kahvaltılıkları buzdolabından masaya yerleştirdim. Biten reçel kasesini gördüğümde, buzdolabından çilek reçeli kavanozunu tezgahın üstüne bıraktım. Başımın üstündeki dolabın kapağını açıp içinden küçük bir kase çıkardım. Reçel kavanozunun kapağını zorlandığım hâlde sonunda açabildim.

Kavanozda ki reçeli kaseye doldurduktan sonra kapağını geri kapattım. Tam geri döneceğim sırada, anlamadığım bir anda büyük bir ses ve başımın ağrısı ile acı içinde inledim. Ellerimle, başımı vurduğum yeri tutup hemen ileride olan sandalyeye oturdum.

Kafamı o kadar sert vurdum ki kanadı galiba. Etrafımda kuşların döndüğünü bile hissediyordum.

Sandalyede öne doğru eğilip dirseklerimi dizime yasladım. Saçlarımın arasındaki ellerimi ordan ayırıp yüzümle aynı hizaya getirerek başımın kanayıp kanamadığını kontrol ettim. Neyse ki kanamıyordu ama acısından bile şimdiden şiştiğini hissedebiliyordum.

Tam oturuşumu düzeltip, sırtımı sandalye başlığına yaslayacağım sırada aklıma doluşan anılarla, başımdan aşağı kaynar döküldü ve donup kaldım. Kalp atışlarım hızlanırken dudaklarım ve gözlerim gereğinden fazla açıldı.

"Siktir"

"Ben ne yaptım"

Dehşet içinde kendi kendime konuşurken, içimden hâlâ siktir çekip duruyordum. Olduğum yerden hareket bile edemiyordum. 'Niye öptüm', 'Salak mıyım ben', 'Galiba gerçekten salağım', 'Neden Taehyung'u öptüm ya', 'Yüzüne nasıl bakacağım şimdi' tüm bunları ve daha fazlasını düşünürken kaşlarım çatık bir şekilde dudağımı kemiriyordum.

"Kimin yüzüne nasıl bakacaksın?"

O kadar dalmıştım ki son sözlerimi dıştan söylediğimi, jiminin geldiğini ve beni duyduğunu fark etmedim. Başımın ağrısını bile neredeyse unutmuştum.

"Jungkook"

Jimin, beni dürtüp yanımdaki sandalyeye oturduğunda, ne söylediğini tam anlamadığım için başımı iki yana hızla sallayıp kendime geldim ve ısırdığımı yeni fark ettiğim dudaklarımı serbest bıraktım.

"Ne"

"Diyorum ki, kimin yüzüne nasıl bakacaksın"

"Jimin ben çok kötü bir şey yapmışım"

"Ne yapmışsın?"

"Jungkook cevap ver endişeleniyorum."

Alt dudağımı ısırıp gözlerimi sımsıkı kapattım. Söyleyemiyorum bile, nasıl yaptığımı hala anlamış değilim. Belki de öyle bir şey hiç olmadı sonuçta sarhoştum, belki de öyle oldu zannediyorum, belki de o olay hiç yaşanmadı, umarım yaşanmamıştır...

"Jungkook!"

Jimin'in yüksek sesini duyduğum gibi irkilip dalgın bakışlarımı yüzüne çevirdim.

"Jimin, ben galiba taehyungu..."

O kelimeler dudaklarımdan dökülmüyordu. Dilim dönmüyordu. Hâlâ nasıl böyle birşey yaptığımı sorguluyordum.

Aradan neredeyse bir ay geçti ve ben daha yeni hatırladım. Hatırlamaz olaydım. Bundan sonra taehyung ile aramızın değişeceğini biliyordum. İyi mi yoksa kötü yönde mi bilmiyorum ama kesinlikle eskisi gibi olmayacağız. İstesem de artık rahat davranamam yanında.

 my next-door neighborHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin